Tanzimat'tan sonra gelişen ve "yeni edebiyat" olarak da anılan edebiyatımızın, dergiler çevresinde geliştiği ve biçimlendiği kabul gören genel bir yargıdır.(1) Takriben bir buçuk asırdır, kendilerini birbirlerine gerek fikir, gerekse edebi anlayış bakımından yakın bulan birçok şair ya da yazarın bir dergi etrafında toplandığı bilinir. Hatta kimi dergiler, oluşturulan akımlara dahi kendi ismini vermiştir.* Birkaç sayı çıkıp büyük ses getirenlerin** yanında sayısı bini aşan*** dergilere kadar, edebiyatımız her türlüsünü görmüştür bu faaliyetin. 97'nin Ocak'ından günümüze kadar 113 sayı arkada bırakmış Hece de bu kâfilenin yolcularından.
Peki, bir dergiyi diğerlerinden ayırıp onu muteber ve kalıcı kılan nedir? Bu soruya farklı ve yerinde birçok cevap verilebilir. Ama ben "şiire verdiği önemdir" cevabı üzerinde duracağım. Çünkü Türk edebiyatı "şiir merkezli" bir edebiyat. Toplumun derdi, sevinci, aşkı asırlardır şiirle "dil" buldu. İşte hangi dergi bu gerçeği yadsırsa edebiyat da onu yadsıyacaktır.
Yayımında 10. yılına giren Hece'nin 2005'teki şiir haritasını gözden geçireceğiz bu yazımızda. İsterseniz, bu yılda kim, hangi sayıda şiir yayınlamış ona bir bakalım: Abdullah Şevki: 100, 108; Ahmet Edip Başaran: 99, 100; Ali Ayçil: 98; Ali Doğru: 101; Ali Duman: 102; Ali Emre: 100; Alperen Yeşil: 101; Arif Ay: 102, 103, 106, 108; Atıf Bedir: 100; Atilla Yaramış: 98, 99, 101, 107; Burhan Özdin: 99; Cahit Koytak: 98, 99, 100, 101, 102, 103, 106, 107, 108; Celal Fedai: 99, 100, 101, 107; Enis Akın: 106; Erdal Çakır: 98, 99, 103; Hayriye Ünal: 100, 106, 107, 108; Hüseyin Atlansoy: 99, 103, 108; Hüseyin Kır: 98; İhsan Deniz: 101, 102, 106; İsmail Kılıçarslan: 101; Kamil Aydoğan: 107; Kemal Yanar: 98; Kenan Çağan: 98, 101, 103; Martin Lings: 99; Mehmet Ocaktan: 103, 106; Mehmet Solak: 99, 106, 107; Mustafa Muharrem: 103, 106, 108; Nalan Yıldız: 101; Nuh Er: 98, 103; Osman Konuk: 106; Ozan Ozanoğlu: 100; Ömer Erdem: 99, 100, 103, 107; Ömer Erinç: 107, 108; Ömer Yalçınova: 102; Rabert Bly: 103; Selim Erdoğan: 98, 101, 103; Seyhan Arslan: 98, 103; Suat Alkan: 100; Şamil Potur: 107; Vural Kaya: 102, 103, 106, 107.
97. ve 104-105. sayılar "özel sayı" olduğuna göre elimizde dokuz sayı kalıyor. Bu sayılarda toplam 40 şair gözükmüş. Bunlardan ikisi yabancı: Martin Lings ve Rabert Bly. M.Lings'in "Buluşma Yeri" şiirini Yusuf Yazar; R.Bly'nin "Rembrandt'in Kırmız Şapkalı Titus Portresi" şiirini de Naim Öztürk Türkçe'ye çevirmiş. Derginin dokuz sayısında da şiirleri bulunan tek isim Cahit Koytak. Aynı zamanda baş sayfa şairi. Bu kadar çok yazması beni şaşırtmıyor değil. Fakat, bugün piyasada "şair" sıfatını takınmış birçok kişiye bakarak daha çok yazmasını istemiyor da değilim.
Usta'nın 103. sayıdaki "Yoksullar ve Şairler Bir Millettir" başlıklı şiirinde geçen şu bent, "güzel şiir nedir" sorusuna bir yanıt olmalı:
Sen keman çalan topal bir meşenin içinden çıkıp katılacaksın mızıka alayına bense, yaylı çalgılara hep bir ölçü arkadan yetişebilen üşengeç bir akasyanın içinden...
Daha önceki yıllarda Hece'de üç sayıda şiir yayımlayan ve uzun bir süre görülmeyen Arif Ay da bu yıl göze çarpan şairlerimizden. Dört sayıda şiiri var. Bu şiirlerde sırasıyla; İstanbul'u, Kahire'yi, Şam'ı ve Kudüs'ü konuşturuyor. Mısralarından buram buram "İslam Medeniyeti"ni devşiriyoruz. Ne belli, belki de şuaraya "gaye"yi fısıldıyor böylece.
