TAHLİL
Cüneyd Suavi
Doktor, küçük kızımı
muayene ettikten sonra:
-Böbreklerde iltihap olabilir, dedi. Eğer idrar tahlili yaptırırsanız,
daha rahat teşhis koyabiliriz.
Ertesi gün eşimin de yardımıyla kızımı ikna ettim ve
gerekli numuneyi alarak en yakındaki laboratuarın yolunu
tuttum. Ancak elimde koca bir şişeyle laboratuar köşelerinde
beklemeyi göze alamadığım için, plastik kapaklı bir
bardağı tercih etmiştim.
Yolda yürürken:
-Her şeyde bir incelik gerekir, diyordum. İş ne olursa
olsun en kibar şekliyle halledilmeli...
Eski bir binadan bozulduğu anlaşılan laboratuara girdiğimde,
pek de hoş olmayan kokularla karşılaşarak hayal kırıklığına
uğradım. Yerlerin de tozla kaplandığını görüyordum.
Elimdeki numuneyi, giriş kapısının karşısında oturan
gence uzatarak:
-Tahlil yaptıracaktım, dedim. Ne zaman olur?
Delikanlı, belki ilk defa rastladığı bardaklı numuneyi
elinde birkaç defa çevirdi ve kenardaki sehpanın üzerine
koyarken:
-Yan odaya sorun, dedi. Ustam bilir.
Çocuğun gösterdiği oda ilkinden de bakımsızdı. Odayı
yoğun bir sigara dumanı kaplamış ve göz gözü görmez
olmuştu. Tezgâhın üstündeki deney tüplerin arasında kümelenen
ve bazıları boşalan bira şişeleri, o sevimsiz dekoru
iyice ağırlaştırıyordu.
İçerideki adam beni görünce radyosunu kapattı ve söylediklerimi
dinledikten sonra, alkolün etkisiyle kızaran gözlerini çevirerek:
-Yarın gel, dedi. Öğlene doğru hazır olur.
Laboratuardan hemen ayrıldım. İdrar numunesini çocuğa bırakmama
rağmen artık oraya dönmeyecek ve başka bir yerde tahlil
yaptıracaktım. Ancak eşim:
-Yine de o tahlil sonuçlarını alalım, dedi. Yeni yapılacak
olanla karşılaştırırız.
Ertesi gün aynı laboratuara giderek masa başındaki gençten
neticeyi istedim. Delikanlı önündeki dosyadan aradığı kağıtları
bulamayınca:
-Usta, diye bağırdı. Sehpanın üzerindeki bardağın işini
bitirdin mi?
Adam yan odadan:
-Ayıp ettin be koçum, diye seslendi. Bitirdim tabii, hem de
bir dikişte…
|
|