Yıl:3 Dönem:2 Sayı:7/19

       

     
  YENİ ÇIKAN KİTAPLAR


DÜNYA TARİHİ

William H. McNeill
İmge Kitabevi Yayınları



Dünya Tarihi, McNeill'in "Amerikan Ulusal Kitap Ödülü" alan The Rise of the West (Batı'nın Yükselişi) adlı yapıtının çatkısı üzerine kurulmuştur. Dünya Tarihi, insanlık tarihine katkısı olan hiçbir halkı atlamamaya çalışarak, "ulusçu", "dinci", "Batıcı" tarih anlayışlarına karşı, "bilimsel", "hümanist", "evrensel" bir anlayışı sergiliyor.



İTTİHATÇILAR VE MASONLAR

Orhan Koloğlu
Eylül Yayınları



Selanik'te İtalyan mason locasını kuranın ismini ve özelliklerini biliyoruz da, tarihini bilmiyoruz. Baruh Kohen adındaki Volterci, özgür fikirli bir düşünür, 1880'den 1905'e kadar kentte, bir havari gibi fikir özgürlüğünü vaaz etti. Ön yargısız ve geleneklerden sıyrılmış olarak eleştiriler yaptı, hahamlarla çatıştı ve yerdi. Havariliğini bazı arkadaşlarıyla kurduğu, İskoç ritine bağlı bir İtalyan mason locasında sürdürdü. Bu loca birkaç yıllık faaliyetten sonra kapandı. 1901 Kasım'ında yeniden canlandı ve her inançtan insanları içinde topladı. İttihat ve Terakki'ye yataklık eden loca budur. Bir yabancı locasında başlayan eylem, zamanla yerli bir kuruma dönüşme dinamizmi gösterecek ve tarihimizde etkin bir rol oynayacaktır.



ŞAFAK SANCISI

Cengiz Aytmatov - Muhtar Şahanov
Da Yayınları



Yüzyılın ve binyılın dönüm noktasında Avrasya'nın iki seçkin aydını, kendi çocukluklarından ve atayurtlarından yola çıkarak hayata, aşka, edebiyata, tarihe, dünya politikasına ve çevre korumaya kadar pek çok ortak meseleyi tartışmaya başlarsa sonuçta nasıl bir tablo çıkar ortaya diye düşündüğünüzde, cevap "Şafak Sancısı"dır kısaca. Gün yüzlü bir tarihten karanlık bir geceye geçildiği dönemde, kendi topraklarından kararmış gönülleri aydınlatmak üzere gökyüzüne fırlatılan bu iki sancılı gönül, Avrasya aydınlarına has köklerine bağlı tutumlarıyla bölgelerinin ve dünyanın geleceğini cesaretle ve bir sohbetin sıcaklığı içerisinde tartışıyorlar.



YAŞARKEN VE ÖLÜRKEN

Selim İleri
Doğan Kitapçılık



Roman sanatı ve hayat, olanca zenginliği, kargaşası, siyasal çalkantıları, acısı, cehennemi ve gülünçlüğüyle hayat... Yaşarken ve Ölürken, Türkiye'yi 12 Eylül 1980 Darbesi'ne götüren toplumsal ortamı roman sanatının süzgecinden geçirerek dile getiriyor. Alışılagelmiş siyasal romanlardan çok farklı bir tutumla!



KODES KUŞU

Kurt Vonnegut
Dost Kitabevi



Başkan Nixon ve Watergate; Sacco ve Vanzetti; ticaret birlikleri ve katılımcı demokrasinin ucu bucağı belirsiz harikalar diyarı... Bir göçmen ailesinin çocuğu olarak geldiği Amerika'da Harvard'a kabul edilecek kadar yol alan bir Alman yahudisi... Yetmişlerin sonundaki şenlikli kapitalizm manzaralarından komünist nümayişlerin kolu kanadı kırık ukdelerine kadar capcanlı bir panayır... Tekinsiz kehanetlerle beslenen şeytani bir anlatı ve Yeni Dünya'nın tüm nimetlerine sırtını dönmüş nankör bir kodes kuşu...



KEDİ BEŞİĞİ

Kurt Vonnegut
Dost Kitabevi



Bu sefer Bokonon diliyle yazılmış eşsiz bir itirafname Kurt Vonnegut'tan. Hiroşima'nın bombalanmasını konu edilen bir kitap yazmaktaki Sam ya da Jonah, Bokonon bilgeliğinin hüküm sürdüğü San Lorenzo Cumhuriyeti ve Amerikan Rüyası'nın tersten okunduğu ışık saçan bir anlatı.



ESKİ ŞİİRİN BAHÇESİNDE

Muhammed Nur Doğan
Ötüken Neşriyat



Üç büyük ve köklü medeniyet kurucu toplumun (Türk, Fars, Arap) binlerce yıllık bilgi, kültür, din, folklor ve düşünce birikimini ve üç büyük dilin ortak kelime, terkip ve kavramlar hazinesini kullanarak, milyonlarca kilometrekarelik bir coğrafi alanda asırlar süren güçlü bir sosyal pratiğin canlı ve renkli edinimlerini çok gelişmiş bir estetik anlayış içerisinde yansıtan klasik Türk edebiyatı, aslında insanlığın ortak kültür mirasının en görkemli meyvelerinden birisidir. Klasik Türk edebiyatı bugüne kadar nisbi oranda deşifre edilebilmiş muhtevası ile güzelliklere vurgun insanları kendine hayran bırakırken; henüz keşfedilmemiş sayısız ilginç unsurları ile aydın gönüllü, sanat aşığı ve zamanı aşan edebi değerler arayıcısı insanları da sanatın, edebiyatın, şiirin ve bitimsiz güzelliklerin bahçesine çağırmaktadır. Biz işte bu hususun düşünen insanlarımıza, toplumumuzun geleceği olan genç nesillere ve milletimizin gören gözü, düşünen beyni ve konuşan dili olan aydınlarımıza duyurulmasını ve onların dünyanın zengin bir kültür, düşünce, sanat ve edebiyat geleneğinden gereği gibi haberdar olmasını sağlamayı bir görev bilerek, okuyucunun eline bu edebiyatın bahçesinden derlediğimiz bir demet çiçek sunuyoruz.



FUZULÎ'NİN POETİKASI

Muhammed Nur Doğan
Ötüken Neşriyat



Divan şiirinin asırlar süren gelişiminde sıra dağlar gibi uzanan şairler silsilesi içinde zirve isimlerden biri de Fuzulî'dir. Birçok hususiyetleri bakımından klasik Türk edebiyatının en güçlü, en orijinal şairlerinden biri durumundaki Fuzuli edebiyat, sanat ve şiir felsefesi bakımından da oldukça gelişmiş bir dikkate ve hassasiyete sahiptir. Fuzulî şiirin kaynağı, mahiyeti, önemi, faydası, şiir-ilim ilişkisi, şaire etki eden objektif unsurlar v.b. birçok hususa divanlarının mukaddimelerinde doğrudan doğruya veya yazdığı bazı şiirlerin içerisinde dolayısıyla değinmiş ve bize klasik şairlerimizin edebiyat, sanat ve şiir vakıasına bakışlarının tesbitine yarayacak son derecede önemli bilgiler vermiştir. Kitapta önce Fuzulî'nin kendi ifadelerine dayanılarak şiire bakışı, şiirin kaynağı, değeri, amacı hakkındaki değerlendirmeleri ortaya konulmaya çalışılmış; ikinci bölümünde ise Fuzulî'nin kendi şairlik macerasını bütün açıklığı ile bize anlattığı ve sanatlı nesrin güzel bir örneği olan Türkçe Divan'ın mukaddimesinin aslı ile bu mukaddimenin ve Farsça Divan'ın önsözünün bugünkü Türkçeye çevirileri verilmiştir.



DERKENAR

Beşir Ayvazoğlu
Ötüken Neşriyat



Gel söyleyelim cümle geçen demleri cânâ
Sami

Beşir Ayvazoğlu'nun bu ünlü mısraa atıfta bulunarak okuyucularına "Buyurunuz, söyleşelim cümle geçen demler" diye takdim ettiği Derkenar, geçen yıllarda yayımlanan "Altı Çizili Satırlar" ve "Yaza Yaza Yaşamak" adlarındaki kitaplarıyla birlikte, bir çeşit "günlük" olarak okunması gereken, önemli olaylar, tartışmalar ve kitaplar hakkında sıcağı sıcağına yazılmış, bu yönüyle yakın tarihe şahitlik eden, okurken kendimizi de bulabileceğimiz yazılardan oluşmaktadır.



FELSEFE DERSLERİ

Rıza Tevfik
Übl Yayınları



Eğer bu dersler felsefe hakkında bir bilgi uyandırır da, öğrencilerden bazılarında gizil halde bulunan doğalarındaki yetenekleri açığa çıkarır ve ortaya koyarsa şu hizmetimden beklediğim en büyük mükafata erişmiş olurum. Öğrenci topluluğuna mensup olmayan ilgililere gelince, zannederim ki şu takrirlerden onlarda az çok yararlanırlar. Günümüz felsefesinin başlıca sorunlarını ve onların kaynağını; felsefi doktrinlerin ortaya çıkışına sebep olan kuşku ve doğruluk sorunsalının önemli farklılık noktalarını ve tüm bu temel sorunların gelişim evrelerini sırasıyla bu müsveddede bulabilirler.



AYDIN DESPOTİZMİ

Alev Alatlı
Alfa Yayınları



Bu çalışmaya üç nedenle katlandım; 

1) 1986 Türkiyesi'nde, Türkiye ilericiliğinin önderlerinden, "bilim adamı" kimliği ile ünlü, etkin ve üretken bir Türk aydını. "Türk estetiği ve roman" konularındaki düşüncelerini anlatmayı vaat ettiği bir çalışmasında genç bir yazarın hemen her kitapçıda bulunabilecek bir yapıtını, Latife Tekin'in Gece Derslerini'ni, yetersiz ya da bağlam dışı aktarmalar ve yorumlarla, yapıtta var olanı yok, yok olanı var ederek, kendi tezlerini doğrulayacağını umduğu biçimde ve okurlarının gözlerinin içine baka baka saptırmaktan zerre kadar utanç duymayabiliyor; okurun elinin altındaki bir yapıtın böylesine yakışıksız bir saptırma ile yorumlanabilmiş olması, başka bir dilde yazılmışlık, eski basım olma vb. nedenlerle genç okurlara uzak düşen kitapların aktarılmasında gözetilen özen hakkında, bilim ahlakı adına derin endişelere sevk ediliyor. 

2) Türkiye'nin neredeyse ölümcül bir anomali geçirdiğine, bu cinnetin çıldırmışlıktan nasibini alan tüm hareketler tarafından yeniden değerlendirilmesi, çözümlenmesi gereğine inanıyor; olmadığının varsayılmasının, inkarının yeni ve daha da meş'um dönemleri getirebileceğinden korkuyorum. ...

Alev Alatlı/Temmuz, 1986



İLK İSLAM HÜMANİSTLERİ

Şahin Filiz
Kitap Dünyası



İslam hümanizmin ilk öncüleri İhvan-ı Safa, "Müslümanların bağnazlıktan kurtarmak, bilimsel ve felsefi zihniyeti egemen kılmak, toplumu düzeltecek bir aydılar ahlakı oluşturmak" amacını felsefi görüşlerini hareket noktası yaparak "bilimlerden hiçbirine düşmanlık etmeden, hiçbir Kutsal kitabı küçük görmeden mezheplerden hiçbirine önyargıyla yaklaşıp taassuba kapılmadan dinler ve mezhepler üstü bir hümanist tutumla İslam'ın evrensellik söylemini deneylenebilir bir gerçekliğe taşımaya çabalamışlardır.

İnsanla Tanrı, İhvan'ın dünyasında olduğu kadar birbirine hiç yakın olmamıştı. Bu cemiyet, insan ile tanrının din ile aklın birlikteliğinin, günümüze de bol bol yetecek bir hoşgörü atmosferi oluşturabileceğini bize öğretmekte.



CIMBIZLA FİL AVLAMA SANATI

Rasih Yılmaz
Karakutu Yayınları



Aslında soru çok basit: Bir cımbız, bir dürbün ve bir kibrit kutusuyla bir fili nasıl avlarsınız? Cevabını lafı dolandırmadan verelim: Dürbünü ters çevirip fili küçültür, cımbız ile yakalayıp, kibrit kutusuna koyarsınız! Röportaj yapma sanatı ile bu düşünce arasında bir paralellik arzeder. Elinizde kelimelerden oluşan bir cımbız ile bazen fil gibi kocaman sorunların içine dalar, muhatabınıza sağlı sollu cümlelerle yanaşacak bir çeşit ava girişinizdir. Bu kitapta yer alan konuşmalar ikinci türe giren türden elinizdeki kitabı okurken toplumsal yaşamımızın hemen her kesimine ait önde gelen isimlerin, gerek röportajın yapıldığı dönemde, gerekse zamana bakılmaksızın önem arzeden konular hakkında söyledikleri kadar söylemedikleriyle de neleri anlattıklarını göreceksiniz.



KENDİNE İYİ BAK

Dr. Kemal Sayar
Kaknüs Yayınları



"O kırılgan kızları çok yerde duyar ama onlara dokunamazsınız. Onlar ancak sesleriyle vardırlar ve ancak radyo programlarında isbat-ı vücud ederler. Ürkek serçeler gibidirler, bir dalda fazla konaklayacak olsalar başlarına bir kötülük geleceğinden korkar, o yüzden hayatı küçük dokunuşlarla yaşar, hayatın arka sokaklarında gereğinden fazla kalmamaya özen gösterirler. Kırılgan oğlanlar vardır, onların mesleği de aşık olup söyleyebilseler, konuşabilseler aşk sanki buharlaşıverecek, büyü bozuluverecektir. Onların şifaları ıstıraplarına ta kendisidir... Kırılgan kadınlar vardır. Akşamları evleri kabus yerine dönen, merhamet ve inceliğin yerini tahakküm ve kabalığa bıraktığı evlerin kadınları...



ÖZGÜRLÜĞÜN BAŞ DÖNMESİ

Dr. Kemal Sayar
Kaknüs Yayınları



Bu kitabı oluşturan yazılar, ruh sağlığı disiplinlerin diğer bilimlerin kavşak noktasında işlev gösterdiğini, psikiyatri/psikoloji ile diğer sosyal disiplinler arasında bir dirsek teması olduğun ortaya koyduğu kadar, insan ruhunun felsefe, antropoloji, fizik, iktisat gibi farklı bilimlere açılan pencerelerine de işaret ediyor. İnsanın karmaşık iç dünyası ancak farklı disiplinlerin işbirliği ile bütüncül bir biçimde anlaşılabilir. Bu kitapta yazar, varoluşçu felsefeden kaos kuramına uzanan bir yelpaze içinde, ruh sağlığı ve hastalığını anlamak için bütüncül bir paradigma arayışını dile getirmektedir.



İSLAMİ TERBİYE

Yusuf el-Kardavi
İlke Yayıncılık



Terbiye, yaratılıştan gelen yetenek ve kabiliyetleri geliştirmek, adım adım terbiyeye konu olan şeyi ulaşabileceği en son kemal sınırına yükseltmek demektir. Kur'an bize Allah'ın bütün kainatın terbiye edicisi (Rabbi) olduğunu bildirir. Evrenin üstün bir öğesi olan insan, bu terbiyede özel bir yere sahip olmuş, bunun bir gereği ve göstergesi olarak ilahi vahye kitaplara ve Peygamberlere muhatap olmuştur. Kitabın yazarı, söz konusu İslamî terbiyenin temel özelliklerine teker teker ele almakta ve anlaşılır bir dille okuyucuya sunmaktadır.



MARİFET VE HİKMET

İbn Arabî
İz Yayıncılık



Allah'ın hükmünü bilmeyen kimse, Allah'a tam anlamıyla kul olamaz. Allah'a tam ibadet edemez. Hiç kuşkusuz Allah, cahil bir kimseyi kendisine veli ittihaz etmez. İşte bütün bunlar, Marifet'in babaları ve fasıllarıdır. İnsan bu bilgileri tam anlamıyla öğrenip kendine mal edebilirse, o zaman "Arif" olarak isimlendirilir. Arifin Allah'la daimi bir ünsiyeti vardır. Kaldı Hak Teala için bir aynadır. Halim selimdir. Dünya ve ahiretten uzak durur. Dehşet ve hayret sahibidir. İşlerini, amellerini Allah'tan alır ve onları almak için Allah'a baş vurur. Belki karnı açtır, bedeni çıplaktır, fakat hiçbir şeye teessüf etmez, çünkü gözü Allah'tan başkasını görmez.



YİTİK YAŞAMIN GÜNCESİ

Ali Haydar Haksal
İz Yayıncılık



"Her insanın birlerce yaşanan, yaşanmakta olan, yaşanacak öyküleri var. Ben kendiminkilere yetişemiyorum. Gecelerim bana yetmiyor. Küçük öykülerimi biriktiyor yeniden kuruyor ve yaşıyorum. Şu an anlattığım kendime ait küçük parça öykülerden oluşuyor. Buların toplamı beni bütünlüyor.

Düşünmekten yorulan, sonra karamsarlıklardan gün ışığına çıkan karakız Fatma oluyorum. Zaman zaman kekremsi bir tad verse de, bir araya getirildiğimde bütün hüznümle birlikte yitik olan yaşamımın öyküsünü anlatmış olduğumu düşünüyorum.

Beni anlatmanın güçlüğünü yaşamıyor değilim."



DİNLERDE HAKİKAT

W. Montgomary Watt
İz Yayıncılık



Bu çalışmada Watt, her şeyden önce İslam'ı çok iyi bildiği bir din olarak tanımlamakta, ilahiyatın temel problemleri olan Tanrı, insan ve alem konularında yer yer, bütün dinlerden ve özellikle de İslam'dan örnekler vermek suretiyle bir bakma karşılaştırmalı bir açıklama yoluna gitmektedir. Dolayısıyla dinlerin bu konularla ilgili bakış açılarını sosyolojik ve psikolojik bir çerçevede irdelemeye çalışmaktadır. Bu arada Batılıların İslam'a karşı olumsuz önyargılarının hala aşılamadığı gerçeğini de mütevazı bir şekilde itiraf etmektedir.



YAZI, İMGE VE GERÇEKLİK

Rasim Özdenören
İz Yayıncılık



"Hiçbir yazı anlaşılmasın diye yazılmaz. Okunsun, anlaşılsın diye yazılır. Bazı yazıların anlaşılması zor olabilir. Bazı yazıların şifresini çözmek emek ve çaba gerektirebilir. Ama gene de, son tahlilde, yazar, yazdığı yazının anlaşılmadan kalmasını amaçlamaz. Yazının zor anlaşılır olması, yazarla okur arasında var bulunması gereken parola ve işaret üzerinde tam bir mutabakatın sağlanmamış olmasıyla ilişkilendirilebilir. Taraflar parola ve onun işareti üzerinde mutabık kalmışlarsa, anlaşma zemini de sağlanmış olur. Eğer şifreler (parola ve onun işareti veya ortak kodlar veya edebiyat diliyle konuşursak mazmunlar) üzerinde mutabakat yoksa, bu durumda, yazı da anlaşılmaz olarak kalmaya hükümlü bulunur."



MODA VE ZİHNİYET

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu
İz Yayıncılık



Varlığın modernleşmeye borçlu olan moda, otoritesini "modanın eleştirilmezliği" üzerine kurmakta oldukça mahir davrandı. Bu mahiriyetle birlikte moda, güzelin tarifini değiştirdi. Bu yeni tarife göre "moda olan güzeldir", moda olan yani göze çarpan, En çok tartışılan ve göze batan zevkler ve renkler bile, modanın şemsiyesi altına girdiğinde "zevkler ve renklerin tartışılmazlığı" payesine yükseldi. Kitle kültürü içinde milyonlarca insan aynı şekilde giyinip aynı şeyleri tüketirken modacılar "Çıplak Kral"ın terzisi oldular. Herşey eleştirilirken moda sarsılmayan otoritesini neye borçlu? Belki de bu, modanın tanımlanmamış olmasından kaynaklanıyor.



MEDENİYETLER ÇATIŞMASI

Samuel P. Huntington
Okuyan Us Yayınları



Harvard Üniversitesi profesörlerinden Samuel P. Huntington'ın 1993 yılında Foreign Affairs'de yer alan "Medeniyetler Çatışması mı?" makalesi, tüm dünyada toplum bilim, siyaset felsefesi ve tarih ile ilgili akademisyenler, politikacılar ve bürokratlar için hararetli bir tartışma ortamı yaratmıştı. Bu yankı üzerine Huntington, düşüncelerini Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması adlı bir kitapta ayrıntılı bir şekilde topladı.

Huntington'ın tezi kısaca, Soğuk Savaş sonrasında dünyadaki dengelerin ideoloji ve ekonomiye değil, kültür ve medeniyetlere bağlı olarak meydana geleceğiydi. Önceden beri medeniyetlerin değişmediklerini, birbirlerinden hiç etkilenmediklerini, Batı'nın her zaman demokrasinin, aydınlanmacılığın ve ilerlemenin merkezi olduğunu ileri sürmüş, Doğu’nun ise yobazlık, fakirlik ve tiranlığı simgelediğini varsaymıştı. Bu teze bağlı olarak, çatışmaların ülkeler bazında değil, kültürel benzerliklerin bir arada tuttuğu gruplar arasında doğacağını öne sürdü. Bu yüzden, 11 Eylül saldırısı ardından adından en çok bahsedilen kişilerden biri oldu Huntington.

Daha önce Huntington'ın makalesi başka yazarların makaleleri ile birlikte Türkçe'de yayımlanmıştı; şimdi orijinal kitabın tümü ilk kez Türkçe'de.

Tarihle, siyasetle ve yaşadığımız dünyayla ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV