SONBAHAR, GÖNÜL DAĞIMIN RENGİ

Orhan CESUR


Bir sonbahar sabahı düştüm yollara bilmeden
Yol nereye gider, ben nereye;
Hüzün çöktü yaprak gibi sarardım soldum
Yaprak nereye gider, ben nereye.

Hazan mevsimi bir başka tutar adamı,
Güz güzelliğidir bu sarmış her yanı;
Gazel olmuş yapraklar, yerde uyku hazırlığı,
Ölüm değil bu yeniden doğum hazırlığı.

Her sonbahar nükseder gönül yaralarım,
Bilemem, söyleyemem niçin kendimi paralarım;
İçimde bir boşluktur ki beni çeker,
Belli etmem, kendimden bile gizli için için ağlarım.

Göçmen kuşlar gibi uzak diyarlara kanatlanır bir tarafım,
Beyhude hayaller, önümde ateş çemberim;
Ne çare ki aşmaya kafi gelmez çırpınışlarım,
Ufku saran bulutlara takılır kanatlarım.

Bu mevsimin ruhumda bir aksi mi var?
Nedendir bu efsun, tutkulu bir sevdası mı var?
Arasam bu hicranın kaynağı nerdedir,
Tatmadığım aşkların özlemi, hasreti mi var?

Sonbaharda ben, bende de sonbahar,
Bir başka yakar beni bu mevsimdeki har?
Kim bilir ömrün hangi evresindeyim,
Gönül kuşum yorgun düşmüş, saçlarıma düşmeden aklar.

Yaşlanmak ta güzeldir diyordu bir bilmiş,
Gerçekten de öyleymiş, kemal güzelmiş;
Bundan gafil olan ağaçlara baksın,
Bütün ağaçlar bilgelik renginde ışıkla bezenmiş.

Bu ten sararıp solduğu zaman,
Hafif bir esinti yeter saatler vakti vurduğu zaman;
Bir yaprak misali düşerim toprağa,
Burnuma kokusu geldiği zaman.

Sonbahar! Gönül dağımın rengi!
Esen rüzgarında buldum aradığım ahengi;
Yağmurlarınla ıslanırken iliklerime kadar,
Uyumak istiyorum toprağın koynunda mahşere kadar.


Ana Sayfa l Editör'den l Künye l Kültür-Sanat l Netleşi l Adres Çubuğu l Oyun l Arşiv l E-Mail