Meslek Olarak Sinema-Kurgu - Kemalettin Osmanlı ile Röportaj
30.04.2008 - 20:39
Profesyonel geçmişinizden ve yer aldığınız projelerden bahseder misiniz?
Makedonya'da öğretmen okulunu bitirdim ama öğretmen olarak iş bulamadım. Sonra gazetede bir televizyon için kurgucu aradıklarını gördüm. Sınavlarına katıldım ve kazandım. Bu işin eğitimini almamıştım. Yavaş yavaş ustalarımdan öğrendim. 1972'den beri bu işi yapıyorum. Makedonya' da 17 şene devlet televizyonlarında çalıştım. Eskiden bu sistem yoktu. Plan kameraya çekiliyor, film yıkanıyor, direk filme basılıyordu, negatif yoktu. Sesi de senkron yapıyorduk. Çok daha zordu. 1989'da Türkiye'ye geldim. İlk işim "Bizimkiler"di. ilk 100 bölümünde çalıştım. Aynı zamanda Kartal Tibet'in çektiği, Nurseli İdiz ve Haluk Bilginer'in oynadığı dizide çalıştım. Barış Manço'nun programını yaptık. O zamanlar özel kanal yoktu, TRT için çalışıyorduk. Yasemin Yalçın'ın dizilerini yaptık. Çalıştığım diğer projeler "Kızlar Yurdu", "Melek Apartmanı", "Sıcak Saatler", "Deli Yürek", "Hayat Bağları", "Deli Yürek Bumerang Cehennemi", "Ekmek Teknesi", 'Kurtlar Vadisi"... "Köprü"nün dört bölümünü yaptım. Sonra "Kurtlar Vadisi"ne geçtim. En son çalıştığım proje "Son Osmanlı Yandım Ali".
Kurgunun mantığını ve felsefesini nasıl tanımlıyorsunuz?
Bir bale gösterisi düşünün. Hareketler birbirini öyle tamamlıyor ki. O gösteride hiçbir kopukluk görmüyorsunuz. Kurgu bir oyundur. Planları bağlayıp, duygularla birlikte bir bütünlük sağlarsınız. Küçük küçük taşları bir araya getirerek mozaik yaratmak gibi. Aslında kurgucu ebe gibidir. Bir çocuk dünyaya getirir. Böyle bir tanımlama yapılabilir.
Kısaca kurgu tekniklerinden ve püf noktalarından bahseder misiniz?
Kurguyu gerçek anlamda öğrenebilmek için uzun zaman geçmesi gerekir. 5-6 senede öğrenemezsiniz. Zaman geçtikçe taşlar yerine oturuyor. Her yönetmenin ayrı çekim tekniği var. Bütün planları seyredip, bir kompozisyon yaratıyorsunuz. Diyelim ki sahnede 2 kişi konuşuyor, her zaman biri dominanttır, baskındır. Kurguda onu daha öne çıkartacaksınız. O dengeler çok önemli. Yönetmenle uyumlu çalışma işinizi kolaylaştırıyor. Birbirimizi tanıyoruz, ne istediğimizi biliyoruz, işin sonunda bir revizyon yapıyoruz. Genelde sahnelerin montajlarını bana bırakıyorlar. Bir de montajda rahat olmak lazım. Yönetmenle arkadaş olabildikten sonra fikirlerinizi daha rahat söyleyebiliyorsunuz. Diğer türlü bilgisayar kullanan teknisyen gibi oluyorsunuz. Biz karşılıklı bilgi alış verisiyle sonuca karar beraber karar veriyoruz. Bir yerde aksadığı zaman ya is kötü olacak ya da kurgucu çok zorlanacak. Her planın bir hayatı vardır. O hayatı ne kısaltmalı, ne de uzatmalısınız.
Türkiye'deki kurgu altyapısını ve sektörde yer alan isimleri nasıl buluyorsunuz?
Genç kurgucular var. Deneyimsiz demiyorum çünkü yönetmen ona inanmış, görev vermiş. Ama alt yapıları yok. Az önce de söylediğim gibi bu is 5-6 yılda öğrenilemez. Seneler geçtiği zaman insan doğrularını, dilini buluyor.
Kurgucu olmak isteyen gençler ne yapmalı?
Aslında her şeyi bilmesi lazım. Dikkatli ve geniş bir bakış açısına sahip olmalı. Çok sinema filmi izlemesi gerekiyor. Amerikan, Rus, Fransız sinemalarına hakim olabilmesi önemli. Bu şekilde kurgunun tam olarak ne anlama geldiğinin öğrenebilir. Ve kişisel zevklerini ön planda tutma-malı. Mesela ben dram seviyorum, aksiyon sevmiyorum gibi bir düşünceyle yola çıkmamalı.
Hangi kurgu programlarını kullanıyorsunuz? İsteyen evindeki bilgisayarda kurgu yapabilir mi?
Şu anda Avid kullanıyorum. Son dönemlerde gençlerin kısa film ve kurguya bu kadar yoğun ilgi göstermeleri çok sevindirici. Benim oğlum da kısa film çekti. Senaryo yazdı, yarışmaya gönderdi, sonra film çekti. Ben hiçbir şeyine karışmadım, her şeyiyle kendi ilgilendi. Premiere programını rahatlıkla kullanabilirler.
Kötü çekilmiş bir film kurgu masasında kurtarılabilir mi?
Bir sahneyi yaptıktan sonra eksik kalan bir taraf olduğu zaman, müdahale etmeye çalışıyorum. Ama kötü görüntü şu ana kadar hiç gelmedi. Dizilerde ve sinema filmlerinde bu tür şeyler olmuyor.
Profesyonel kurgucu herhangi bir tür ayrımı yapar mı?
Profesyonel kurgucu her tarz işi yapmak durumunda. Ben sadece dram yaparım ya da aksiyon yaparım denemez.
Kurgunun da bir ön aşaması var. Aksiyon kurgularken ya da aile dizisi kurgularken nasıl bir psikoloji içinde oluyorsunuz?
Bazen haftada üç dizi yapıyorum. Örneğin önce, "Deli Yürek" sonra "Hayat Bağları'nı yapıyorsunuz, ikisi de çok farklı. Sizde de bir değişim oluyor tabi.
Yurt dışında sinema eğitimi veren okulların sistemleri hakkında neler söyleyebiliriz?
Örneğin Polonya, Fransa ve İtalya'da çok başarılı okullar var. Okullar 4 sene. Başlangıçta montajı tam olarak bilmeniz gerekmiyor. 2 sene genel eğitim alıyorsunuz. 2 sene sonunda uzmanlaşmak istediğiniz alana göre eğitim almaya devam ediyorsunuz. Genelde pratik yapılıyor. Senede 4 -5 kısa film çekiliyor. Burada öğrenciler mezun oluyorlar ama hiçbir şey bilmiyorlar. Uzmanlaşmak istedikleri alanlarda kendilerini geliştirmek için çabalıyorlar, okullar bu anlamda pek yardımcı olmuyor. Okullar öğrencileri yönlendirmiyorlar.
(Gamze Erinç, "Meslek Olarak Sinema", Cinemascope, Sayı: Mart 2007/3, s. 68-69.)
Profesyonel geçmişinizden ve yer aldığınız projelerden bahseder misiniz?
Makedonya'da öğretmen okulunu bitirdim ama öğretmen olarak iş bulamadım.