[ Haberler -> Tasarım Haberleri ] "Tasarımın Üç Hali" 02.05.2008 - 22:00 İstanbul Modern Sinema'da, 2 Mayıs - 1 Haziran 2008 tarihleri arasında Tasarım Kentleri sergisine paralel olarak "Tasarımın Üç Hali" başlığıyla, grafik, mimari ve animasyon tasarımını konu edinen filmler, ücretsiz olarak gösterime sunulacak.
Yönetmen Gary Hustwit'in "Tüm zamanların en iyi yazı karakteri" seçilen Helvetica üzerine yaptığı ilk uzun metrajlı belgeseli "Helvetica" (2007) ve Nathaniel Kahn'ın, 20. yüzyılın en büyük sanatçılarından bir olarak kabul edilen babası mimar Louis I. Kahn'ın çarpıcı yaşam öyküsü ve yarattığı eserler üzerine gerçekleştirdiği, 2004 yılında En İyi Belgesel Film dalında Oscar adayı olan "Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu" (2003) gösterilecek filmler arasında yer alıyor.
Dijital Film Festivali Resfest'in grafik tasarımı için özel olarak hazırladığı, 2001'den bu yana bu bölümde yer alan öncü "motion graphics" ve "broadcast design" örneklerini içeren Best of By Design seçkisi de gösterilecek. Seçkide, Johnny Hardstaff, Richard Fenwick, Tronic Studio, Grant Orchard, The Designers Republic, +Cruz ve Nakd gibi yaratıcı, usta sanatçıların imzasını taşıyan, medya tasarımının geleceğini yansıtan, canlı aksiyon, animasyon ve televizyon için grafik tasarımlar bulunuyor.
Helvetica Yönetmen: Gary Hustwit İngiltere, 2007
Yönetmen Gary Huswit'ın belgeseli, Helvetica üzerinden aslında tipografi, grafik tasarım ve görsel kültürün son 50 yılını anlatıyor. 1957'de Max Miedinger tarafından İsviçre'deki Haas dökümhanesinde tasarlanmasından bugüne dek yarattığı binlerce kelimeyle iletişim şeklimizi ve hatta psikolojimizi nasıl etkilediğini inceleyen Helvetica, grafik tasarım hakkında yapılmış, gösterime giren ilk uzun metrajlı film.
Uzmanlar tarafından tüm zamanların en iyi yazı karakteri Helvetica okunaklı, zarif, yalın, açık ve net, kullanışlı bir yazı fontu olmanın çok ötesinde anlamlar içeriyor. Grafik tasarımcıların, reklamcıların en çok kullandığı yazı karakteri olduğu için kimileri Kapitalizmin simgesi olarak görüyor, kimileri de ondaki düzeni Sosyalist sisteme benzetiyor. Helvetica tarihi boyunca tasarımcıların en çok tercih ettiği karakter olsa da kimileri aynılık ve sınırlılık duygusu nedeniyle ondan sıkıldı. 1980'lerde postmodern dönemde ise her şey gibi yazı fontları da deformasyona uğradı, ardından grunge tipografisi geldi. Ama hiçbiri Helvetica'nın egemenliğini sona erdiremedi. Tasarımcılara göre, zamanla 69 farklı versiyonu geliştirilen Helvetica, 2000'lerin dijital kültürü için son derece uygun bir yazı karakteri.
Yaptığı her işte bir şekilde grafik tasarımın alanına girdiğini belirten yönetmen Huswit, "Araştırdım ve yazı karakterleri, grafik tasarımı üzerine bugüne kadar yapılmış bir filme rastlamadım. Bu beni çok şaşırttı. Çok enteresandır. Reklamcılar kendilerini anlatmayı sevmiyor galiba. Ben böyle bir film izlemek istiyordum ve izlemek istediğim filmi de yaptığımı düşünüyorum. Belgeselde Helvetica savunuculuğu yapmadım. Duymak istediğim farklı bakış açılarını duydum" diyor.
Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu (My Architect) Yönetmen: Nathaniel Kahn Senaryo: Nathaniel Kahn ABD, 2003
"Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu", 20. yüzyılın en büyük mimarlarından biri olarak nitelendirilen Louis Kahn'ın oğlu Nathaniel Kahn'ın, babasının kimliği tespit edilemez halde ölü bulunduğu New York metrosunun tuvaletinden başlayıp yapıtlarının yer aldığı tüm ülkeleri dolaşarak babasının izinde geçirdiği beş yıllık serüvenin öyküsü.
2004 yılında En İyi Belgesel Film dalında Oscar adayı olan belgeselde, New York'tan Uzakdoğu'ya yüzlerce yapının altında imzası olan Louis Kahn'ın kusursuz sanatçı kimliğine karşın mücadele ve yanlışlarla dolu özel yaşamı, çağdaşı mimarlar, çalışma arkadaşları, öğrencileri, eşi, sevgilileri ve çocuklarıyla yapılan söyleşilerle aktarılıyor.
Belgesel, Pennsylvania İstasyonu'nun yer altındaki koridorlarından Kahn'ın muhteşem parlamentosunu tasarladığı Bangladeş'in sokaklarına, New England sahillerinden Kudüs'e dek izleyenleri peşinden sürüklüyor. Bu yolculukta büyüleyici, eğlenceli, hayranlık uyandırıcı ve hassas karakterler yer alıyor. Kahn'ı yaşadığı Philadelphia'da gezdiren taksi şoförü, önceki sevgilileri ve müşterileri, dünyanın en önemli mimarlarından Frank O. Gehry, I. M. Pei ve Philip Johnson'a kadar pek çok özel kişi ile yapılan söyleşiler de belgeselde ekrana geliyor.
Filmde Louis Kahn'ın hayattayken çekilmiş birçok görüntüsüne yer veriliyor. Nathaniel Kahn, çoğu MoMA'nın arşivlerinden elde edilen görüntüleri, babasının mimarlıkla ilgili düşüncelerini dile getirdiği kareleri gün ışığına çıkaran yönetmen kimliğiyle değil, onun nasıl yürüdüğünü, konuştuğunu, hareket ettiğini, kısacası kişiliğiyle ilgili ipuçlarını yakalamaya çalışan meraklı bir çocuk kimliğiyle kullanıyor. Filmin yapımı süresince Nathaniel Kahn yalnızca babasını tanımakla kalmamış, aynı zamanda onun eserleri ile ilgili fikirleri de değişime uğramış.
Estonya göçmeni olan Louis Kahn, yoksulluk ve sağlık sorunlarıyla geçen çocukluğunun ardından tuğla, beton ve ışığın geometrik kompozisyonları olarak görülen ve insanların hayatını değiştiren güçlü ve etkileyici yapılar tasarladı. Esinlendiği antik anıt üslûplarını modern tekniklerle birleştirip yepyeni bir tarz yaratmış olan Louis Kahn'ın ünü, çağının en önemli ve etkili mimarlarından biri olarak dünyayı sarmıştı. Ama 1974 yılında öldüğünde, ardında yalnızca anıt niteliğinde birkaç bina, birkaç metres, borca batmış bir şirket ve iki çocuk bıraktı. Kahn'ın efsaneleşen sanat yaşantısı, gerçek ve açıklık için daima bir arayışı anlatırken, özel hayatı sır ve kaosla doluydu. Pennsylvania istasyonunun tuvaletinde kalp krizinden öldüğünde kimse onu tanımamış ve üç gün morgda kalmıştı. Kahn, öldüğünde iflas etmiş ve geride üç aile bırakmıştı: Yıllarını paylaştığı karısı ve uzun süreli ilişki yaşadığı iki bayan olmak üzere üç aile. "Mimar Babam" evlilik dışı ilişkilerinden birinden olan, Kahn'ın tek oğlu Nathaniel Kahn, babasının karmaşık ve sırlarla dolu özel yaşamını ve yaratıcı kariyerini anlatıyor.
Resfest: Best of By Design Toplama film, 2008
Dijital Film Festivali Resfest bu ay İstanbul Modern'e konuk oluyor: Resfest'in grafik tasarımı için özel olarak hazırladığı Best of By Design seçkisi, 2001'den bu yana bu bölümde yer almış ve sektöre yeni bir soluk vermiş olan öncü "motion graphics" ve "broadcast design" örneklerini içeriyor. Gösterimdeki yapımlar, Johnny Hardstaff, Richard Fenwick, Tronic Studio, Grant Orchard, The Designers Republic, +Cruz ve Nakd gibi yaratıcı, usta sanatçıların imzasını taşıyor. Resfest'in By Design gösterisi, canlı aksiyon, animasyon ve televizyon için grafik tasarımların, kısacası medya tasarımının geleceğini merak edenler için yeni bir dünyanın kapılarını açıyor.
(arkitera.com) |
|
|
|
İstanbul Modern Sinema'da, 2 Mayıs - 1 Haziran 2008 tarihleri arasında Tasarım Kentleri sergisine paralel olarak "Tasarımın Üç Hali" başlığıyla, grafik, mimari ve animasyon tasarımını konu edinen filmler, ücretsiz olarak gösterime sunulacak. |
|
YAZININ GÖRSELLERİ: |
|
|
|
|
|