Ey Bağdat'ın Altın Anahtarını Küle Çeviren / Sezai Karakoç
01.04.2000 - 16:00
Ne kadar uzaktık Dicleden Çok yakınında doğmuşken Dicle ki aşağılarda köpüklerinden Bir şehir doğurmuş Bağdattır bu senin ülken Bağdattır bu kardeşim senin ülken Ayın Dicleye düşüp toprağa yükselmesi yeniden Ayna koparmak boyuna ayna koparmak güneşten Senin şehrin benim şehrim ve hepimizin şehri Bir nehrin şehri ki bizi yıkamıştır ruh ve beden İçimizde akmıştır gece ve gündüz demeden Göğdesinde izler benekler taşır Kara Amid kalesinden
Yaralar kaplan derisini cam gibi süsleyen Gönül yaraları fizikötesinden
Ve bir şehir ki haber verir Gök yaratılmadan önceki gökten Zebercet seslerin ev kafesi oluşu Diş diş bahçe parmaklıkları gümüşten Hurmalar Diclenin çiçekleri peygamber armağanı Veliler armağanı Bağdata doğru gelen Boyuna gelen bin yıldan beri Bin bin yıl daha öteye giden
Görmedim Bağdatı ne kadar görmek istemişken Bizi mahrum bırakmışlar birbirimizden Kendimiz mahrum bırakmışızdır kendimizi kendimizden Bağdat ki Kerbela şehitlerinin kanıdır harcı İslam uygarlığının başkenti Harunreşit barışı İmam Azam adaleti Cüneyd'in gözleri Geylani'nin gönlü Ve Halid'in zikri Binbir gece ülkesi Binbir gündüz gerçeği Fuzuli'nin günü Leyli vü Mecnun nefesi Ve Hallac-ı Mansur'un kanıyla besli Gece meleği Yaksam bütün lambaları Çağırmak üzere ateş pervanelerini Fitili kıssam ışık baharını Yanmasın aşıkların yüreği Bir aldanışla bir yanışla Ula bir kanışla bir yanışla
..........
Ve bir haberci diyor ki: n'oldu Bağdat Nerde onu koruyan sur ve perde İnsan ki yaşar eserde
Devrilen her taş benim taşım Yakılan her ev benim Taşta suda hurmada Kuş boğazında Otomobil tekerinde petrol zerresinde
Her zerrede ölen benim Ölen Bağdat benim
Ve diyor ki haberci Yanan ay sönen gün benim Çöken akşam gelen geceyim ben
Neden anlamadın bütün bunları sen Ey Bağdat'ın altın anahtarını küle çeviren
(Bu şiir, Sezai Karakoç'un "Alınyazısı Saati" isimli kitabının -Şiirler 8- ikinci bölümüdür. Aslı başlıksızdır.)
Ne kadar uzaktık Dicleden Çok yakınında doğmuşken Dicle ki aşağılarda köpüklerinden Bir şehir doğurmuş Bağdattır bu senin ülken Bağdattır bu kardeşim senin ülken Ayın Dicleye düşüp toprağa yükselmesi