« Anasayfa | Künye | Arşiv 2 Mayıs 2024, Perşembe
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Müzikal Sohbetler ]

İskender Paydaş: Popun Sonu Görünüyor

04.12.2008 - 19:46

Ünlü birçok pop müzik sanatçısı ile birlikte aranjör olarak çalışan bir isim İskender Paydaş. Pop müzikte birçok çalışmaya imza atan sanatçı, şimdilerde 'Zamansız Şarkılar' ile punk, rock, oryantal ve Türk müziğini harmanlayan yeni bir çalışma yapıyor.
'Ben galiba kendimi pop müziğe çok kaptırdım.' diyen İskender Paydaş, artık pop müzik ile ilgili kafasında ciddi soru işaretleri olduğunu belirtiyor.

Oğuz Yılmaz ve Ankaralı Turgut'u James Brown'a benzetiyorum
Muhittin Paydaş'ın oğlu olması küçük yaşta iki 45'liğe sahip olmasını sağladı. Çocuk yaşta başladığı müzik tutkusu peşini hiç bırakmadı. Sahnenin önünde yer almaktansa ünlü isimlerin arkasındaki olmazsa olmaz biri olmayı tercih etti. Sanat yaşamında 25. yılını dolduran aranjör İskender Paydaş, bir dönem imza attığı popüler pop şarkılarını şimdi punk, rock, oryantal ve Türk müziği formatlarında yeniden harmanlıyor. "Zamansız Şarkılar projesi geniş kitlelere belki ulaşmayacak ama entelektüel bir çalışma." diye tanımlayan İskender Paydaş, kendisini uzun zamandır çok fazla pop müziğe kaptırdığını, pop müzik ile ilgili kafasında soru işaretleri oluşmaya başladığını söylüyor.

Küçük yaşta iki plak çalışması yaptınız. İnsan o yaşta kendini ne kadar sanatçı hisseder?

Hayatımda ilk defa bir kayıt stüdyosu görmüştüm. Şarkı söylerken bana şöyle yap böyle yap diye beni yönlendirdikleri zaman bir an da olsa bir şarkıcının neler hissedebileceğini anladım. Gerçekten kendini çok değerli hissediyorsun. O zaman bir kariyer planlaması ya da ona göre davranmak gibi bir kaygı yoktu. Oyun gibiydi. Yani yüzde elli farkındaydım, yüzde elli de oyun gibi geliyordu.

Aileniz bu kadar müzikle iç içe olmasaydı müzikte şansınız ne olurdu?
Ben yine de müzisyen olacağıma inanıyorum. Böyle bir aileden gelmiyor olsaydım belki başka tür müzik yapardım ama yine müzik yapardım.

Çocukken ön planda şarkı söylüyorsunuz. Daha sonra geri çekildiniz. Bu çalışmada da solist değilsiniz. Neden?
Çocukluk döneminde şarkı söyledikten sonra ben şarkı söylemeyi bıraktım. Kendimi şarkıcı olarak görmüyorum. O yüzden sesimle bir şey yapmadıktan sonra iki tane yolum vardı. Ya enstrümantal bir şey yapacaktım ya da başka biri şarkıları seslendirecekti. Bu çalışmada ikisi de var.

Zamansız Şarkılar nereden çıktı?
Aslında Özgün'ün fikriydi. 'Bir sürü şarkı yaptın niye bunları bir formata dökmüyorsun?' dedi. Üzerinde düşünmeye başladım ve böyle bir şey tasarladım. Pop müzik içerisinde yaptığınız müzik o dönemin iyi müziği oluyor fakat belli bir müddet sonra insanlara göre eskimiş oluyor. 80'li yıllarda yapılmış çok önemsediğim şeylerde aslında iyi bir sanat var ama güncel olabilmeleri için başka bir kılıfla sunulmuş. O kılıfın modası geçmiş fakat içindeki çekirdek şey hiçbir şekilde eskimemiş. Kendi yaptığım çalışmalarda o çekirdeği bulup tekrardan yorumladım. Belki çok geniş kitlelere ulaşmayacak ama entelektüel anlamda yaptığımızın doğru bir şey olduğunu düşünüyorum.

