Yıl:2 Dönem:2 Sayı:2/14

       

     
  AYIN DOSYASI:

BEYAZ PERDEDE KARANLIK ADIMLAR


"Film noir", yani "kara film" denen filmlerin çoğu, Fransa'da Gallimard yayınevinin 'Kara Dizi' adlı polis romanlarının uyarlamasına dayandığından, Fransız eleştirmenlerce "film noir" olarak adlandırılmış ve bu terimle yerleşmiştir. Polis ve gangster filmlerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişen bir çeşididir. Suçlu çevresini ruhsal özellikleriyle yansıtır. Bu çevreyi çok kez bu çevreden birisinin açısından ortaya koyar. Kahramanları çoğunlukla karanlık işlere bulaşmış polis, polis hafiyesi, hırsızlar, katiller, tetikçiler, fahişeler vb.'dir. Soygun, uyuşturucu madde kaçakçılığı, şiddetli ölüm, cinsellik... başlıca konulardır. Suçlular kadar bu suçlularla savaşıma girişen yasa adamlarının da olumsuz yanları belirir. Gergin, boğucu, ürkütücü, kötümser bir hava içinde, ışık ve gölge düzenlemesinin ağır bastığı bir görüntü düzenlemesiyle gelişir.

Kara filmin estetiği, "I. Dünya Savaşı sonrası Almanyası"nın Weimar Cumhuriyeti döneminde, iki ayrı kaynaktan beslenerek oluşuyor. Bunlardan birincisi Alman Dışavurumculuğu, ve bu estetik üslûbun plastik sanatlardan Max Reinhardt tiyatrosuna kadar uzanan uygulama alanlarının sinemayla kaynaşması sürecinin sonucunda gerçekleşiyor. En önemli örneği, hatta habercisi, pek çok sinema kuramcısının ve kriterinin sanat sinemasına ve sinemanın modernist bir araç olduğuna ilk örnek olarak gösterdiği, 1919 yılında UFA stüdyoları tarafından yapılmış olan Dr. Caligari filmidir. Diğer kaynak, aynı dönemde yapılan popüler sinemanın içinde önemli bir yer tutan, "cammerspiel" diye anılan kara filmlerdir. Dönemin deneyimlerine, kitlelerin halet-i ruhiyesine uyduğu söylenebilecek bir estetiğin doğuşu, sinemanın, farklı bir bakış üretirken zamana ve mekâna ait bilgileri de üreten bir kaynak olduğu konusundaki görüşü de güçlendirir. Siyahla beyazın, ışıkla gölgenin keskin ayrımlar oluşturduğu, ışığın parçalanışının, perdelenmiş yansımalarının bol bol kullanıldığı, ışığın parçalanışını, kafeslenişini gösteren pencereler, storlor, apartmanlardaki tırabzanlar, tren rayları, elektrik direkleri ve gökyüzünü çizgilerle parçalayıp bölen telefon ve elektrik telleri, gökyüzünü delen, ufku parçalayan sivri çatılar ve dik bacalar, mekânın derinleşmesi ve kuytulaşmasını anlatan apartman boşlukları, yaşanılan mekânın artık yalnızca yatay bir satıhta kavranamayacağı, bu modern sanayi kentlerinin gökyüzüne doğru yükselen binaları da artık derinliği de olan bir uzayı ürettiğini, bakışın ve algının dikey boyutta da hareket edeceğini anlatan kamera hareketleri (tilt up ve tilt down kullanımının bu estetiğin bir parçası olması) -Metropolis filminin tamamen bu algılayış biçimiyle ürettiği kent tasarımı, bu güne kadar taşınmış ve pek çok bilim kurgunun kent mekanına kaynaklık etmiştir.

