« Anasayfa | Künye | Arşiv 28 Mart 2024, Perşembe
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Edebiyat -> e-sohbet ]

'Acılı' Roman: Bukağı

01.04.2000 - 16:00

Emine Işınsu'nun Bukağı isimli romanı Ötüken Yayınları arasından çıktı. Çocukluğundan başlayarak, eğitimi, tefekkürü ve eserleri ile Niyazi Mısrî'yi anlatan kitap, IV. Murad'ın hükümdarlığı dönemini de arka fonda veriyor. Son dönem kitaplarında tasavvufu merkezine alan Işınsu'yla son romanını ve yeni eğilimini konuştuk.

Niyazi Mısrî ile ilk karşılaşmanız nasıl oldu?

Bunu hatırlamak çok zor, gönlümde bir Niyazi Mısrî vardı ama, onun hakkında pek bir şey bilmiyordum. O halde beni Niyazi Mısrî İle ilk karşılaştıran, bana tasavvufî romanlarımda rehberlik eden, kıymetli bilim adamı Mustafa Tatçı'dır. Zaten yazmam için de ısrar eden o oldu, sonra Mısrî'ye dair kitaplarla, kendi kitabı İrfan Sofraları ile tanıştım, bol bol okudum.


Bu romanı ne kadar sürede ve nasıl yazdınız, nasıl bir araştırma dönemi geçirdiniz?

Bir yıldan fazla araştırma yaptım ve okudum, sonra dört ayda maddî ve mânevî ıstırap içinde yazdım. Maddîsi, bel rahatsızlığımdı, çok fazla acı çekiyordum. Mânevisine gelince; Mısrî ile özdeşleşmek çok zor oldu, çünkü mübarek zat pek öfkeli biriymiş, ben de pek az öfkeliyimdir, mizaçlarımız hiç uyuşmuyordu yani, "yazamayacağım" korkusu yaşıyordum. Bu arada sanki, Mısrî'nin gönlümdeki manevî varlığı, habire "Haydi yaz, durma" diye beni zorluyordu. İşte bu karmaşanın içinde, herhalde Allah yardım etti ki, dört ayda bitirdim.


Önceki kitaplarla kıyaslarsak Bukağı'nın sizin yazın serüveniniz içindeki yeri neresidir?

Yukarıda anlattıklarımı göz önüne alarak, öbür romanlarımın yazılış serüvenleri ile kıyaslarsak "acılı bir roman" oldu diyebiliriz!..

Çocukluğundan başlayarak okul hayatı, insanlarla münasebeti, karakteri, tefekkürü ve eserleri ile Niyazi Mısrî'yi anlatıyor kitap. Yaşamöyküsü içine dağıtılmış yan unsurlar ve beyitler de anlatımı daha akıcı ve etkin kılıyor. Eklenen bu unsurların ne kadarı gerçek, ne kadarı kurgu?

Bütün romanlarımda olduğu gibi, Bukağı'da da gerçekle, kurgu at başı gitti. Meselâ Mısrî'nin "Kasım" diye bir arkadaşı olduğunu sanmıyorum, keza bir "derviş ağası"nın bulunduğunu da. Şiirlerini yazışıyla ilgili olaylar baştan başa kurgu. Şiiri yazıp, ona uygun bir haleti ruhiye kurdum. Böyle şeyler... Babasının bir Nakşi şeyhi olduğu, bütün gezileri, rüyaları, Vani Efendi ile çatışmaları, sürgünleri vs gibi şeyler de gerçektir. Sohbetlerinin bir kısmını da, İrfan Sofraları isimli kitabındaki makalelerinden derledim.


"TASAVVUF SEVDALISI OLDUM"

Romanın arkaplanında tarihsel bir süreç de mevcut. Kişi diyalogları ve mektuplaşmalar yoluyla IV. Murad dönemi olaylarını okuyoruz. Kitaptaki tarih yazımının işlevi nedir sizce?

Mısrî'nin içinde yaşadığı zamanı, gerçek olaylarıyla belirtmek istedim. Böylece onun tarihimiz içindeki maddî yerini de tespit etmeye çalıştım.


Türkiye'de özellikle son elli yılda, dönüşümleri ve mevcut durumu ele aldığınız kitaplardan sonra, son dönem kitaplarınızda tasavvufu merkeze alan çalışmalar ortaya koydunuz. Sizi buna sevk eden neydi?

Çocukluğumdan beri, annemden dolayı olsa gerek, tasavvufa meraklıyımdır. Bu merak beni, Yunus Emre'yi yazmaya yönlendirdi ve Yunus'tan sonra tasavvufa karşı daha bir sevdalı oldum... Böylece bir kaç erenimizi daha yazmayı istiyorum, kısmet olursa tabii.

Konuşan: Hale Kaplan Öz

(Yeni Şafak, 28 Nisan 2004)

Emine Işınsu'nun Bukağı isimli romanı Ötüken Yayınları arasından çıktı. Çocukluğundan başlayarak, eğitimi, tefekkürü ve eserleri ile Niyazi Mısrî'yi anlatan kitap, IV.  
Edebiyat DergilerindenTümü »

» Düşman Kazanma Sanatını Bilen İnsan / Sami Güçlü
» Hamdolsun Teşrifatçı Değilim / Hüseyin Akın
» Babam Gelmiş Babam Gitmiş Türkiye Varmış Türkiye Yokmuş / Osman Özbahçe
» Epik ve Dramatik Şiir Hakkında / Goethe-Schiller
» Evden Bozma Bir Pansiyon / Hayriye Ünal
KırkpâreTümü »

» Suç Bende / Deniz Işık
» Sesinden İçmek Senin / İnci Okumuş
» Gittin / Ramazan Özer
» Akasya Ağacı / Atilla Akın
» Son / Senem Gezeroğlu
Tekrar YayınTümü »

» Simetrim Kalkıyor Breh / Vural Kaya
» Edebiyat Ödüllerinin Günahı ve Sevabı / Refik Durbaş
» Yüzdeki Tırnak İzleri ve Pamuk Terörü / Kaan Arslanoğlu
» Sözleşme-II / Seyhan Arslan
» Meczubun Kefaret Bandoları / Vural Kaya

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!