Yıl:3 Dönem:2 Sayı:6/18

       

     
  HER AYIN YAZARI:

TEVFİK EL-HAKİM


ALİ MAHLAS



Konu Zor, Dil Sade

Tevfik El-Hakim ilginç bir yazar. Kullandığı dildeki ve üslubundaki sadelik adeta onun uğraştığı meselelerin zorluğunu örtmekte kullandığı bir perde. Hem tiyatro eserlerinde, hem de romanlarında ve öykülerinde yeterince sade, açık ve süse ihtiyaç duymadığını gösteren bir dil kullanmış. Oysa gerçeküstücülüğü Arapçada ilk deneyen o; felsefi hikayeler kurgulayan o, kimi siyasileri cennete sokan tiyatro eserleri yazarak bazı teolojik sorunlarla boğuşmaya heveslenen o. Tevfik el-Hakim'in bu sadelik yanlısı üslubunun gerekçelerini sanırım saptayabiliriz.

Öncelikle el-Hakim 1898'de doğmuş bir Mısırlı. Yani modernleşmenin atının tüm Ortadoğu'da mahmuzlanmaya öncelikle başladığı yer olan Mısır'da doğmuş bir modern. Dolayısıyla onun bir aydınlanmacı ve aydınlatma misyonunu kendisine yük yapmış bir yazar olduğu unutulmamalı. Özellikle siyasal ve sosyal ıslah fikrini 60 küsur eserinin yarısından çoğunda görmek mümkün. Dolayısıyla Tevfik el-Hakim, halk tarafından okunmayı önemseyen ve hatta bunu hedefleyen biri. Gerçi o sanatçının halka değil halkın sanatçıya ulaşmasının gerekliliğini savunur (Sanat Üzerine, s. 127 vd. ) ama yine de edebiyatın hizmetinde olması gerektiği inancını da korur. (a.g.e., s. 171 ve 67)

Bir de şu var: Felsefi konularla çok içli-dışlı bir yazardır Tevfik el-Hakim. Dolayısıyla, kendiliğinden ve "zaten" zor olan felsefi bir meselenin bir de bir üslup geometrisiyle iyice zorlaştırılmasının gereksiz bir yük getireceğinin farkındadır.

Bu bağlamı şöyle tamamlayalım: Tevfik el-Hakim, kitâbi (fasih) Arapçanın dışında, bazı tiyatro eserlerinde halk (âmmî) Arapçasını da kullanmıştır. Dolayısıyla bu örnek de onun dil konusunda çok çok uyarılmış bir duyarlılığı olmadığı (ve de halka dönük durmaya özen gösterdiği) konusuna misal olabilir.


Gerçeküstücülük Arapçada

Bu başlığımızdaki iddianın birkaç adım ilerisini bir Arap edebiyat dergisinde yine bir Arap yazarın ağzından okuduğumu hatırlıyorum: "Gerçeküstücülüğün önderi Tevfik el-Hakim'dir." Bu iddia tartışılır olsa da, şurası bir gerçek ki o gerçeküstücülüğü Arapçada yaşatmıştır. Fakat burada şu belirtilmezse el-Hakim'e haksızlık olur: Tevfik el-Hakim Avrupa mahreçli bir gerçeküstücülüğü Mısır semalarına taşımış değildir; o zaten Tevfik isimli bir Fransız aydın olmayı da başarmış haliyle, Fransız gerçeküstücü harekete şurasından burasından eklemlenmiş, hareketin yoldayken düzdüğü kervanına kendi çöl devesini katmıştır.

O'nun "Trendeki Derviş" adıyla (maalesef) İngilizce tercümesinden Türkçeye çevrilen eserini, hem Tevfik el-Hakim okumalarına giriş, hem de gerçeküstücülüğün el-Hakim versiyonu olarak tavsiye edebiliriz. Bu ilginç eser için çok şey söylenebilir. Edebi problemler açısından ele alındığında da önemli noktalara kapı açacak bir eser olmasının yanında; kader-ölüm-boşluk-hiçlik gibi sorunların da yumuşak karınlarını sert bir cisimle (insan zekası) uyarıyor.