Kara film üzerine, onun hem ne tür bir görüngü -bir tür mü, bir ruh hali mi, bir tarz mı?- olduğu, hem de hangi tür filmlerin bu kategori içine alınabileceğine ilişkin pek çok anlaşmazlık vardır. Nijat Özön'e göre kara film, polis filmlerinin 2. Dünya Savaşı içinde gelişen bir çeşididir. Kara film, suçlu çevresini ruhbilimsel özellikleriyle yansıtır, bu çevreyi çok kez bu çevreden birinin açısından ortaya koyar. Soygun, uyuşturucu, kaçakçılık, şiddetli ölüm, şantaj, cinsellik, kara filmlerin başlıca öğeleridir. Suçlular kadar bu suçlularla savaşan yasa adamlarının da olumsuz yönleri belirtilir. Gergin, boğucu, ürkütücü bir hava içinde gelişir. Kara filmlerde, öbür polis filmi çeşitlerindeki bütün önemli öğeler olduğu gibi yer alır. Ayrıca dramatik yapıya temel olan izlek de titizlikle işlenir. Paul Schrader'in çalışmasında kara filmin bir "ruh hali" olarak tanımlanmasının anlaşılabilir bir yanı bulunmaktadır; bunun yanı sıra etkili kalitesi vurgulanır ve western, gangster veya müzikal filmlerinden de bir o kadar "aşağılık" olduğu eklenir. Buna rağmen eğer karakteristik durumu veya hissiyatı kendisi ile ilgili en önemli şeyse, bu her şeye rağmen üstün bir kalitedir, üstelik ruh hali, bir filme eklenmiş bir şey değildir. Bize göre kara filmlerde tekrarlanan yapı; ikonografi ve görsel tarz bağlamında değişik özellikler göstermekte ve böylece kara filmler diğer filmlerden ayrı bir kimlik kazanmaktadır. Zaten bu da bir yığın filmi "tür" kategorisine sokmakta yeterli olmaktadır.

Kara filmi diğer tür filmlerinden ayıran nokta, tarihidir. 1941 (The Maltese Falcone/Malta Şahini) ve 1955 (Kiss Me Deadly/Ölüm Öpücüğü) filmleri arasında varolmuştur. Kendine has özelliklerini tabii ki daha önceki filmler veya film türlerinde bu1abiliriz. (Örneğin Warner Brothers'ın gangster filmleri, Alman dışavurumcu gelenek, Fransız şiirsel gerçekçilik vb.) ama ona en önemli özelliğini veren, türü tür olarak karakterize eden, türün estetik özellikleri barındırmasıdır. 1955'ten sonra kara film denebilecek ürünler verilmiştir -örneğin A Walk on the Wild Side/Vahşi Bölgede Yürüyüş (1962), P.J. (1967), Gun/Silah (1967), Chinatown/Çin Mahallesi (1974), The Long Goodbye/Büyük Elveda (1973) ve Farewell My Lovely/Elveda Tatlım (1976).

Modernizmin gelişimi sinemaya sadece kara film olarak yansımadı. Bilimkurgu filmleri de modernist görüşün yansımalarıyla doluydu. Özellikle geleceğin ütopik ve antiütopik (ters ütopya) anlatımları modernizmin ilerde bize sunacağı alternatifleri sergiliyordu. Bilim kurgunun ilgi çekmesinin sebeplerinden biri de "son"un nasıl olacağını görme arzusuydu. Kara film, bugünkü durumun farklı bir açıdan yaklaşımlarını anlatırken; bilimkurgu da bugünden sonrakini anlatarak paralel bir şekilde ilerliyordu.

Sinemadaki türler kendi aralarında sürekli paslaşmaktadır. Korku filmleri ve bilimkurgu filmleri, korku filmleri ve kara film, kara film ve bilimkurgu bazı yapıtlarda iç içe geçebilmektedirler. Bu, diğer türler için de geçerlidir.

Kara filmin bugünkü anlayışının oluşumunda bu türler arası geçiş önemli bir rol oynamaktadır. Kara filmin bugünkü anlayışında artık hangi türe ait öğelerin olduğu önemli değildir. Kara filmi, kara film yapan şey artık polisiye olayları, kanundışı polisleri ve kişileri, suçlular dünyasını konu alması olmaktan çıkmaktadır. Kara film, artık anlattığı hikâyenin türsel özellikleri ile değil, anlatılan hikâyelerin içeriği ile anılmaya başlanmaktadır. Kara film artık sadece suç dünyası ve polisiye olaylarla ilgilenmemektedir. Bu anlamda kara filmin türler üstü bir evreni içerdiğinden söz edebilmek mümkün gözükmektedir.

