Yıl:2 Dönem:2 Sayı:4/16

       

     
  BILLIE HOLIDAY'İN HİKAYESİ

Jazzda hikaye çoktur. Yazılan her nota, tekrar tekrar söylenen her şarkı eli değen herkesin hikayesi haline gelir çünkü. Dünya yüzündeki en iyi estrüman insan sesidir. Ve bazı insan sesleri mucize gibi girer kulaklarımıza. Bir daha hiç çıkmaz.

O hepimizin içindeki kırık çocuk, çok bilmiş kadın, susup oturan koca adam olabilir her an. Bugün şarkı söyleyen, enstrüman çalan herkesin içinde ve müziğinde az biraz ondan vardır. Kimi kez nostaljik bir film karesinde çıkar karşımıza, kimi kez de başka birilerinin sesinden göz kırpar.

Billie Holiday, ya da dünyaya geldiğinde verilen ismiyle Elenora Fagan, 1915'te Baltimore'da doğar. Annesi Sadie ve babası Clarance o doğduğunda onlu yaşlarını sürmektedir. Babası o bebekken onlardan ayrılır; Billie de annesi tarafından akrabalarına emanet edilir. Arada hep unutulmaz bir sesten yürekte yer eden şarkılar vardır. O birilerinin hayatında izler bırakır. Billie kimimizin geçmişteki gülümseten anılarını, kimimizin tutkusunu kimimizin de umutlarını söylemektedir.

Şarkı söylemeyi çok isteyen Billie, hayran olduğu film yıldızı Billie Dove'un adını alır ve bir klüp yöneticisiyle anlaşarak yola çıkar. Sonra John Hammond tarafından keşfedilir. 1933'te Hammond onun için Benny Goodman'la anlaşır. O dönemin bütün şarkıcıları büyük orkestralarla oradan oraya dolaşarak şarkıcılık kariyerine başlamaktadır. Benny Goodman'ın orkestrasında şarkı söyleyenler arasında Roy Eldridge'in de bulunduğu birçok önemli isimle çalışır. Kendine özgü sesi, o yıllarda öne çıkmaya başlar.

Billie, sade, olduğu gibi bir şarkıcıdır. O şarkı söylerken, kalbi kırılmış, evinde pencerenin önündeki koltukta kendi kendine mırıldanan bir kadını dinlediğiniz hissine kapılırsınız. Aklınıza gelebilecek her türde ve şiddette acıyı görüp geçirmiş olan bu kadının sesinde hüznü duymamak imkansızdır. Billie'nin hüznü bazen en şakacı şarkının içinden göz kırpar. Çocuk bir anne ile çocuk bir babanın kızı olarak dünyaya gelir düşe kalka, hatta sonlara doğru daha çok düşe düşe yaşamıştır. Ama yüzeyde gördüğümüz ne olursa olsun, kulağımıza gelen, son günlerinde bile bir şarkıyı eğip büküp kendi şarkısına dönüştüren, sakin ama müziği doğru hissedip doğru ifade eden Billie ve onun eşsiz sesidir. Teknik cambazlıkları da pek umursamaz herhalde. Jazz standartları bir yana, en çok bilinen şarkılar bile Billie söyledikten sonra başkalaşır.

Benny Goodman'dan sonra, Teddy Wilson ve Count Basie ile de çalışır. Billie Holiday'i dinlerken insanın bu trajedilerin besleyici yanına inanası geliyor. Özel hayatındaki her iniş çıkışların her birinde alkol ve uyuşturucu bağımlılığı biraz daha derinleşen Billie Holiday, son kayıtlarında bile sesini kolay erişilemeyecek bir ustalıkla kullanmıştır. The New Standart'ta tartışmaya açtığı gibi, jazz standartları aslında bir dönemin popüler şarkılarıdır. Billie bu şarkıların pek çoğunun sesiyle şenlendirmiştir. Onun söylediği her şarkı artık başka bir şarkı olur.

Billie Holiday en uzun süreli ve en önemli müzikal beraberliğini tenor saksafoncu Lester Young ile kurar. İkilinin uyumu Jazz şarkıcılığında hale geçerli olan tanımları koyar.

Billie Holiday, kendi başına bir ekolün bayrağıdır. Bu ekolde jazz adına ne yapıldığından çok nasıl yapıldığı önem taşır. Billie blues şarkıcısı değildir. Ama ne de olsa Lady ne söylese içindeki blues ortaya çıkar. En güzel şarkılarını otuzlu yıllarda Tedy Wilson ve Lester Young ile söyler. Sesle sözün en jazz'ca bileşimlerinden biri Lady Day'le Pres'in şarkılarında yakalanır bir dönem.

Billie Holiday'in sesinde Bessie Smith'in sesindeki o soylu ton ve güç yoktur. O sade, duyarlı ve dinleyeni kapıp götüren sesi ve yorumuyla ırk ayrımına karşı da aykırı bir ses olarak duyulur. Billie Holiday'in müziğinde melodram yok; her şey çok yalın ve bir o kadar da sanatsal. Modern jazz, kaynağını yani şarkı söylemeyi Billie Holiday'e borçludur. Bu kaynak sonraları bütün enstrümanların esin kaynağı olmuştur.

İnsan sesinin mikrofonu doğru kullanarak neler neler ifade edebileceğini ilk keşfedenlerden biri de Billie Holiday olmuştur. Billie Holiday'in çöken bedeninden çıkan ses, son yıllarında artık yaratıcılığın, ifade gücünün ve şarkıcılık ruhunun canlı kanıtıdır.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV