« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Nisan 2024, Cuma
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Edebiyat -> e-sohbet ]

"Edebiyatın Saklı Dili..."

01.04.2000 - 16:00

Alim Kahraman, 1956 yılında Manisa'da doğdu. 1978'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Kamu kurumlarında ve özel kurumlarda çalıştı. Edebiyat doktoru oldu. Yedi İklim dergisinin kurucularındandır. Kitaplarından bazıları: Okumaya Giriş, Bir Duyarlığın Çağdaş Biçimleri, Çalışan Saat, Kayıp Hikayeci, Edebiyatın Saklı Dili... Akademik çalışmalarıyla da tanıdığımız Alim Kahraman'la ülkemiz edebiyatında eleştiri türünün yeri ile ilgili olarak yapılan söyleşiyi yayınlıyoruz.


Türkiye'de edebiyat merkezli bir eleştirinin yokluğu/azlığı/yetersizliği hangi sebeplerden kaynaklanıyor? Sanatçı ve okuyucunun eleştiriden beklentileri neler olabilir?

Bunu tam olarak bilmek zor. Ancak özellikle problemin doğru konulmasına ihtiyaç olduğu fikrindeyim. Bana göre, Türkiye'de sözkonusu olan, bir varlık-yokluk problemi değil, var olanın niteliği problemidir. Şikayet temelde bu nitelik sorununa ilişkin olabilir.


O zaman şöyle sorayım: Bu nitelik sorununda Türkiye'ye ait şartların yeri nedir sizce?

Biraz baştan alayım. Sadeleştirerek söylemek gerekirse, eleştiriyi oluşturacak üç vazgeçilmez öğe bulunduğunu düşünüyorum: Bilgi, yöntem ve temyiz yeteneği. Şimdi sırayla bunları açalım. Buradaki bilgi haberdar olma, belli bir birikime ulaşma anlamı taşıyor. Haberdar olacağımız alan, edebiyata ilişkindir ama sadece eleştiriyle sınırlı değildir. Eleştirinin yöneleceği verimleri de kapsar. (...) Temyiz; ayırma, ayıklama, seçme demektir. Çiftçilikten bir örnek verirsek taneyi samandan ayırmak gibi. Eleştirideki temyiz, zihni bir olay olduğu için, muhakeme gücü, sanat söz konusu olduğu için gelişmiş bir beğeni gerekir. Belki biraz da teknikle ilgili ama eseri konumlandırma, bir tablo içindeki yerine koymada sağlıklı karşılaştırmalara da ihtiyaç vardır. Fakat bu üçüncü unsur, yani, temyiz, temelde işin yetenekle bağlantılı yönünü ifade eder. Türkiye'ye ait şartlar konusuna gelince... Modern anlamıyla eleştiri, bazı diğer edebiyat türleri gibi dışardan aldığımız bit türdür. Bu şu anlama geliyor. Ait olduğu kültür içinde, onun arkasında bir süreç, bir birikim vardır. bizim katıldığımız noktadan sonraki süreç de bu birikimden güç aldığı için, kendi bağlamında daha hakikidir. Bilgi / birikim noktasında Türkiye'deki eleştirmenin problemi, bireysel bir karakter göstermez. Problem bireyin değil toplumundur veya bir başka söyleyişle Türkçe'nindir. Bilgi ve birikim konusuna öncelikle doyuma ulaşması gereken birey değil, bireye de bir zemin hazırlayacak olan Türk dilidir.


Edebiyat merkezli eleştiri türünün muhatabı ve işlevi bakımından birden fazla ucu vardır. Yazara yönelik, okura yönelik, edebiyat tarihine yönelik. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Edebiyat tarihçisi edebiyat eserini bir belge gibi, eleştirmen bir estetik yapı gibi görür ve ele alır. belki eleştirmen de, yazdıklarıyla, edebiyat tarihçisine bazı belgeler bırakmış olur. Fakat eleştirmen, ister gününe ait, ister geçmişe ait olsun, edebiyat eserini sanatsal bir yapı, canlı bir oluşum olarak görürü ve ele alır. Eserin yazarı da iyi, işlevsel bir eleştirinin ancak okuyucusudur. Eleştirinin yazara katkısı oluşum sürecinden çok eserin yazarından kopup kendisi olarak yaşamaya başladığı aşamada, yazarında artık eserin okuyucusu olduğu zamandadır. İşte bu devrede, işlevsel bir eleştiri yazısı, eserin yazarını da, bazı bakımlardan kendi eserine uyandırabilir.


Eleştirinin bir bakıma malzemesi sayılması gereken, diğer edebiyat türleri arasında kalite, nitelik, yetkinlik bakımından bir ilişki var mıdır?

Eleştirinin ortaya çıkışı, kronolojik olarak eserden sonradır. Eser ortaya çıksın ki, eleştirmen onun hakkında yazı yazabilsin. Büyük ve öncü eserler, kendilerine özgü yöntem uygulamalarını da gerekli kılabiliyor. Yani var oluş ve belirleyicilik bakımından da eserin eleştiriye göre önceliğinden bahsetmek mümkündür. Bugün Türkiye'de, bazı yazarların, eserlerine uyguladıkları yöntemler bakımından eleştirmenleri geride kalmış ve yetersiz bulduklarına tanık oluyoruz. İlgi çekici bir durum bu. Eleştirinin edebiyattaki oluşumu ve yeniliği izleyememesi, buluşçuluğunu kaybederek donuklaşması anlamına gelen ilgi çekici bir durum.


Sizinle yapılan bir mülakatta "Oluşum halindeki edebiyat, yeni kuşak üzerine yazmanın bazı zorlukları, hatta riskleri vardır eleştiride." diyorsunuz. Bu cümleyi biraz açabilir misiniz?

Burada, asıl konu, iyi iş yapan yetkin kuşaklar arasındaki ayırıcı yönün vurgulanmasıdır. Kendilerinden önceki kuşağın eleştirmenleri, ilk anda, onları yeterince görmeyebilir. Ama kuşak sorununun dışına bakarsak, edebiyat ortamı her iyi eser için eleştiriyi üretebilir. Bunu önceki kuşaklar yapamıyorsa, kendi içlerinden çıkan eleştirmenler, o da olmazsa kendilerinden sonraki kuşaktan çıkacak eleştirmenler başaracaktır.

(Burhan Eken, Hece, 64)

Alim Kahraman, 1956 yılında Manisa'da doğdu. 1978'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi.  
Edebiyat DergilerindenTümü »

» Düşman Kazanma Sanatını Bilen İnsan / Sami Güçlü
» Hamdolsun Teşrifatçı Değilim / Hüseyin Akın
» Babam Gelmiş Babam Gitmiş Türkiye Varmış Türkiye Yokmuş / Osman Özbahçe
» Epik ve Dramatik Şiir Hakkında / Goethe-Schiller
» Evden Bozma Bir Pansiyon / Hayriye Ünal
YarışmalarTümü »

» Öğretmenler Duysun Öğrenciler Katılsın
» Alvarlı Efe'de İlâhi Aşk Konulu Yarışma
» Ceyhun Atuf Kansu Ödülü Başvuruları Başladı
» Cemal Süreya Ödülü'ne Başvurular Devam Ediyor
» Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri
Edebiyat MasasıTümü »
» Geçen Ay Edebiyat: Kasım-Aralık 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Mart-Nisan 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ocak-Şubat 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Aralık 2008 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ekim-Kasım 2008 / Elif Hafsa Katırcı

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!