Sanatçıların ve edebiyatçıların soyağacı oldukça farklıdır. Çünkü o ağaçta geçerli olan bağ, kan bağı değil bir tür paltodur.
Nasıl bir palto mu?
Hani Dostoyevski, Gogol'ün Palto isimli eserini kastederek "Hepimiz Gogol'ün paltosundan çıktık" demiştir ya, işte o palto.
İçini, dünya görüşünden edebiyat anlayışına kadar ortak değerlerin oluşturduğu bir palto bu.
Böyle bir soyağacını yabancı bir müzik dergisi caz müzisyenleri için çıkarmıştı. Daha sonra ondan esinlenerek Türk hikayesi ve şiiri için de yapıldı.
Neyse konuyu çok dağıttım galiba.
Gelmek istediğim yer bir sanatçı ve edebiyatçı için en az kan bağının izi sürülerek çıkartılan soy ağacı kadar önemlidir ürettiği alanın soy ağacının bir dalı, yaprağı olabilmek.
Pek çok şiirsever bilir mesela hangi şairin kimden etkilendiğini, kimin takipçisi olduğunu. Ama kaç çocuğunun olduğu, onların şimdi ne yaptığı bilgisi çok da gerekli değildir. Çünkü o ilk soyağacının dallarını takip eder.
Geçen hafta Cengiz Semercioğlu'nun yazısından sonra patlak veren manken Eylem Şenkal olayından sonra aklıma geldi bunlar.
Önce şair Hasan Hüseyin Korkmazgil'in kızı olduğunu iddia etmişti Şenkal, sonra gerçek ortaya çıkınca da kulak problemi nedeniyle yanlış anlaşıldığını, babasının başka bir şair Hasan Hüseyin olduğunu açıklamıştı.
Herkes gibi benim de kafam karıştı doğrusu.
Meğer kan bağına dayanan soy ağacını da bilmek gerekiyormuş.
Bundan sonrasına yardımcı olur düşüncesiyle kim kimin kızıdır ya da oğludur diye kısa bir liste yaptım.
İşte edebiyatçılarımız ve çocukları:
Nazım Hikmet'in bir oğlu var, adı Mehmet Názım. Ressam ve yıllardır Fransa'da yaşıyor. Babasıyla ilgili asla konuşmuyor ve yazlarını Büyükada'da geçiriyor.
Necip Fazıl Kısakürek'in de bir oğlu var. Mehmet Kısakürek yayıncılık yapıyor ve babasının kitaplarıyla ilgileniyor.
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in edebi soyağacındaki babası sayılabilecek bir isim Ahmed Arif. Onun da oğlu var, adı Filinta ve halen Ankara'da yaşıyor.
Son zamanlarda iki romanından uyarlanan Yaprak Dökümü ve Dudaktan Kalbe dizileriyle gündeme gelen Çalıkuşu'nun yazarı Reşat Nuri Güntekin'in de bir kızı var. Ela Güntekin, akademisyen ve yabancı yazarlardan çeviriler yapıyor.
Ünlü eleştirmen Nurullah Ataç'ın kızının adı Meral Ataç.
Behçet Necatigil'in de iki kızı var. Öykücü Ayşe Sarısayın ve Selma Esemen.
Melih Cevdet Anday'ın bir oğlu var, İdris Anday.
Yazar Dursun Akçam'ın oğlu Alper Akçam doktor. Diğer oğlu akademisyen Taner Akçam.
Hilmi Yavuz'un iki oğlu var. Ali Hikmet ve Ömer. Ali Hikmet şair.
Özdemir Asaf'ın üç oğlu var. Gün, Olgun ve Etkin Arun.
Öykücü Füruzan ve karikatürist Turhan Selçuk'un kızı Aslı Selçuk sinema eleştirmenliği yapıyor.
Can Yücel'in iki kızı, bir oğlu var. Su Yücel ressam, diğerlerinin isimleri de Güzel ve Hasan.
Vedat Türkali'nin çocukları elma dibine düşer kuralına örnek gösterilebilir, yönetmen Barış Pirhasan ve oyuncu Deniz Türkali.
Felsefeci Füsun Akatlı ve şair Metin Altıok'un kızları Zeynep Altıok reklam sektöründe çalışıyor.
Aziz Nesin de çok çocuklu edebiyatçılarımızdan. Matematikçi Ali Nesin vakfı yürütüyor aynı zamanda. Kardeşlerinin ismi ise Ahmet, Ateş ve Oya.
Ataol Behramoğlu'nun kızı Barış Behramoğlu medya dünyasında çılışıyor ve bir romanı yayımlandı.
Turgut Uyar ve Tomris Uyar'ın oğlu da Turgut Uyar.
(7 Ekim 2007, Kültürazzi- Hürriyet Pazar)
Sanatçıların ve edebiyatçıların soyağacı oldukça farklıdır. Çünkü o ağaçta geçerli olan bağ, kan bağı değil bir tür paltodur. Nasıl bir palto mu?