Yıl:2 Dönem:2 Sayı:4/16

       

     
  NECM

MEHMET ŞAMİL BAŞ



-kardeşim necmeddin abdullah'ın yaşanmamış düşlerine-

"inna lillah...

kadim bir pişmanlık mı
büyüyen rüya mıdır
delikanlı atlasında demirleyen kan
bakışı doğuştan buğulu yıldız
serçe parmağından düşen yüzükte

abdullahın dudağı ellerinden de beyaz
tutsun o ellerden günahkar yüzler
öpsün biraz

ısırgan ve nergis suyu içerek
silindi sayfaları omuzlarının
patikasında kesilen adımlar
nefesin
kan/serdin
emrine uyarak şafi olanın

toprağı okşayan yıldız kokusu
teker teker çağırıyor sofrasına ölümü
saatlerin oyun halkalarında
gece ve gündüz
bir

elif tılsımından yansıyan hüzün
kefenliyor adımını gecenin
matemini çocukları taşıyacak gündüzün
bir yağmur
bir duadır silecek ardınızdan günahı

pencerede taze üzüm yaprağı
babanın sakalında çırpınışın izleri
yastıkta kan kulaktan kulağa
akan
       akan
              akan

toprak nasıl döner insana
ve nasıl düşer toprağa insan

bir şehre gidiyordun düşlerinde bir gece
yol bitti diyordun
ben
limanlar kuruyorum gözlerinde
ıssız ve soğuk
yanağımda kurumuş öpücük izlerinden
biten ne acıdır ne de hasretin

yüzümüzde saklanan bir ağıt ki tetikte
çarpıyor / dağılıyor duvarında odanın
bir sülüs hattır
gözlerinin dokunduğu
durakladığı nefesin

yağmura tutarak bakışlarını
devralan hangi çiçek
meydanda çoğalan ağlayışı mazinin
ateşten bir ırmak boğazımda kuruyan
dediğin gibi
bir yıldız hep kayacak

aslına çağrılan kelebek yolcuları
saçlarında kararan beyazlığı toprağın
ağrıyan sesiyle bir anne
oğul
      oğul...
                oğul

...ve inna ileyhi raciun"
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV