Sen; üstün yeteneklerle donanmış, çok azimli, zeki ve uğraşından zevk alan bir kişi olabilirsin. Alanında şöhret yapmış bilmem kaç tane büyük sanatçıdan aleladenin ötesinde etkilenmiş olabilirsin. Hatta onlar gibi yazabiliyor, çizebiliyor, söyleyebiliyor veya resmedebiliyor da olabilirsin. Sana, doğuştan birtakım vasıflar verilmiş olabilir. Sen bu vasıfları tepe tepe kullanıyor olabilirsin. Sana pek çok kişioğlu 'aferin' diyegelmekte olabilir. Öte yandan, bir o kadar kimse de neleri bilip bilmemekte olduğunla değil de, ortalıkta gözüküp duran üstün kabiliyet ürünü eserlerinle sana değer biçiyor olabilir. Sen ise, bu denli dipsiz bir 'neler yapabilirim alemi'nde ürün üretmeyi bir tarafa bırakıp da; geçmişte kimin, ne zaman, neyi, nasıl yaptığına kafa yormayı beyhude bir uğraş olarak algılayabilirsin. Eğer böyle düşünmekteysen, kendilerinden çok etkilendiğin kimseleri gerçekten tanımadığına kellemi koyabilirim. Eğer böyle düşünmekteysen, kendilerinden ilham aldığın onca sanat erbabının, vaktiyle senin gibi düşünmedikleri için, seni beni hayran bırakacak seviyeye ulaştıklarına de kellemi koyabilirim. Onlar da senin gibi, kendilerinden önce gelmiş geçmiş bazılarından beslenerek üstadlar hiyerarşisine dahil olmuşlardır; fakat onlarınki kuru bir etkilenmenin çok ötesinde, işin aslına inerek, ilgilendikleri alanın tarihini, gelişimini, hangi yollardan geçtiğini sindirmek anlamında bir etkilenme olmuştur. Zaten başka türlüsü, basit bir taklitten öteye geçemezdi.
Eğer yaptığın işin tarihini, teorisini, kitabiyatını bilmiyorsan veya bilme gereği duymuyorsan, ileride seni tanıma gereği duymayacaklardır. Senin aman aman kabiliyetlerin bir noktadan sonra tıkanacaktır ve sen felç olacaksındır. Kıpırdayamacaksındır. Yenilenemeyeceksindir. Yok olacaksındır. Çünkü teoriden yoksun olan pratik, aksak yürür ve kof kalır.
Her sanatın, kendine has kurallar sistemi olduğu gibi bir de bilimsel, tarihsel ve felsefi boyutu vardır. Çıkış noktaları, çıkış nedenleri, etkileri, kahramanları vardır. Sanatçı, kendisine bu sistematik içerisinde bir yer bulur. Kendisini bazı akımların, sanatçıların kategorisi dışında tutan özgün sanatçının durduğu yerin bile, izah edilebilir ve ilişkilindirilebilir bir söylemi vardır.
Birtakım raconların hakkından gelebilme yeteneği, iz bırakmak için yeterli dayanağı oluşturmaz. Bazı çevrelerce elüstünde tutulmak, bütün çevrelerin takdirlerine şayan olma imkanını baltalar. Birilerinin hoşgörü sınırlarının geniş olması nedeniyle elde edilebilen bazı yaftalar, er meydanında sökmez. Yerli yersiz alkış tutan şakşakçıların kulağa hoş gelen gürültüleri, kişiyi 'aferin delisi' yapmaktan başka bir işe yaramaz. Bugünü kurtaran, yarını kaybeder. Uzunca bir süre hor görülmeyi veya ciddiye alınmamayı göze alabiliyorsan uzun ömürlü olmaya hak kazanabilirsin. Elim kalem tutuyor deyip de yazmaya kalkışma; zira kimsenin gözünü boş yere yormaya hakkın yok. Ama senin, iddialı sanatçı geçinmeksizin kendi halinde bir hayat sürüp gitmene de bir diyeceğim yok.
Sözüm meclisten dışarıya.
Sen; üstün yeteneklerle donanmış, çok azimli, zeki ve uğraşından zevk alan bir kişi olabilirsin. Alanında şöhret yapmış bilmem kaç tane büyük sanatçıdan aleladenin ötesinde etkilenmiş olabilirsin.