Eserlerinde Yok Yok

Gerçekten de! Tespit edebildiğimiz (daha doğrusu bir kitabında verilen listeden okuduğumuz) kadarıyla 66 eseri var. Bunlarda ilk göze çarpan, konu ve tür çeşitliliği. Buyrun kendiniz görün: 24 tiyatro eseri, 6 roman, 6 öykü, 1 şiir, 1 mektup, 5 hatıra, 16 fikir kitabının yanında 3 felsefi diyalog (işte, Platon'unkileri filan hatırlatan cinsten) türünde kitabı var. Ayrıca yazarla yapılmış söyleşiler bir kitapta toplanmış. Bitmedi; Tevrat'taki Neşideler Neşidesi'nin bir uyarlaması, 1 Siyer-i Nebi (a.s.), 1 (sıkı durun) tefsir seçkisi var: Kurtubi Tefsiri'nden Seçmeler.

Konular açısından da son derece renkli ve sıkıntısız bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu anlamakta zorlanmıyoruz. Memuriyeti sayesinde vâkıf olduğu Mısır'ın ilginç bürokratik kurgusu ve işleyişinden tutun da siyasi cambazlıklara kadar; güneşli aylı piyeslerden tutun da şeytanın ve hurilerin göründüğü eserlere kadar birçok konuda yazmış. Tek şiir kitabı olan "Rıhletu'r-rabî' ve'l-harîf"in girişindeki, 'bir de bunu denedim' türünden sergilediği tavır alında eserlerinin geneline hakim diyebiliriz.

Bazı eserlerinin adlarını vermek isterim:

Ruhun Dönüşü (roman), Ehl-i Kehf (tiyatro), Doğu'nun Bülbülü (roman), Şeytanın Ahdi (öykü), Bilge Süleyman (tiyatro), Ömrün Gülü (mektup), Ölümün Oyunu (tiyatro), Geleceğe Yolculuk (fütürist tiyatro), İki Çağ Arasında Yolculuk (anı), Yıldızla Söyleşi (felsefi diyalog), Kurtubi Tefsiri'nden Seçmeler (Kur'an-ı Kerim tefsiri), İki Devir Arasında Mısır (anı).


Tevfik el-Hakim Dünya Dillerinde

Yazarımızın 40 kitabı Arapçadan çeşitli dünya dillerine çevrilmiş. Bazıları sadece 1 dile çevrilirken bazıları 5-6 ayrı dile aktarılmış.

Yazarın kitaplarının tercüme edildiği diller de şunlar: Fransızca (elbette ve kaçınılmaz olarak), İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, İbranice, Türkçe, Almanca, Romence.

Evet bu büyük bir başarı. Fakat asıl başarı bu eserlerin; daha henüz küreselleşmenin, bilişim teknolojilerinin ve ultra haberleşme ağlarının filan esamisi okunmazken, yazılmalarının üzerlerinden birkaç yıl geçer geçmez tercüme edilmeleri sayılmalı. Sözgelimi Şehrazad 1936'da Fransızcaya, 1945'te İngilizceye çevrilmiş. Yine 1933'te Arapçada yayınlanan Ehl-i Kehf, 1940'ta Fransızcaya, 1945'te İtalyancaya, 1946'da İspanyolcaya tercüme edilmiş. Bu, gerçekten de Orhan Pamuk'u bile kıskandıracak türden bir başarı.

Türkçede ise Y. Kutluay'ın tercüme ettiği Ashab-ı Kehf'i, N. Avcı'nın tercüme ettiği Trendeki Derviş'i, A. Murat Özel'in tercüme ettiği Sanat Üzerine'yi, Serdar Arçukoğlu'nun tercüme ettiği Şeytanın Vaadi'ni ve Yedi İklim dergisinde tefrika edilen Yemek'i okumak mümkün.


Önemli mi Sıradan mı?

Tevfik el-Hakim önemli. Önemli çünkü 1930'lardan itibaren Kavafis'in helenizm bağlamında yaptığı arkeolojiyi ve bir mitolojiye uzanma çabasını müslümanların edebiyatı çerçevesi içinde denemiştir. Modern bir edip olarak onun 30'larda, 40'larda Ehl-i Kehf'i, Hz. Süleyman'ı, Cennet-cehennemi, şeytanı edebiyatının kahramanları yapması ve aynı zamanda vulgarizasyona düşmemesi tebrik edilmelidir. Bunu dışında, onun sanat ve edebiyatla ilgili görüşleri ise modern edebiyat havzası içinde benzersiz değildir.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV