Yabancılaştığım hayat, Gün geçtikçe Bir yığın elem, bir yığın hüzün taşıyor.
Dört nala koşan atlılar geçiyor, Göğeren yarınlarımın üzerinden. Süngüler altında kalmış şehir, Şehir bir hiçliğe gömülmüş, Bir yokluğa.
Vakitsiz yağmurların ıslattığı Sokulgan bir geceye sunuyorum yüreğimi.
Kurşunlanan kentin, gürültüsüz meydanlarından, Sana doğru koşuyorum. Koyvermiyor hüzün, Ansızın boşalıyor tüm limanlar. Şehrin meydanında, Bir umudu, bir yüreği çarmıha geriyorlar. Oysa ben sana yoksul yaşamlar arasından, Nice sevda sözleri biriktirmiştim.
Doğmamış bebekler için, Ölümden değil, Sevdadan söz etmeyi istedim. Göğü maviye boyayacak umut bizimdir, Merhamet biziz, Ateş biz ve aşk biziz.
Mürekkebime acı, ayrılık ve kan bulaşmış, Dağlı bir şair gibi, Yollara vuruyorum yüreğimi. Şimdi alabildiğine büyüyor İçimdeki bozkırlar. Mesafeler uzuyor Bak, ayaklarım kanıyor.
Yabancılaştığım hayat,Gün geçtikçeBir yığın elem, bir yığın hüzün taşıyor.
Dört nala koşan atlılar geçiyor,Göğeren yarınlarımın üzerinden.