Yıllardır, istikrarlı bir şekilde Hece'de yer alan bir şairimiz de Kenan Çağan. Bu yıl üç sayıda şiir yayımlamış. Özgün benzetmeler ve oluşturduğu imgeler onun şiirine ayrı bir çekicilik katıyor. İyi şiirin en büyük özelliklerinden biri olan "dozu ayarlanmış bir kapalılık" da yine sayabileceğimiz nitelikler arasında. Eğer bana, "2005'te yayımlanan en iyi ve en güzel şiir, kimin hangi şiiridir" diye bir soru sorulsaydı, Kenan Çağan'ın 101.sayıdaki "Kangiran" şiirini söylerdim. Şiirin ilk bendi kendini anlatmaya yeter sanıyorum: kendini karanlık bir çeşme ağzında düşürülmüş bir çift gözle bir istasyonda unuttum. eyleştim günler geçirdim günün ilk saatlerine vuran denizi seyrettim arandım ve bilmek istedim; yolcuysam nereye gidecektim puslu bir çıngıraktı hava. az öncesi bir kıyametti şehre gireceksem bu kadar mutedil olmak neydi neydi ahdi olmak niyeydi bu kadar vefa.
80 kuşağı içerisinde kendinden en fazla söz ettiren şairlerden birisi de şüphe yok ki Osman Konuk'tur. Uzun müddet şiire ara vermesinin ardından tekrar dönüşü, şiir adına önemli bir kazanç. Hece'nin 106.sayısında da bu ustanın "Ucuz Mazot" şiirini görüyoruz. Boş bir ayakkabıyla dolu bir ayakkabı arasındaki fark kadardır bazen insan.
Yukarıdaki mısra, var olmayla yok olma arasındaki o ince çizgiyi nasıl da belirtiyor. Zaten "Ucuz Mazot" baştan sona "var olanların, var olma yolunda yok olanların ve yok olanlar karşısında var olmayı içine yediremeyenlerin" şiiri. Ve Osman Konuk böyle bir şiirin şairi.
Hece'ye bu yıl katılan ve toplam dört sayıda şiirlerini gördüğümüz bir isimse Vural Kaya. 102. sayıdaki "Onaralım da Git Sevgilim Buraları" üç; 107. sayıdaki "Meczubun Kefaret Bandoları" şiiri ise yedi sayfa. Daha önce Hece'de ekseriyetle Hayriye Ünal'da gördüğümüz "uzun şiir" Vural Kaya'yla da kendini gösterdi bizlere. Onun şiirinde genele hakim olan bir "ses" söz konusu. Bu da şiiri zevkli ve kaliteli kılan özelliklerden biri. Ayrıca 106. sayıdaki "Acıncak" şiiri ise münacat çayısı altına alabileceğimiz güzel bir çalışma.
80 kuşağının anılmadan geçilmeyen şairlerinden Hüseyin Atlansoy ve İhsan Deniz de bu yıl Hece'da üçer defa görünmüşler. İhsan Deniz, "kısa şiir"de karar kılmışa benziyor. Bu şiirlerin hepsi ikişer mısralık. Belki de en az sözle en çok anlamı sezdirmektir amacı. Çünkü hayat bir bakışa sımayacak kadar kısa.102. sayıdaki "Bakış" şiiri: Kuşlara baktım, ömrüm uzadı, kendime gücenecek ne var? Hayat bir bakışa sığmayacak kadar kısa, acele edecek ne var?
Son yıllarda, farklı üsluplarıyla dikkatleri üzerlerine çeken Hayriye Ünal ve Celal Fedai de bu yıl dörder sayıda, şiirleriyle Hece okuyucusunu selamlamakta. Daha önceki yıllarda, dergide adına en sık rastladığımız şairlerden biri olan Mustafa Muharrem, 2005'te üç sayıda göstermiş kendini. Ayrıca bu yıl, Hece'de üçer defa gördüğümüz Mehmet Solak, Erdal Çakır ve Selim Erdoğan'ın nitelikli şiirlerini unutmamak lazım. Seyhan Arslan, Mehmet Ocaktan ve Ömer Erinç ise yukarıdaki şairlerimizden birer sayı daha eksikler.
Geçen sayılarda, Hece'de şiirine sadece bir sayıda (95.sayı Kasım 2004) rastladığımız Ömer Erdem, 2005'te dört sayıda vardı. 99. sayıdaki "Kümbet" başlıklı şiiri, modern edebiyatta alışık olmadığımız bir üslupla yazılmış. Her mısrada "dedim...dedi..." kelimeleriyle yargılar, çok ince nüktelerle birbirine bağlanmış.
Ömer Yalçınova'nın bu yıl bir şiiri yayımlandı. Daha önceden Hece'de üç şiir yayımlamışlığı daha var.Az mı yazıyor ya da bekletmede mi tutuyor bilmiyorum.Son zamanlarda farklı dergilerde de göremiyoruz şiirlerini. Nuh Er de öyle. Özellikle 2004'te Hece'de üst üste okuyorduk onun şiirlerini. 2005'teyse sadece iki şiiri var. Sırası gelmişken bu yıl Hece'de birer şiir yayımlayan; İsmail Kılıçarslan, Ali Emre, Atıf Bedir, Ali Ayçil, Kamil Aydoğan, Ali Doğru, Ali Duman, Alperen Yeşil, Enis Akın, Hüseyin Kır, Kemal Yanar, Nalan Yıldız, Ozan Ozanoğlu, Suad Alkan ve Şamil Potur'u da anmak gerek.
Hece'nin 2005'teki şiir haritası genel hatlarıyla böyle. Daha önce de belirttiğimiz gibi 40 isim var. Bunların içerisinde altmışına yaklaşan usta şairi de yirmisine varmayan genç şairi de bulmak mümkün. Demek ki Hece, sadece isim yapmışların dergisi değil. Yayımladığı şiir sayısı olsun, bu şiirlerin nitelikleri olsun, Hece'nin "şiire" yeterince önem verdiğini gösteriyor.
Bir de dosyalara değinelim. Ya da ondan önce 2005'in ilk sayısı "Necip Fazıl" özel sayısına. Necip Fazıl, fikir adamlığı, hikaye yazarlığı vs. gibi sıfatlarının yanında, hatta önünde "büyük şair" olma vasfına sahipti. Dolayısıyla ona hazırlanan bu kapsamlı "özel sayı" şiir açısından Hece'nin verdiği önemli bir hizmettir. Dosyalara baktığımızda, 2005'te sadece şiire ve şaire ayrılan iki dosya görüyoruz. Birincisi, 98. sayıdaki Süreyya Berfe'ye ayrılan dosya. Burada, Celal Fedai'nin Berfe'yle bir söyleşisi ve "Süreyya Berfe Şiiri Üzerine Parçalı Bulutlu" başlıklı bir yazısı bulunuyor. Ayrıca Mehmet Kazım, "Yaşamın Gerçeklerine Yaslanan Şair: Süreyya Berfe"; Kenan Çağan, "İçtenlik ve Şiir"; Haydar Ergülen, "Çocuklar Ana ve Babalarının Cenazelerine Çelenk Gönderir Mi?"; Ali Emre, "Süreyya Berfe: Sıcak Bir Yürekten Temiz Bir Türkçe'yle Süzülen İçten Dizelerin Şairi" başlıklı yazılarıyla dosyaya katkıda bunuyor. Böylece, bir şairi daha yakından tanıtıyor okuyucusuna Hece. Diğeriyse 108. sayıdaki "Şiir Geri Mi Çekiliyor?" başlıklı dosya. Burada yıllardır sorulagelen bu soru incelenip yanıtlanıyor. Haydar Ergülen, Ömer Erdem, Mustafa Aydoğan ve daha birçok şairin yanında, Turan Karataş, Dursun Ali Tökel gibi yazarlarımız da bu soruya özgün yanıt ve yorumlar getiriyor. Ayrıca bu sayıyla, 2006 yılının tüm dosyalarının "şiire ayrılacağı" müjdesini alıyoruz.
2005'te Hece Yayınları'nın "şiire hizmeti" hakkında da birkaç kelam edip sözümüzü noktalayalım. İlk olarak gözümüze İhsan Deniz çarpıyor. Şair, " Buz ve Fire " adlı kitapta (1980-2005) yılları arasında yazdığı şiirleri toplamış. Yine aynı şekilde Hüseyin Atlansoy'un toplu şiirlerini "Su Burcu" adlı kitapta derlediğini görüyoruz. Okuyucu açısından"toplu şiirler"in ne denli bir kolaylık olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım.Ayrıca Kenan Çağan'ın "Kendi ve Siyah", Celal Fedai'nin "Parmak İle Boyanmış" ve Selim Erdoğan'ın "Sis" adlı şiir kitapları Hece Yayınları'ndan çıktı.Yine Hece'den çıkan Alaaattin Karaca'nın " İkinci Yeni Poetikası" ise Türk şiirinde yeri yadsınmaz bir "poetik anlayış"ın ele alınması bağlamında şiire verilmiş önemli bir hizmettir.
2005'in "Hece Şiiri" ile ilgili söyleyeceklerimiz bu kadar. Gerek dergi gerekse bir yayınevi olarak Hece'nin şiire kayıtsız kalmadığı aşikar. Kim bilir, belki de onuncu yılına, gücüne güç katmış bir halde girerek, 113 sayıyı geride bırakmasının altında yatan en büyük sebep budur.
1-Hüseyin Su, Hece dergisi 100. sayı,syf 52 * Servet-i Fünun, Mavi... ** Mesela N.Fazıl'ın Ağaç... *** Varlık...
Takriben bir buçuk asırdır, kendilerini birbirlerine gerek fikir, gerekse edebi anlayış bakımından yakın bulan birçok şair ya da yazarın bir dergi etrafında toplandığı bilinir...
şiirlerini rengArenk, gözardı, hece, memeleket gibi dergilerde yayınlayan şair Atilla Yaramış'a bu bütüncül bakış açısından dolayı teşekkürler. 2005 hece şiirinin nitelikli bir özeti olmuş.