« Anasayfa | Künye | Arşiv 20 Nisan 2024, Cumartesi
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Ekstra ]

Hevy Metal ve Metallica

01.04.2000 - 16:00

Metal müzik grupları içinde efsane bir isim Metallica. Metal müziğin küçük ve şekilci bir dinleyici tekelinden çıkıp geniş kitlelere ulaşmasında büyük pay sahibi. Metallica'nın temelleri Lars Ulrich tarafından atılmıştır. Ulrich, Los Angeles gazetesine ilan vererek birlikte müzik yapabilecek kişilerle görüşmek istediğini belirtiyor. İlk arayan kim oluyor, biliyor musunuz? Bir basımevinde çalışan 18 yaşlarında lise mezunu bir genç, James Alan Hetfield. Sert sesi, farklı armonisi ve yeniliğe açık gitar virtiözitesiyle, grubun vokal ve gitaristliği üstleniyor. İkinci eleman şu anda Megadeth'te çalan gitarist Dave Mustaine ve son olarak da siyahi bass gitarist Ron Me Govne.

Grup bu haliyle ilk konserini Anaheim (California)'da Radio City'de 14 Mart 1982'de vermiştir. Doğrusunu söylemek gerekirse istedikleri başarıyı yakalayamamışlardır. Çünkü Dave Mustaine tam bir alkoliktir. Çok geçmeden gruptan uzaklaştırılır. Kırk Lee Hammet onun yerine geçer ve onun eksiğini hissettirmenin de ötesinde işler yapar. Sıra Ron Me Govneye gelir. Çünkü bu bass'çı gruba uyum sağlayamaz, buna başarısızlığı da eklenince artık çekilmez olur ve o da gruptan uzaklaştırılır. Boşluğu doldurmak için gruba transfer edilen bass'çı mükemmeldir. Çünkü o zamanın ünlü gruplarından Truma'nın bass gitaristi Cliff Burton'dur. Bu elemanla grup en iyi performansını yakalar. Eski bir garajı stüdyo olarak kullanan grup için acilen paraya ihtiyaç vardır. Nihayet gruba mali destek sağlanır.

Bu günden sonraki 6. haftada Metallica ilk albümü Kıll 'Em All'ı piyasaya sürüldüğünde takvimler Temmuz 1983'ü göstermektedir. Albüm 70 bin satmıştır. Tam 1 yıl sonra çıkardıkları ikinci albüm Right The Lightning'in satışı da 75 bin olmuştur. Bu albümlerde grubun yaptığı müzik çok serttir ve siyah deri elbise onlar için bir simge olmuştur. Acemilikleri bazı şarkı sözlerinde açıkça belli olmaktadır.

Whiplash'ın sözlerinde olduğu gibi:

Konser bitti, metal yitti, yola çıkma zamanı, bir başka şehir bir başka konser
Patlayacağız yeniden, otel odaları ve otoyollar
Burada dışarıda yaşam çiğdir, ama biz asla durmayacağız.
Asla son vermeyeceğiz, çünkü biz Metalika'cıyız.

Ardından Master of Puppets'i çıkaran grup, ilk çalışmalarından bu yana sadece 3 yıl geçmesine rağmen, grup, bu albümle kendini ispatlamayı başarmıştır. Albümün satış rakamı promosyonsuz, videosuz ve single'sız 1 milyona yaklaşmıştı. Bu albüm, gerek sözler gerekse müzik itibariyle tamamen grubun psikolojisini yansıtmaktadır. Hetfield'in başı uyuşturucuyla derttedir ve ufak çaplı sorunlar yaşamaktadır. Albüm çalışmalarından arta kalan zamanda sık sık konserler düzenleyen grup, bu sıralar tam bir kayak hastası olan "yaramaz çocuk" Hetfield'in düşerek bileğini kırmasıyla konserlerine bir müddet ara vermiştir. Eylül 1986'da İngiltere'deki konserlerinde sahneye çıkan kadro, Cliff Burton'lu son kadro olur. Kopenhag'a giderken gecenin geç saatlerinde zeminin kaygan olması nedeniye yoldan çıkarak bir hendeğe çarpar ve otobüs devrilir. Devrilen otobüs aynı zamanda Cliff Burton'a mezar olmuştur. Gurubun bass'çılığını yapan Burton, uyur halde camdan fırlayıp olay yerinde hayatını kaybetmiştir. grubun asli üyelerinden biri olan Burton'un ölümü yetmiyormuş gibi bir de grubun dağılacağı haberlerinin yayılması Metallica hayranlarına ve gruba kötü günler yaşatmıştır.

Fakat Metallica, kararlı bir sesle "devam" demiş ve kötü günlerin geride kaldığını açıklamış, Flotsam&Jetsom'da bass çalan Jason Newsted'i kadroya dahil ederek tüm hayranlarının yüreğine su serpmiştir. Newsted yetenekli bir gitaristtir. Grubun menajerliğini de yapan Newsted ayrıca besteci ve söz yazarıdır. Kısa zamanda Metallica'ya uyum sağlayan Newsted kısa sürede grupta eksiği hissedilir bir üye konumuna yükselmiştir. Cliff hayranı bazı eleştirmenlere göre, Newsted, gitarı çok kötü çalmaktadır ve gruba uyum sağlayamamıştır. Eleştiriler çoğalmış, grup eski samimiyetini yitirmekle suçlanmıştır. Lars Ulrich, eskisi gibi davul çalamamakla suçlanmıştur. Dinleyiciler, onun davul çalmak yerine fotoğrafçılara poz vermeyi tercih etmesini yadırgadıklarını ifade etmişlerdir. Bir konserde dinleyicilere hitap etmek için mikrofonu eline alması ise yuhalanmasına neden olmuştur.

Bu eleştirilerden iyice sıkılan grup, hem eleştirilere cevap vermek hem de eski hayranlarını geri kazanmak için Cliff'in anısına "Cliff'em All" adında bir video kaydı ve Garage Days adında korsan niteliğinde iki çalışmayı yayınlar. Ayrıca Hetfield bir röportajında dostları Cliff'in ruhunu her zaman yanlarında hissettiklerini açıklaması gruptaki Cliff baskısının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

1988'de "... And Justice For All"u çıkaran grup, adaletsizlikten yakınmakta ve "Her şey için adalet" sloganını haykırmaktadır.

Adaletin koridorları yeşile boyalı, para konuşuyor, güç kurtları kapında bekleşiyor...
Hakimiyetlerini kötüye kullanıyorlar, inanmıyorum söylediğin şeylere, inanmıyorum...
Adalet bitti, adalete tecavüz edildi, çektiklerinde ipini, adalet yerini buluyor...
Gerçek aranmıyor, her şey kazanmaktan ibaret, bunu çok katı buluyorum...
Paraları bir kez daha terazinin dengesini belirliyor, anlaşmanı yap, nedir gerçek...

Kasetle aynı adı taşıyan bu parçanın sözleri, Metallica'nın protest yanını açığa çıkaran bir hüviyet niteliği taşımaktadır. Bu albümde meta üzerine kurulan yeni dünya düzenine olumsuz göndermelerde bulunması olumsuz eleştirilerin bitmesine yeterli olmamıştır. "... And Justice For All"dan sonra artan olumsuz eleştiriler yeni albümlerle daha da çoğalmıştır. Eleştirmenlere göre Metallica artık marka olmuştur. "One" parçasının Grammy'e aday gösterilmesi de iddiaları destekler nitelikteydi. Metallica artık ezilenlerin değil de ezenlerin yanında görünür olmuştu. MTV için gösterişli klipler çekiliyor, menajerler, avukatlar kiralanıyordu. Kaset kaydı için para bulamadıkları günleri anımsayan Hetfield'in, "artık bir oda dolusu param var" sözleri basına yansıyordu. Kurulan çark işliyor, banka hesaplarına milyonlarca dolar para yatıyordu. Artık konserlere eskisi gibi malzemelerin ve grup elemanlarının bulunduğu otobüsle değil, konser malzemelerini taşıyan 12 kamyon ve 6 otobüs, kendilerine yardımcı olacak teknik elemanlardan oluşan 60 kişilik ekiple gider olmuşlardı. Eski hayranları gruba tekrar eski sertliklerine geri dönmeleri için çağrılar yapıyordu. Garaj günlerinde yaptıkları o müziklerin daha kaliteli ve samimi olduğundan bahsediyorlardı. Düştükleri para tuzağından çıkmaları için grubu uyarıyorlardı. Metallica'nın genç hayranları ise eleştirileri haksız buluyorlar, Metallica'yı aynı Metallica olarak görüyorlardı. Onlara göre bu durum sadece orta yaş olgunluğu olarak değerlendiriliyordu.

Ardından Black 91 diye de bilinen Metallica albümü 3 yıllık birikim ürünü olarak piyasaya sürüldü. Bu albümde daha çok mistik temalar işlendi. Metal duygusallığının zirvesine çıkıldı. Özellikle de The Unforgiven, Nothing Else Matters ve Wolf And Man genç dinleyicilerin kendinden geçmesi için yetiyordu. Ama Metallica'yı çıktığı ilk günden beri takip eden ve şimdilerde orta yaşlarda bulunan dinleyici kitle durumdan hiç de memnun görünmüyor, bu memnuniyetsizlik gün geçtikçe de artıyordu. Artık Metallica, Black'tan öncesi ve sonrası olmak üzere birinci ve ikinci dönem olara ikiye ayrılıyordu. Birinci dönemin söylemi adalet, bağımsızlık, savaş karşıtlığı, siyasanın eleştirisi, yerini ikinci döneme bırakıyordu. Bu dönemde ticarileşme ve protest kimlikten popüler kimliğe geçiş, kitle kültürüne yönelik göndermeler ön palana çıkıyordu. Çeşitli pazarlama yöntemlerini kullanan grubun albümü tam 15 milyon satmıştı. Albümün ardından tam 300 konserlik bir turneye çıkan grup, 3 sene süren turnenin 1993 senesindeki Haziran ayında İstanbul İnönü Stadı'nda Türkiye'de ilk konserine de çıkmış oluyordu.

Bu albümü, 1996 yılında Load albümü yayınlanması izledi. Metalica'yı bir Hevy Metal grubu olarak gören ve böyle devam etmesini isteyen dinleyiciler tekrar hayal kırıklığına uğramışlardır. Bir çok grup geleneksel tarza geri dönerken Metallica'nın yeni şeyler denemesi farklı şeyler dinlemeye açık olan gençlerin ilgisi çekmiş, hatırı sayılır bir genç kitlesi hayran kitleye dahil olmuştur. Load albümünde iyice açığa çıkan armoni farklılığı grubun logosu ve imajına yansımıştı. Load albümünde sevilen parçalardan olan duygusal çalışma Mama Said tamamen Hetfield'e aitti. Hetfield bu çalışmayı annesi için yazmıştı. Parçada şu sözler ifade edilmekte:

Ben gençken annem demişti ki, "Oğul hayatın açık bir kitaptır, bitmeden önce onu kapatma." En çabuk yanıp kül olan alev en parlak olanıdır. Bir oğlun kalbi annesine minnettardır.Asi benim soyadım, vahşi kan damarlarımın içinde.