Popüler kültürün ortaya çıkışı, tüketim toplumunun ortaya çıkışı, modernizmin genel sonuçlarından biridir. Tüketim toplumu aynı anda hem bir ilgi toplumu, hem bir baskı toplumu hem de barışçıl bir toplum ve bir şiddet toplumudur.

Kara filmin bu tarz gelişiminin içindeki etkenler kara filmin 1990'lı yıllardaki evrime uğramış dönüşünü temellendirmektedir. 90'lı yılların yeni kara film öncüsü John Boorman'ın "Point Blank" (Dönüşü Olmayan Nokta) filmidir. 70 ve 80'li yıllarda Martin Scorsese'in "Mean Streets" ile "Taxi Driver"ı, Francis Ford Coppola'nın "The Conversation"ı Roman Polanski'nin "Chinatown"u, Arthur Penn'in "Night Moves"u ve Wim Wenders'in "The American Friend"i öncüllerden kabul edilir. Kara film'in 90'lı yıllardaki ilk büyük patlaması Quentin Tarantino'nun "Pulp Fiction" (Ucuz Roman) filmidir. Bu patlama 40'lı yılların kara film anlayışından büyük bir farklılığın habercisiydi. Tarantino'nun bu filmden önceki filmi "Reservuar Dogs" (Rezervuar Köpekleri) filmi kara film salgınını kıvılcımlayan bir yapımdı.


FİLMOGRAFİ:

After Dark My Sweet
Alphaville
Asphalt Jungle, The
Big Clock, The
Big Combo
Big Heat, The
Big Sleep, The [1946]
Big Sleep, The [1978]
Blade Runner
Blood Simple
Bob Le Flambeur
Body and Soul (1948)
Bride Wore Black, The
Bullitt
Bruce Force
Chienne, La
Chinatown
City That Never Sleeps
Conflict
Crossfire
Dark Passage
Devil in a Blue Dress
D.O.A.
Diabolique
Don't Bother to Knock
Double Indemnity
Doulous, Le
Elevator to the Gallows
Eyes of Laura Mars, The
Farewell My Lovely [1975]
Force of Evil
Getaway, The [1972]
Getaway, The [1994]
Glass Key
Grifters
Gun Crazy
High Sierra
House By The River
I Confess
I Wake Up Screaming
Jour Se Leve, Le
Key Largo
Killers, The
Kiss Me Deadly
Kiss of Death
Knock On Any Door
L.A. Confidential
Lady from Shanghai, The
Lady In the Lake
Late Show, The
Laura
Letter, The
Long Goodbye, The
M
Maltese Falcon, The
Mildred Pierce
Murder My Sweet
Notorious
Odds Against Tomorrow
Ossessione
On Dangerous Ground
Out of the Past
Panic in the streets
Panique
Pepe Le Moko
Pick-up On South Street
Pierrot Le Fou
Pitfall
Port of New York
Postman Always Rings Twice, The [1946]
Postman Always Rings Twice, The [1981]
Postmark for Danger
Purple Noon
Pursued
Quai Des Brumes
Quicksand
Racket, The
Railroaded
Raw Deal
Road House
Rope
Satan Met A Lady
Secret Beyond the Door
Set-Up, The
Shadow of a Doubt
Shanghai Gesture, The
Shoot the Piano Player
Spellbound
Strange Love of Martha Ivers, The
Strangers on a Train
They Live By Night
They Won't Believe Me
Thin Man, The
Third Man, The
This Gun For Hire
True Confessions
Two Jakes, The
Vertigo
White Heat
Woman in the Window
You Only Live Once


KAYNAKLAR:

25. Kare Dergisi
Film noir 1: German Hollywood Connection
Martin's Film Noir Page
Sight and Sound
Sinema ve Modernlik
http://www.cinemaparadice.com
http://www.filmphilosopy.com
http://www.imdb.com
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV