[ Haberler -> Müzik Haberleri ] Mevlana'nın Kayıp Eseri Yayınlandı 26.03.2008 - 21:04 Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin "Şems-i Rumi" olarak imza attığı için dikkat çekmeyen, içerisinde 100 civarında beste olduğu için 170 bin kadar eser barındıran, Süleymaniye Kütüphanesi'nde müzikle ilgili el yazmaları arasında kalan eseri "Külli Külliyat", araştırmacı-yazar Emine Şeyma Usta tarafından bulunarak Türkçe'ye kazandırıldı.
"Külli Külliyat-ı Şemsi Rumi Mecmua-i Karnakkaş" adıyla sınırlı sayıda basılan esere ilişkin AA muhabirine bilgi veren araştırmacı Emine Şeyma Usta, böyle bir eserin varlığının daha önce Batı tarafından bilindiğini, Eva de Vitray Meyerovitch'in "İçeridekinin Kitabı" adlı kitabında 172 sayfalık bu eserden bahsettiğini söyledi.
Yabancı araştırmacıların Türkiye'ye gelip eseri aradıklarını, ancak Türkiye'nin de, İslam ülkelerinin de bundan hiç haberi olmadığını belirten Usta, kendisinden "müzikle tedavi" konusunda TRT'de yayınlanacak bir yapım için bilgi istenmesiyle Süleymaniye Kütüphanesi'nde araştırmaya başladığını, esere bu kaynak araştırmaları sırasında rastladığını bildirdi.
Emine Şeyma Usta, eseri bulmasına ilişkin yaşadıklarını şöyle anlattı: "Süleymaniye Kütüphanesi'nde bana yardım eden görevli, 'Mevlana Şems'in eseri var' dedi. Aldım, inceledim, şaşırdım. Böyle bir eseri yoktu, bilmiyordum. O ara Ankara'ya gittim. 6,5 sene önce... Orada bir büyükelçimiz vardı, ona danıştım. O, 'Bu eser Mevlana'nın. Bir an önce bu eseri çevirmeye başlayın' dedi."
Mevlana'nın aşk, ölüme özlem, kişiyi olgunlaştıran acılar, hoşgörü temalarının bolca geçtiği "Külli Külliyat" eserinde, Mevlana'nın yanında sazendelerin ve dönemin 60'ın üzerinde bestekarının birçok güfte ve bestesinin yer aldığını dile getiren Usta, Mevlana'nın ölümünden 79 yıl sonra 1350 yılında kaleme alınan eserin, Derviş Muhammed isimli bir hattat tarafından temize çekildiğini bildirdi. Usta, eser temize çekilirken dönemin ünlülerinin sözlerinin de içine konulduğunu söyledi.
Emine Şeyma Usta, eseri günümüz Türkçesine çevirmek için 5 kez baştan yazdığını anlatarak, "Yine de kusurlar var. Arka bölümüne de kolay anlaşılsın diye sözlüğünü koydum. Terennümler bir tarafa alındı. En az 25 kişinin emeği var bu eserde" diye konuştu.
Mevlana'ya Ait Olmadığı İddiaları
"Külli Külliyat" için Mevlana'nın olmadığını, Mevlana'dan sonra yetişmiş bir kişinin yazmış olabileceğini söyleyenler de çıktığını ifade eden Usta, kendisinin buna karşılık eserde kanıtlar aradığını, "Vuslat" temasını bulunca tam olarak eserin Mevlana'ya ait olduğuna kanaat getirdiğini bildirdi.
Usta, "Özlem var, ateş var... Bu kadarını ancak mutasavvıflar, müzisyenler anlar. Eserde o kadar hasret var ki, kendini bir yerde ipek böceğine benzetiyor. İpek böceği sarar sarar da, sonra ondan faydalanılır. İpek böceğine benzetiyor 'Ben yandım, yandıktan sonra ak oldum' diyor. Bunu da bilmemiz lazım ki, insan pişmeden bir şekil alamaz, yoksa insan bir çamur. Ne kadar çok çile çekiliyorsa o kadar çok aşama geçiriyor. Her ilerlemenin altında acılar duyma var."
"Mevlana yolun sonunu söylemiyor ama yolu gösteriyor. Bütün kainatın mayası sevgidir. Sevmek idrakten doğar" diyen Usta, sözlerine şöyle devam etti: "Bu eseri kaleme alırken adeta depresyona girdim. İnsanoğlu bu kadar yoğun sevgiden, şimdi ne hale geldi diye. Kitabın içinde ifade edemediğim bir şey var... Kültürümüzü de anlatıyor. O günkü hayatla şimdiye bakıyorsun, görüşmeler sahte, gülüşmeler sahte."
"Bugün artık insanlar çok sevgisiz" görüşünü savunan Usta, eserde yer alan, "Aşk tutsağı oldu canım, ne diyeyim/ Ben köle oldum sen ise şahsın, ne diyeyim/ Gözyaşlarımın mimarısın, taç yaptın, ne diyeyim/ Sabır mektebini okudum, kurbanım, ne diyeyim/ Dost yerin ayrılı aklımı aldı, ne diyeyim/ Dert törpüsü oldum, ne diyeyim" şiiri okuyarak "Mevlana'nın hiçbir çıkarı yok, bir beklentisi de kalmadığını anlatıyor" şeklinde konuştu.
(Hürriyet) |