Load albümü, bu albümün devamı niteliği taşıyan, Re Load albümü gibi 8 milyon adet satmayı başardı. Re Load albümü 1997 yılında yayınlanmıştı, albümün ana teması hız olmakla beraber, dinleyenlerini önce şeytanla dansa davet eden Devil Dance, anı yaşamaya sevk eden Carpe Diem Baby ve ailesinden aldığı eğitimi uyuşturucu bir iğneye benzettiği Fixxxer Metalica'nın nereden nereye geldiğinin apaçık ifadesi oluyordu. Bu durum Metallica'nın geleneksel dinleyicilerinde "Acaba eski günlerdeki gibi parçalar yaparlar mı?" sorusunun cevabının hayal kırıklığına dönüşmesine neden olmuştur.

1998 yılında piyasaya sürülen Garage Inc. Albümü eski ve yeni cover'lardan oluşan 27 parçadan oluşuyor, maziyi anma ve eski hayranlara bir selam niteliği taşıyordu. Ama eski dinleyenleri bu selamı almadılar. Çünkü artık köprülerin altından sular akmıştı ve Metallica eski Metallica değildi. Bu albüm daha çok 1990 sonrası geliştirdiği yeni bir atakla tekrar gündeme gelen Hevy Metal müzik tarzını seven geçler tarafından ilgi gördü. Albümün hemen ardından turneye çıkan grup Garage Remains The Same isimli bu turnede 13 Haziran 1999 yılında İstanbul Ali Sami Yen Stadı'nda bir konser verdi. Konsere yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı, dönemde çıkan gazetelere yansımıştı.

Metallica ile ilgili bir ayrıntı da, bir bedava MP3 indirim imkanı sağlayan Napster davasıdır. Bu dönemde, uzun zaman albüm çıkarmayan grup, şarkılarından çok, politik tavırlarıyla ön plana çıkmıştır. Özellikle Napster'a karşı açılan savaşa destek verdikleri demeçlerle manşetlere çıkmışlar, telif ücreti ödemeksizin bedava download imkanı sağlayan Napster'a karşı mahkemeyi kazanmışlardır. Mahkeme, aldığı kararla Napster'ın bedava müzik dağıtımına son vermiştir.

1999'a gelindiğinde, S&M piyasaya sürülür. Albüm, San Fransisko Senfoni Orkestrası'nın Metallica ile birlikte icra ettikleri en çok sevilen şarkılardan oluşmaktadır. Ayrıca albümde iki yeni parçaya da yer verilir. Bu parçalar, Minus Human ve No Leaf Clover ismini taşımaktadır. Bu parçaların senfoniye uyumu dinleyiciler tarafından beğenilirken, geleceğe yönelik umutları da canlandırmıştır. Albümde ayrıca Battery ve For Whom The Bell Tolls isimli parçaların senfonik yorumu dinleyiciden olumlu not almıştır. Son olarak Metallica, John Woo'nun yönettiği ve Tom Cruise'nin oynadığı Mission: Impossible 2 filminin soundtrack albümü için "I Disappear" parçasını yaptı. Bundan sonra derin bir sessizliğe bürünen grup, taşkınlıktan uzak durmuş, üyeler arasında çıkan tartışmalar medyaya yansımıştır. Metallica dinleyenlerinin sabırsızca bekledikleri ama albümün bir türlü piyasaya çıkmaması, olumsuz eleştirilere yol açmış, grup içinden ilk çatlak, 1986 yılında gruba basçı olarak giren J. Newsted'den gelmiştir. Grubun eski tarzına dönmesi gerektiğini söyleyen Newsted, aksi taktirde 14 yıldır birlikte çalıştığı gruptan ayrılacağını açıklamıştır. Bu süreç, Hetfield, Ulrich ve Hammet'in tepkisiyle karşılaşan Newsted'in 17 Ocak 2001'de "Kişisel nedenlerden ve çok sevdiğim bu müziği yaparken gördüğüm fiziksel zararlardan dolayı gruptan ayrılıyorum" açıklamasıyla sona ermiştir.

