Yıl:3 Dönem:2 Sayı:9/21

       

     
  İŞTE "ÇIKIŞ YOLU"

SUAVİ KEMAL YAZGIÇ





Üç cilt halinde çıkacak olan "Çıkış Yolu"nun ilk cildi "Ülkemizin Geleceği" altbaşlığını taşıyor ve Sezai Karakoç'un 1992 yılında verdiği 2 konferanstan oluşuyor. İkinci cilt ise daha çok "Diriliş" kavramı ve görüşü etrafında Üstad Sezai Karakoç'un düşüncelerinin ifade edildiği 4 konferanstan oluşacak. Son ciltte ise toplumumuzun yeniden doğuşunun ana çizgilerini toplayan 4 meydan konuşmasının metinleri okura ulaştırılacak.
Diriliş: Modern Türk Şiiri deyince kendine mahsus bir damarı temsil eden Üstad Sezai Karakoç'un İslam dünyasının modernizm karşısındaki ezikliğine ve parçalanmışlığına bir mütefekkir olarak karşı durarak geliştirdiği ve elli kitapla izah ettiği özgün bir fikir ikliminin adı. Diriliş: Ait olduğumuz ve Toynbee'nin deyimiyle durdurulan medeniyetimizin mensuplarına girdikleri çıkmazların çıkmaz olduğunu hatırlatan ve yaşadıkları yıkımın ölümcül olmadığını anlatan bir millet mektebi. Diriliş: Tanzimat'tan beri önce unuttuğumuz, sonra varlığını inkâr ettiğimiz öz hazinemizin yerini gösteren özel bir define haritası. Diriliş: Çıkış yolu. Çıkış yolu: Diriliş.

Sezai Karakoç: Herkesin 'reelpolitik'in o muğlak, içeriksiz, idealsiz, değersiz, ilkesiz sığlığına teslim olduğu, tek çaremizin batıya esir olmaktan geçtiğini gün geçtikçe daha kuvvetle ve fütursuzca iddia ettiği yaşadığımız zaman diliminde "Saadet yolu, büyümede, gelişmede gizli. Büyüme ve gelişmenin yolu, kendi medeniyetimizi diriltmede saklı. Bu noktadan hareket ederek, yeni baştan İslam Medeniyeti'nin dirilişini temel alarak, bir çıkış noktası bulmalı ve kısır döngü çemberini kırmalıyız" diyen bir diriliş eri. Sezai Karakoç: ABD'nin İslam Dünyasını Irak'tan başlayarak yakıp yıkmak için bahane kolladığı günlerde sırf politik konumunu onaylatma sevdası adına onaylamak için yarıştığı günlerde "Bizim alınyazımız Misak-ı Milli hudutlarıyla sınırlı değildir. Çünkü: bu coğrafya parçası, milletimizin, memleketimizin, ülkemizin sadece bir parçasıdır. Bu sınırlar bizi İslâm Âleminden tecrit etmektedir. Batılılar, bizden kopartılan toprakları da paramparça etmişlerdir. Ve bu yüzdendir ki, biz Allah'ın yeryüzündeki halifesi olma görevimizi, 'arz Müslümanlara mirastır, onların malıdır, onlara tevdi edilmiştir' görevimizi yerine getiremiyoruz" diyen hatırlatıcı bir ses, bir nefes.


İSMİYLE MÜSEMMA BİR KİTAP

Sezai Karakoç: Elimizin kolumuzun bağlı olduğunu, yapabilecek bir şeyimizin kalmadığını, tükendiğimizi yaygın bir önyargı haline getirmeye çalışanların kuru gürültüsü ortalığı kapladığında hakikati, yalnız hakikati dillendiren ve mukallit olmayan bir ufuk ve zihin açıcı, gönül parlatıcı Diriliş eri.

Elli cilde ulaşan Diriliş kütüphanesinin mimarı Sezai Karakoç, şimdi de konferans ve meydan konuşmalarını "Çıkış Yolu" adlı üç ciltle okurlarıyla paylaşıyor. Bütün Sezai Karakoç külliyatı gibi Diriliş Yayınları'ndan çıkan kitabın önsözünde Karakoç, "Bir çıkış yolu bulmak, kitabın adı gibi... Umarım, milletimiz, tarihinin bu en kritik anında, üstün sezgisi, sağduyusu ve eşsiz ruhunun aydınlığıyla, destanlarda olduğu gibi kurtuluş ışığını yakalayacaktır" temennisinde bulunarak ekliyor: "Bizim işimiz ve ödevimiz de, ona, karınca kararınca, kendi çapımızda bir ayna tutmak." "Çıkış Yolu", Diriliş'e tuttuğu ayna ile devasa bir damarın kapısını işaret eden anahtar kitap olarak raflarımızdaki yerini almayı bekliyor.

"Çıkış Yolu" sadece okumanızı bekleyen kitaplardan bir kitap değil. Bir muştu, bir özlem, bir hatırlatıcı, bir aksiyon. Sözün özü ismiyle müsemma, ismine mütenasip bir davet.


"ÇIKIŞ YOLU"NDAN...

"Tanzimattan beri girdiğimiz sakat, yanlış yoldan dönmeliyiz. Ne yazık ki bu dönüş fikri aydınlarımızda çok az geçerli. Medeniyet fikri, dar anlamlara sıkıştırılıp kaldı. Millet, haritalardaki sınırlarla çizili yerdeki halktan ibaret değildir. Millet fikri, ırk esasına dayanmaz. Bir ırkın değil bir medeniyetin halkına millet denir. Bu medeniyet nerelerdeyse, orda tek millet vardır. İslam medeniyeti mensuplarının hepsi bir halktır ve bir millettir. Biz buna İslam Milleti diyoruz. İşte bu medeniyetin, bu milletin yeniden dirilişi söz konusudur. Bu bakımdan birinci görev medeniyetimizi yeniden diriltmektir. Kararlı olarak kendi medeniyetimize dönmeliyiz. Köklerimizi araştırmalı, milleti, medeniyetimizi, devleti, ülkeyi yeniden tarif etmeli ve ona göre şimdi yeniden doğan Türk İslam ülkelerine de o görüşlerle yardımcı olmalıyız. Kendi pazarımızı kurmalıyız. Kendi birliğimizi kurmalıyız. Ve kendi büyük medeniyetimizin yeniden dirilişini gerçekleştirmeliyiz. Bu, milletimize Allah tarafından verilmiş bir görevdir. İnsanın Allah'ın halifesi olması prensibinden doğan bir görevdir."

Kaynak: Gerçek Hayat, 30 Ağustos - 5 Eylül 2002, Sayfa 31.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV