Yıl:1 Sayı:3  EYLÜL 2000

Editörden
Künye
Yazılar - Şiirler
Kültür - Sanat
Mizah

Röportaj

Medya
Sağlık
Adres Çubuğu
Sizden Gelenler
Arşiv

Anasayfa

 

 
 
 

BİR YUDUM DOSTLUK İÇTİM

Fezâ Can

Gülü ne kadar çok sevdiğimi anlıyorum. Bir dostun elinden verilince, buram buram dostluğu koklayınca dünyalar sizin oluyor sanki. Nedamet yüklü bakışlar, dostun vefâ ikliminde gezinip derûnî hisleri coşturuyor ve cevap olarak, mağfiret celbeden bakışlar fırlatıyor sevgi habbelerinin sırtında. Ne de çoşkun hislermiş meğer duyulan, mekanların sultanı kalpte. Balık ne anlar engin denizde suun kıymetini, ancak ondan uzak kalınca farkına varır âb-ı hayatın ne olduğunun...

Güzel ve samimi düşünüyor olabilirsiniz. Ama ifade kısırlığı neler kaybettirir bir bilseniz. Nice köklü dostluklar şefkat tokatlarını beklermiş meğer, anlaşılmak için. Sancılar çekmek, uykusuz gecelerde gözyaşı dökmek gerekmiş. Ama sonunda, ne kadar çok sevdiğini anlatırmış bütün bunlar sana. Sevmeyi sevdiğini, dostunu sevdiğini, insanı sevdiğini...

O küçücük sanduka var ya, hani kalp denen, yürek denen. Kimilerinde hıçkırıkları pembe gülüşlere çevirir; kimilerinde mavi hülyalara yelken açar, gülşenleri dolaşır, gülleri koklar birer birer. Zaman mı? Zaman, ölüme koşarken şuursuzca harcanılan olmamalı. Zaman, muhabbeti anahtar yapıp, gönülleri fethetmek için vicdanlara hükmeden mestane ruhların, şuurluca kullandığı bir sermaye olmalı. Kalbin ve zamanın izdivâcından nur doğmalı ve o nur, nârı yakmalı dostluk ikliminde, dostun vefâ ikliminde.

Dostluk öyle birşey ki, hep tazelenmek ister yüreklerde. Yağmalanmış akıllarda hatırlanmak ister durmadan. Hatırlatın, tazeleyin, o zaman göreceksiniz ne lezzetli bir şey bu dostluk. Yeri geldiğinde sararıp solan, düşen bir kuru yaprak olun, ama asla sarartmayın, soldurmayın taze gönülleri. Sevdalı fırtınalar olun, ama asla etrafınızı yıkmayın. Oyuncu olun, ama vefâ dolu dostluklar sergileyin oyununuzda. 

Siz de bir gül alın elinize ve koyun sevgiyi gönlünüze... Göreceksiniz o zaman insanları ne kadar çok seviyormuşsunuz meğer. Tek bir gülle bin gönül kazanacak, varlığınızın lezzetini yaşayacaksınız tekrar tekrar...

 

 
O küçücük sanduka var ya, hani kalp denen, yürek denen. Kimilerinde hıçkırıkları pembe gülüşlere çevirir; kimilerinde mavi hülyalara yelken açar, gülşenleri dolaşır, gülleri koklar birer birer. Zaman mı? Zaman, ölüme koşarken şuursuzca harcanılan olmamalı. Zaman, muhabbeti anahtar yapıp, gönülleri fethetmek için vicdanlara hükmeden mestane ruhların, şuurluca kullandığı bir sermaye olmalı. Kalbin ve zamanın izdivâcından nur doğmalı ve o nur, nârı yakmalı dostluk ikliminde, dostun vefâ ikliminde.
  

Anasayfa  l  Editörden Künye  l  Kültür - Sanat  l  Mizah  l  Röportaj  l  Medya  l  Sağlık  Adres Çubuğu  l  Sizden Gelenler  l  Arşiv  E-Mail