J. Newsted'in ayrılmasıyla hiç bitmeyen grubun dağılacağı dedikodusu, tekrar gündeme gelmiştir. J. Newsted'in yerine önceleri, grubun aynı zamanda pordüktörü olan Bob Rock, daha sonra da Rob Trujıllo'nun alındığı söylentiden öte bir anlam ifadet etmemiştir. Metallica'nın yeni elemanıyla çıkaracağı son albümünü merakla bekleniyor. Umarız hayranları hayal kırıklığına uğramaz.

Hazırlayanlar: Mehmet Akif Sarıbaş - Mehmet Kaman

Metal müzik grupları içinde efsane bir isim Metallica. Metal müziğin küçük ve şekilci bir dinleyici tekelinden çıkıp geniş kitlelere ulaşmasında büyük pay sahibi.  
EkstraTümü »

» Cohen Nihayet Geliyor / Sadık Yalsızuçanlar
» 'Tom Amca Cazı' Tutmadı, Siyah Müzik Köklerine Dönüyor / Halil Turhanlı
» Neriman Hanım'ın Ölümü / Gökhan Özcan
» Zaman, Mekân ve Müzik / Rengin Soysal
» Ey Vefasız Yolcu! / Gökhan Özcan
Müzik KitaplığıTümü »

» Farrachi'nin Kaleminden Bach'ın Sonsuz Öfkesi / Pakize Barışta
» Müziğin Binlerce Yıllık Yolculuğu / Arzu Haksun Güvenilir
» Nick Cave'le Birlikte Müziğe ve Kitaba Devam / Nazlı Erdol
» Indie Müzik Ansiklopedisi Türkiye'de
» Müziğe, Aşka, İnsan Ruhuna Dair / Celal Fedai
Bir EnstrümanTümü »

» Sazende ve Sazı: Kemençe / Muhammet Çiftçi
» Sazende ve Sazı: Ud / Muhammet Çiftçi
» Sazende ve Sazı: Perküsyon / Muhammet Çiftçi
» Sazende ve Sazı: Çello / Muhammet Çiftçi
» Dinle Ney'den / Timuçin Çevikoğlu

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Toplam 3 yorum yapılmış. Yorumların tamamını görüntülüyorsunuz.

??

acaba hip hop,rap müzikle de ilgili böyle bi yazı yazabilirmisiniz???gerçekten yoğun talep var vede çok gerekli :))))))

j.lo (21.10.2006 - 21:30)


METAL ADINA HAYAL KIRIKLIGI

burhan kardesımı aynen katılıorum bencede o konser bır felakettı ve sadece metal muzık adına dııl muzık adına bır fiyaskoydu acaıp uzgunum hatırladıkca gıtarım asarılıp muzık yapıorum :(((

murat916 (21.06.2006 - 14:12)


Teşekkürler..

Merhaba.. Bu yazıyı gece saat 01:00 sularında okumuştum ve gözümden uyku akıyordu.. Hiçkimsenin yorum yazmaması beni üzdü ve ertesi gün üyelik için form doldurdum.. Ben bir müzisyenim ve insanların parayı bulunca nasıl sapıttığını iyi bilirim.. Metallica'nın Ali Samiyen standa " Nothing Else Matters " adlı parçayı söylerken bizim türk halkının 50.000 kişinin ağaç gibi dikilip çekirdek yiyip arada bir ıslık çalması beni çok ama çok huzursuz etti.. Hetfield'ın sesi titriyordu okuyamıyordu resmen. Çünkü seyircide ne bir coşku var ne bir kıpırdama öyle bir sürü meşe ağacı sanki.. Beni üzen noktalardan biriside bu.. Neyse.. Bu bilgi için sizlere çok teşekkür ediyorum Mehmet Akif ve Mehmet bey. Yazılarınızın devamını bekliyorum gerçekten. Kendinize iyi bakın hoşça kalın.

Burhan

burhan (30.12.2005 - 20:51)

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!