İhtiyarlığa adım atalı çok olmuştu. Gözleri dalgalara takılmış halde, iyi kötü yönleriyle geçmişi düşünüyordu. İnsanlığa karşı pek güveni kalmamıştı. İyilik yaptıkça nankörlük gördüğünü düşünüyordu. Çoğu kişinin kendisine "enayi" gözüyle baktığını da biliyordu. Fakat karşılıksız iyilik yapmaktan vazgeçmiyordu. Çünkü kendisini hayata bağlayan çok az değerden birisi de, kendisine olan saygısıydı. Onu da kaybederse, her şeyini kaybetmiş olacağını düşünüyordu.
İhtiyar adam kayalıkların üzerinden yavaşça doğruldu, denizin kenarına atılmış kırık içki şişesi gözüne takılmıştı. İçki içmezdi ama görüp de almazsa ve bu kırık şişe birine zarar verirse vicdan azabı duyacağını düşündü. Onun şişeyi yerden aldığını gören biri kız, biri erkek iki genç gülüştü. Erkek "Çöpçü herhalde." dedi. İhtiyar adam herkesi hoş görmeye çalışırdı, özellikle gençleri... Ama yine de gencin, kendisi hakkında arkadaşıyla şakalaşırken biraz sesini alçaltmamasına, kendisinin duymaması için gayret etmemesine canı sıkılmıştı.
İhtiyar kırık camları atmış dönerken, gençlerin az önce kendisinin oturduğu kayalarda azgın dalgalara karşı şakalaştığını, birbirini itekler gibi yaptıklarını gördü. Biraz daha uzakta bir kayaya gidecekti ki, birinin denize düşme sesi ve çığlığı kulaklarında çınladı. Kız düşmüştü. Sportif yapılı gencin hemen atlayıp kızı kurtarmasını bekledi. Fakat kayadan kayaya telaşla koşan genç, atlamaya cesaret edemiyordu.
Genç, ne yapacağını bilemez halde dalgaların uzaklaştırdığı kız arkadaşına bakıyor, bağırıyordu. Sağa sola deli gibi koştururken, hemen yanından birinin denize atladığını duydu: Bu az önce dalga geçtiği ihtiyar adamdı.
İhtiyar adam dalgaların tüm zorluğuna rağmen güçlü kulaçlarla kıza yetişti, saçlarından yakaladı, kayalara doğru çekti. Kayalara yaklaştığında kıyıdaki genç, kızı yakalayıp önce yukarı, sonra sahile çekti. İhtiyar adamı o anda unutmuştu bile. Birden aklına gelip denize doğru baktığında ihtiyar adamın hâlâ çıkamadığını gördü.
İhtiyar, kollarında derman kalmamış halde kendisini kıyıdan koparmaya çalışan dalgalara kendini bıraktı. Genç, çılgına döndü, sevdiği kızı kurtaran, az önce dalga geçtiği ihtiyar gidiyordu. Kısa zamanda büyük şeyler olmuştu hayatında. Hayatta en çok sevdiği kişiyi kurtaramamış, başkası kurtarmıştı. Ve o da şimdi kendisinden özür bile dileyemeden, boynuna tüm utançları takarak sonsuza dek gidiyordu.
Kendine tam gelememiş kız, gencin sulara atlayışına baktı, bağırdı ama nafile... Oysa arkadaşının kendisi kadar bile yüzemediğini iyi biliyordu.
Genç erkek, tüm çabasına rağmen ihtiyara yaklaşamamıştı bile. Dalgaların üzerinde boğulan değil, sanki dinlenen biri gibi duran ihtiyar da sanki gülümsüyor gibiydi. Genç bir anda ihtiyardan daha çok kıyıdan uzaklaştığını farketti. Bitiyordu her şey. "Gerçekmiş demek ki" diye düşündü. Hayatı, arkadaşları, sevdikleri hızlıca gözlerinin önünden geçiyor gibiydi. İnsan ölüme yaklaşınca böyle oluyormuş. Su yutuyordu ama mücadeleyi bırakmıştı.
***
Birden beklenmedik birşey oldu. Genç adam, kolunun kuvvetlice yakalandığını hissetti. Önce köpekbalığı aklına gelip telaşla çekmek istedi ama hemen yanında ihtiyar adamı farketti. İhtiyar adam önce kolundan yakalamış, sonra yakasından tutup onu bir bebek gibi çekmeye başlamıştı.
Göz açıp kapayana kadar kıyıya gelmişlerdi. İhtiyar adam, genci kızın yanına kadar atmış, nefesleniyordu. Gençlere gülümsedi:
- Siz de, ben de bu gün güzel dersler aldık. Ben kendi adıma çok mutlu oldum. Siz kimseyi küçümsememeyi öğrendiniz, ben de bu küçük dalgalarda sizi deneyerek insanlığın ölmediğini gördüm. Delikanlı beni kurtarmaya gelmen, beni ne kadar mutlu etti sana anlatamam. Fakat ben daha bu dalgalara yenilecek kadar kocamadım.
İhtiyar kıyıda kendilerini toparlamaya çalışan gençlerin birşey söylemesine fırsat vermedi ve "Hoşçakalın" deyip yürüdü.
Gençler peşinden koşamadıkları ihtiyara şaşkınlıkla, içlerinde bir buruk sevinçle bakakaldılar.
İhtiyarlığa adım atalı çok olmuştu. Gözleri dalgalara takılmış halde, iyi kötü yönleriyle geçmişi düşünüyordu.
Günümüzde öykü vb.. yazıları okuyanların çoğunluğu kısa olanları tercih ediyor. Gençler(Hatta orta yaşlılar) herşey hızlı olsun istiyorç
Ben de okuyanı sıkmayacak uzunlukta ama yine de etkili olabilecek hikayeler yazmaya çalışıyorum. Bu her zaman kolay olmuyor tabi, kaliteyi de düşürmek istemediğim için, hikaye sayım oldukça yavaş bir şekilde artabiliyor maalesef.
Diğer hikayelerime de belki rastlamışsınızdır;
GÜLKIZ
UMUT
AYAKKABI
TAKSİ
SON BOMBA YÜREĞİME
ŞAİRİN KAYBEDİŞİ
ANNENİN GÖZYAŞLARI
MAVİ PATİKLER
SAVAŞTA BARIŞ
Vs..
Merhaba sevgili arkadaşım.Bu öykü de günümüzde yitirilmiş de olsa ihtiyaç duyulan bir insanlık görevini çok güzel yazmışsınız.Tebrik ederim.Bir solukta okuduğum çok anlamlı bir öyküydü.Yazmaya devam:))