I.
"Evliya Çelebi dağarcığı sınırsız sayılabilirdi, bu kez pes eden o oldu.
Şafak sökmüştü ki,
-Efendimiz, bildiğim şehirlerin hepsini anlattım size, dedi.
-Hâlâ hiç sözünü etmediğin bir şehir var.
Evliya Çelebi başını önüne eğdi.
'İstanbul' dedi IV. Murat Han.
Evliya Çelebi gülümsedi. 'Bunca zaman size neyi anlattım sanıyorsunuz?'
İmparator kılını bile kıpırdatmadı. 'Yine de bu adı ağzına aldığını duymadım.'
Ve Evliya Çelebi dedi ki:
'Size hangi şehri anlatsam İstanbul üzerine bir şeyler söylüyorum zaten.'"
Şehir... "Ruhumu eritip de kalıp da dondurmuşlar" mısraını dillendiren Necip Fazıl'ın ruhu..Şehir..Ahmed Hamdi Tanpınar'ın içinde yitip gittiğimiz dili.. Şehir...Namütenahi bir hissiyat...Erguvanî bir ahenk...Şehir..Hay'dan Hû'ya bir kapı..Şehir İstanbul...
İstanbul'un kırk semtini anlattı kırk yazar. Her yazar en iyi bildiği semti, sokaklarında nefes alarak dolaştı, yaşadı ve anlattı. Sonuçta ortaya kırk güzide kitap çıktı. Yazarlar arasında Beşir Ayvazoğlu, Âlim Kahraman, Haydar Ergülen, Ömer Erdem, Ayşe Sarısayın, Orhan Okay gibi isimler var. Kitaplar, Heyamola Yayınlarından okuyucuya ulaşıyor.
II.
Şair Cahit Zarifoğlu'nun Mavera Dergisi'nde okuyucularıyla yaptığı yazışmalar kitap haline getirildi. Zarifoğlu, kendisine hikâyelerini ve şiirlerini gönderen okuyucularına önemli tavsiyelerde bulunuyor. O zamanlar şaire yazılarını gönderenler arasında günümüzün çok önemli yazar ve şairleri de var. Mustafa Armağan, Nurullah Genç, Nurettin Durman, Mustafa İslamoğlu bunlardan bazıları. Okuyucularla ismini taşıyan çalışma, Beyan yayınlarından çıktı.
III.
Ey leyl, nehârın olmasaydı..
Ey neşve, humârın olmasaydı!
Bîdârın iken uyanmasaydım;
Dünya var imiş inanmasaydım!
Türkiye Yazarlar Birliği, vefatının 73. yılında Mehmet Akif Ersoy'u yad etmek maksadına binaen "Mehmet Akif Ersoy Bilgi Şöleni" düzenledi.
IV.
İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu Aralık ayı içerisinde Cemal Reşit Rey salonunda "Şiir Yüklü Şarkılarla" bir konser verecek.
"Fârığ olmam eylesen yüzbin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni" diyen Şeyh Galib Dede'den,
"Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâde
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'e" diyen Nedim'den,
"Âşiyân-ı mürg-i dil zülf-i perîşânındadır
Kande olsam ey perî gönlüm senin yanındadır" diyen Fuzuli'den beyitler dökülecek musıkinin vesilesiyle..Konuk, İskender Pala ve şef, Aylin Şengül Taşçı...
V.
Tasfiye dergisi 22. sayısında "Kemalizm ve Edebiyat" dosyasıyla çıkıyor okuyucunun huzuruna. Dergide Yıldız Ramazanoğlu'nun "Şairle Randevu" adlı öyküsüyle, Sevgi Engin'in "Mısır Hediyesi" başlığıyla bir gezi yazısı bulunuyor. Değirmen dergisi ise bu kez 19. sayısıyla bizlerle. Yüzyılın kitapları seçkisi üzerine hazırlanmış bir dosya sunuyor. Yaklaşık 40 kitap ince bir eleyişle, elenip dokunmuş. Beğenilerinize!
VI.
"Bir kelime olmasaydı, hiçbir kelime olmayacaktı, bir kelimeyi anlayabilirsek bütün kelimeleri anlayabilecektik. Bir kelimeye ihtiyacımız var" diyerek girizgah eyliyor Ali Ural, Tek Kelimelik Sözlük isimli deneme kitabına.. Allah'ın Hz. Adem'e kelimeleri öğrettiği andan başlayarak kelimeleri irdeliyor..
Hakikat kelimelere, kelimelerle, kelimelerde, kelimelerden başlayan uzun ince bir arayış mı?..
VII.
Edep belli.. Aramak'tır efendim a'mâlimiz, , yoktur başka şeyimiz. "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" elbet, lakin bazan laf u güzâfı uzatıyoruz bazen da işimizi aksatıyoruz.. Affola!
"Neyi seversen sev, ayrılacaksın" düstur belli..
Aziz okuyucu, selam ile!
I.
"Evliya Çelebi dağarcığı sınırsız sayılabilirdi, bu kez pes eden o oldu.