Umudun özgeçmişine doğru yola çıkar zaman. Yüksek hayallerin sımsıkı sarıldığı yarınları bekler kader. Sebepsiz gerekçelerle uslanmaz gönül. Beklendiği bilinen gerçekleri kaldıramaz ve sığdıramaz yaralı kalbine. Umuttur bu, hatayı anlamaz ve deli yüreğine laf geçiremez.
Sözlerin geçersizliğine bağlanır, hayata küserek yüreği dağlanır. Bilmez yolun akışını, akıp giden seneleri anlamaz. Kül rengi bulutlar sarar etrafı, insanlık biter. Yaşam, yaşam sebepleri söner karanlıkta. Güller küser, güller ağlar haline ve affedilmez gecelere boyun eğer. Bulutlar öldüremez gülleri, yenemez onun yaşamak için sarf ettiği gayreti. Kaplumbağalar çıkmaz artık kabuklarından, gerek duymaz havaya, doğaya ve umuda. Güçsüzlüğünü sergiler ve yenilgiyi kabul eder. Irak gözlerden kaçan tilkiler kuşlarla dost olur ve dünya tersine döner. Güçsüzler güçlüleri ezmek ister. Yenilgiyi kabul edenler hemen köleleştirilirler. Düşünceleri yenmek çabasında olanlar pes ederler. Akıl kendini belli eder ve bilir gecenin en karanlık olduğu vakit güneş doğacağı vakittir. Dünyada sadece düşünceler kalmıştır. Düşünceler insanlık çağını baştan başlatmıştır.
Ölümü kabul edenlerle başlar yenilginin zaferi. Uzak kentin yabancılarıyla dolar dünyanın güneşi. Gülün küsmesine isyan ederler ve onu hayata bağlarlar yeniden. Aslında gül nazlanır. Her zamanki, yerini almak ister. Oysa ki gül, açsa da solsa da güldür. Ama bilinir ki, o sadece varoldukça uğrunda ölünür.
Umudun özgeçmişine doğru yola çıkar zaman. Yüksek hayallerin sımsıkı sarıldığı yarınları bekler kader.