Bu şarkıların tarzı nedir?
Benim normalde dinlemek ve yapmaktan hoşlandığım bir tarz. Punk müziği çok severim. Türk halk müziğinin içinde de olduğunu düşünürüm. Özellikle Ankaralı Turgut, Oğuz Yılmaz bence gerçek bir punk müzik yapıyorlar. Hatta onları James Brown ile karşılaştırıyorum. Onunla aynısını yapıyorlar, o yüzden insanlar beğeniyorlar ve yerlerinde duramıyorlar. Onun dışında rock müzikle daha net bir şeyleri ortaya koymayı da seviyorum. Onun yanında oryantal ve Türk müziğini de seviyorum. Bunların hepsinin bulunduğu bir karışım.

Kendinizi en özgür hissettiğiniz çalışmanız bu mu?
Bundan daha özgür çalışmalar yapabilirim ama ne kadar özgürleşirseniz, kişiselleşirseniz dinleyiciden uzaklaşırsınız.
Buna benzer bir tadı ben Mirkelam ile çalışırken almıştım. Yarısı da benimdi o işin. Pop müzikle uğraşıp diğer insanlarla çalıştığın zaman beş bin, on bin izleyiciye çaldığınız oluyor. Burada 250, 500 bin kişi iyidir. Burada tabii ufak olsun benim olsun gibi bir durum oluyor. Bu tür bir çalışmanın çok büyük açılabileceğini düşünmüyorum.

Yani dinleyici ile bir noktada buluşabilmek için kendinizi sınırlandırıyorsunuz?
Evet. Onlarla aynı noktada buluşup birlikte eğlenmeyi tercih ediyorum. Şimdi bin kişi gelmiş, vakitlerini ayırmışlar, para harcıyorlar. Oraya gelen insanların mümkün olduğunca neyle karşılaşacaklarını anlatmaya çalışıyorum.

Bir çok ünlü isimle çalıştınız. İsimleri sizi ne sınırlandırıyor? Kimlere hayır diyorsunuz?
Geri çevirdiklerim oluyor ama yumuşak yüzlü olduğum için hayır demekte zorlanıyorum. Öncelikle çalışacağım insanların benden sonraki kariyerlerine ne katacağını bilmek istiyorum. Tabii ki bana nasıl bir faydası ya da zararı olacak ona bakıyorum. Ondan sonra paraymış, şöhretmiş bir kenara koyarsak beraberce bu işi amatörce yapabilecek miyiz ona bakıyorum. Tabii ki ne kadar iyi bir şarkıcı ne kadar iyi bir besteci benim için çok önemi var. Genellikle benim kriterlerimin biraz altında oluyor. O zaman da bunu kabullenerek ya da biraz daha çıtayı aşağıda tutarak çalışıyoruz. Yoksa o zaman hiç kimseyle çalışamam.

Çalışıp pişman olduğunuz isimler var mı?
Çalıştığım ama kariyerleri iyi gitmeyen kişiler var.

Bayhan ile çalıştığınıza pişman mısınız?
Bayhan'la çalışmak bana pek yanlış gelmedi. Fakat Bayhan'ın olduğundan çok bir şeymiş gibi gösterilmesi ve Bayhan'ın da böyle zannetmesi garip oldu. Yoksa pop starı, özel hayatını unutup baktığınız zaman Bayhan her zaman rastlamadığımız bir insan. Sesi değişik.

Egosu yüksek ünlüler ile çalışmanın zorlukları neler?
Zorluk yaşadıklarım genellikle kontrolü elinde tutmaya çalışanlar. Biraz patronculuk falan oynuyorlar. Böyle durumlarda sıkıntı yaşanabiliyor. Mesela yapamayacakları şeyleri yapabileceklerine inanıp inatlaşıyorlar. Prodüktörlük bir anlamda psikologluğu da gerektiren bir şey.

Böyle bir durumda ne yapıyorsunuz?
Uzun uzun konuşuyorum bazen kızdığım anlar oluyor. En olmadı dijital kayıtları toparlamaya çalışıyorum ama bu sıkıntı yapılan müziğe yansıyor. Hem de bir daha o kişi ile çalışmak insana zor geliyor.

Bir daha çalışmam, dediğiniz isimler var mı?
Var ama bunları kendime saklamayı tercih ediyorum. İşin magazin boyutuna girmek istemiyorum.

Sanatçının arkasındaki esas kahraman prodüktör müdür?
Prodüktörüne bağlı. Aslında amaç budur. Burada başta sorduğunuz soruya döneceğim. Bir prodüktör kendi başına hayatında yapmaya cesaret edemediği ya da yapamayacağı, kendini yeterli görmediği noktada şarkıcı ya da bir müzisyeni önüne koyar. Kendi istek ve dileklerini onunla gerçekleştirir. Benim de genellikle yaptığım budur.

Sürekli bir grupla çalışma isteğiniz var, neden?
Riski bölüşmek ve başarıyı da paylaşmak. Çocukluğumdan beri oyunlarımda dahi grup oyunları vardı. Bence insanlar diğer insanlar ile birlikte bir şeyler yaptıkları zaman çok daha işe yarar gözüküyorlar. Her şeyi tek başına düşünen bir adam bir şeyler yapıyordur.

Pop müzikten sıkıldınız mı?
Popun ne olduğuna dair soru işaretleri dolaşmaya başladı kafamda. Kitlesel hareketler değişmeye başladı. Yeni bir Michael Jackson, Beatles çıkmıyor. Bundan dolayı da pop müzikte soru işaretleri var aklımda. Bir de baktım ben pop müziğe fazlaca mı kaptırmışım ne kendimi? Biraz da kendime göre bir şeyler yapayım dedim. Yine pop müzikten yaptıklarımdan çıkarak yapıyorum; çünkü onlar tanınmış şeyler.

(Zaman Gençlik Eki)

Ünlü birçok pop müzik sanatçısı ile birlikte aranjör olarak çalışan bir isim İskender Paydaş. Pop müzikte birçok çalışmaya imza atan sanatçı, şimdilerde 'Zamansız Şarkılar' ile punk, rock, oryantal ve Türk müziğini harmanlayan yeni bir çalışma yapıyor. 'Ben galiba kendimi pop müziğe çok kaptırdım.' diyen Paydaş, artık pop müzik ile ilgili kafasında ciddi soru işaretleri olduğunu belirtiyor.  
YAZININ GÖRSELİ:
Albüm TanıtımlarıTümü »

» İstanbul'a Senfonik Üçleme
» Yıllar Sonra Yeniden
» Dostlar Onu Hatırladı
» İncesaz, Kalbimizdeki Denize Yelken Açtı
» Oralara, Buralara, Uzaklara
Müzikal SohbetlerTümü »

» Burhan Öçal: Sabah Ezanını Kaydedeceğim, Sıkıyönetim İlan Edin / H. Salih Zengin
» Suzan Kardeş: Balkanlar'da Sahne Almayı Çok İstiyorum / Önder Deligöz
» Daniel Barenboim: İçimdeki Çocuğu Merakımı Canlı Tutarak Yaşattım / Serhan Yedig
» Ömer Özçelik: Ney, İnsan-ı Kâmildir / A. Tuba Bakiler
» Kudsi Erguner: Gazel ve İlahiler Diskotek Müziğine Dönüştü / H. Salih Zengin
PortreTümü »

» Hiç Yaşlanmayacak Efsane: Michael Jackson / Nazlı Erdol
» Bir Mitoloji, Bir Ses: Şivan Perwer / Bejan Matur
» Kopuz'dan Perdesiz'e Özgürlük Arayışı: Erkan Oğur / Selçuk Küpçük
» Anouar Brahem ve Müzikal Keşifler / Ömer Osmanoğlu
» Zaman Makinesiyle Gelen Adam: Mustafa Özkent / Murat Beşer

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!