« Anasayfa | Künye | Arşiv 11 Eylül 2024, Çarşamba
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Edebiyat -> Kırkpâre ]

Bu Bir Ateş Dansı / İlknur Özdemir

16.10.2004 - 11:46

"Yenildim" dedi. Ilık ılık ölüyordu. Koyu gölgelere teslim olmuş yüreğinin çıkmaz sokaklarında, çocukluk düşlerinin sevgilisiydi karşısında duran. Bayat bir zamana ait, anlamdan anlamsızlığa giden eskizler dans ediyordu içinde. Bu bir ateş dansıydı. Tek bir yanlış figürün sonu ateşe dokunup yanmaya razı olmaktı. Ateş olunca yanmaktan korkmak ne kadar anlamsızdı. Yüreğine dokunan eller yansın istiyordu. Bir yanık izi, bir sızı kalmalıydı ömrüne dokunan yaşanmışlıklarda. Dehşetengiz zamansızlıklar başladı içinde. Yenilgilerden sağılan pusatsız düşlerinin, puslu beklemelerini toza dumana buladı. Göz gözü görmüyordu geçmişinde.

Sesini duyuramadan bağırmak zorunda kaldığı yıllara kilitlenen bir yürek söylemi döküldü dudaklarından. Dilinde bir İstanbul düşünün, düşünden düşüşünün bağdaş kurmuş suskunluğu sancıyordu. Bir depremin ucuna astı suskunluğunu. Harf harf şiddetlenerek ecelin rengine bürünüyordu sözcükler. Öldürülen düşlerinin taze kanı sıcak ve dönüşsüz rötarlarda akıyordu geçmişin kulağına.

Her şeye rağmen sevmelerinin intiharını, zemheri bir ayaz arası gelmeyişlere düşürdü. İncindiği zamanlardan kezlerce kırıldıklarına düştü. Kan kokan bir gemiydi şimdi yüreği ve pusulasında uzak bir liman... Aradan çekilmedi dalgalar. Gemi ve şehir hep ayrı kaldılar. Çocukluk düşlerinin sevgilisine baktı son kez. "Biliyor musun sevgilim?" dedi. "Hiç konuşmaz mezarlıklar, kendi suskunluklarında yaşlanırlar. Ve beni sevgilim, tam kılıcımı ihanetin kalbine saplayacakken canını bağışladığım için arkadan vurdular."

Ayrılığın mührünü taşıyan gözlerindeki buğuya inat hiç ağlamadı. Damla damla akıyordu canı. Meçhul bir cinayetti, katili bulunamadı. Çocukluğu arkasından bağırdı, bildiği bütün kelimeler yerlere saçıldı. Yağmur hızlandı, fırtına yakındı. Geride hiçbir iz kalmadı. Kaskatı kesildi bedeni. Geriye iki ayrı cevap kaldı yüzünde. Bir yarısı küskün ve suskundu yüzünün. Bir yarısı ne çok sevmişti onu. Ve Kabil'in parmaklarına bulaşan kan damlıyordu artık bütün sevgilerden.

"Yenildim" dedi. Ilık ılık ölüyordu.  
MetinlerTümü »
» İkiz Yörünge Üstü Bir Cambazın Tek Seferlik Dansı / Mehmet Uğraş
» Durak / Suat Alan
» Meydan ve Kahvehane / Necip Mahfuz'dan Çeviren: Yusuf Sami Samancı
» Mutluluk Hastalığı / Necip Mahfuz'dan Çeviren: Murat Göçer
» Fazilet Mükâfâtı / Reşat Nuri Güntekin (Çevrimyazı: Elif Hafsa)
Edebiyat DergilerindenTümü »

» Düşman Kazanma Sanatını Bilen İnsan / Sami Güçlü
» Hamdolsun Teşrifatçı Değilim / Hüseyin Akın
» Babam Gelmiş Babam Gitmiş Türkiye Varmış Türkiye Yokmuş / Osman Özbahçe
» Epik ve Dramatik Şiir Hakkında / Goethe-Schiller
» Evden Bozma Bir Pansiyon / Hayriye Ünal
Türk Şiir AnıtlarıTümü »
» Şeyh Galib
» Taşlıcalı Yahya
» Ahmet Haşim
» Namık Kemal
» Mehmet Akif Ersoy

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!