« Anasayfa | Künye | Arşiv 5 Mayıs 2024, Pazar
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Siluet
M. Feyza Yarar
Genetik Miras: Vandalizm

Meşkler
Fatih Özkafa
Hat Sanatının Modern Yorumlara İhtiyacı

[ Haberler -> Tasarım Haberleri ]

'Binayı Çalmak': Bir Terminal Dev Bir Enstrümana Dönüşürse

11.06.2008 - 12:59

Bugünlerde, Manhattan Adası'nın iç kesimlerindeki eski bir terminal binası, bambaşka bir şeye dönüştürülüyor. 2005 yılında benzer bir konseptle ele alından İsveç Stockholm'deki Faergfabriken yapısı gibi, bölgenin 'landmark'larından sayılan Battery Maritime de dev bir enstrüman olarak kullanılacak. '80'lerin ünlü gruplarından Talking Heads'in kurucularından, grafik tasarımcı ve sanatçı David Byrne, bu 9 bin metrekarelik interaktif ve 'site-specific', yani yerine özel yerleştirmesinde, bir binanın sesini keşfe çıkıyor ve yapıyı, tüm ziyaretçilerin oturup çalabileceği dev bir ses heykeline dönüştürüyor.

Son derece anlaşılır şekilde 'Playing the Building' (Binayı Çalmak) adı verilen yerleştirme, 99 yıllık Battery Maritime binasının, aslen yolcu bekleme salonu olarak kullanılan ikinci kat galerisinin uzun süre sonra ilk kez ziyaretçiye açılmasını da sağlıyor. Buraya yerleştirilen eski ve elden geçirilmiş bir org/piyano, yapının metal kirişleri, elektrik tesisatı, ısıtma ve su borularına bağlanan bir dizi gereci kontrol ediyor. Bu 'makineler' binanın elemanlarını titreştirerek, onlara vurarak ve üfleyerek, titizlikle ayarlanmışçasına hoş tınılar ve özgün harmoniler yaratıyor.

Yerleştirmeye ev sahipliği yapan Battery Maritime, son yarım yüzyılda neredeyse sürekli olarak terkedilmiş ve atıl durumdaydı. 1938 yılından beri hiçbir önemli sefere ev sahipliği yapmayan, Manhattan'ın en görkemli 'antika'larından Battery Maritime'in yeniden işlevlendirilmesi ise hemen her zaman gündemde olmuş. Çocuk müzesinden dans merkezine ve ofis binasına kadar yürütülen her tasarı, yıllar içinde havada kalmış. Şimdilerde ise bir üstlenicinin, terminali rehabilite ederek üzerine bir otel konduracağı konuşuluyor.

Ne var ki, önümüzdeki 2 buçuk ay boyunca bu bina, demirden yapılmış dev bir Barok orkestra olarak hizmet verecek. Kamusal sanat organizasyon şirketi Creative Time tarafından üstlenilen enstalasyonun çalışma prensibi ise kısaca şöyle: Byrne tarafından yapının merkezine yerleştirilen orgun iç aksamı, röleler, teller ve hava borularıyla değiştirilmiş. Böylece bir tuşa bastığınızda, mekanın tavanında, çelik kirişlerden birine sabitlenmiş olan 110 voltluk motor titreşiyor; sonuç olarak kirişi 'çalıyor'. Oluşan, neredeyse sağır edici baslıktaki uğultu, 'Üçüncü Türle Yakın İlişkiler' filminden hatırlanabilecek ana geminin çıkardığı tuba seslerine benziyor. Siz tuşlara basmaya devam ettikçe uğultular, vızırtılar, takırtı ve çınlamalar tüm hacmi dolduruyor.

Bir zamanlar yapının 14 metre yüksekliğindeki tavanında bulunan ışıklığı destekleyen kirişlere bağlı bu motorların yanı sıra, bir yığın hortuma bağlı olan elektrikli bir pompa da mevcut. Bu hortumlar, yapının miladi su ve ısıtma boruları ve kablo kanallarının içine kıvrılarak, oldukça ilkel flüt sesleri çıkarıyorlar. Kolonlara guguk kuşları gibi tutturulmuş bir düzine mıknatıslı, sarmal bobinler, metal çubuğun ancak doğru bir noktaya temas etmesi halinde şaşırtıcı, tumturaklı bir ses çıkaran devasa radyatör de cabası...

"Odaya giren hemen herkesin yaptığı gibi, klavyenin başına oturur ve devamlı ellerinizi meşgul ederseniz, mekan, The Stooges ile Philip Glass'ın birlikte yazdığı bir parçayı çalan, bir Japon geleneksel çalgı virtüözü ile ellerinde çatal-çanak olan, mutfak dolusu 3 yaşında çocuktan oluşan görünmez bir grubun müziğiyle dolup taşıyor" diyor New York Times'tan Randy Kennedy.

Bugüne dek, müzik kariyerindeki işleriyle karıştırılır, karşılaştırılır endişesi taşıyarak, müzik ilintili sanat projelerinden kaçınan David Byrne, birkaç yıl önce, bir yerleştirme yapmak üzere İsveç'teki Faergfabriken'a davet edilmiş. Stockholm'deki bu eski fabrikanın galeri mekanını gezerken aklında canlanan fikir ise, bir yapıyı nasıl bir enstrümana dönüştürebileceği olmuş: Sanatçının bu İsveçli proje için öne sürdüğü bir diğer fikri ise, ana galerinin ortasına dev bir mikrodalga fırın oturtmakmış!

Byrne, projeyi şöyle anlatıyor: "Yapıların tipik parçaları, ilginç sesler üretmek için kullanılabilir. Örneğin herkes, metal bir kolona vurulduğu zaman bir çınlama veya takırtı duyulmasına aşinadır. Benim merak ettiğim ise, bina bir makine aracılığıyla titreştirilir ve ses üretebilir hale getirilirse, borularının dev flütlere dönüşüp dönüşmeyeceğiydi."

Sonuç olarak, evinden taşınmak üzere olan bir arkadaşının akordu bozuk orgunu kapan Byrne, 'Playing the Building'in ilk versiyonunu 2005 yılında tasarlanmış. Müziği ile sanatı arasına mesafe koymayı seven Byrne, bu yerleştirmeyi gerçekleştirmiş olsa da, yapı-orgu için her hangi bir müzik parçası tasarlamamış.

Günümüz popüler müziğinin gidişatı hakkında bir şeyler söylemesini umduğu, küratörlüğü Creative Time'ın direktörlerinden Anne Pasternak tarafından yapılan bu proje hakkında Byrne, şunları anlatıyor: "İnsanların çalgılarını bırakıp evlerini, arabalarını çalmalarını önermiyorum. Daha ziyade, yalnızca profesyoneller tarafından yapılan müziğin saltanatının sona erebileceğini düşünüyorum. Dünyadaki popüler müziğin kapı bekçiliğini yapan büyük ölçekli plak şirketlerinin eli kulağında ölümleri, büyük ölçüde, iyi bir şey."

Küratör Anne Pasternak ise, "David daha ziyade bir müzisyen olarak tanınıyor. Ama aynı zamanda kategorizasyona karşı çıkan, gri alanlarda oynayan ve yaratıcılık skalası geniş bir hayatı tercih eden müthiş bir yazar ve görsel tasarımcı" diye belirtiyor. "'Playing the Building'in, yalınlığından kaynaklanan bir aldatıcılığı var. Çünkü aslında, insan doğasına, mekan ve sesle olan güncel ilişkimize yönelttiği ve kültürün kayması üzerine ürettiği düşüncelerle çok zengin anlam katmanları içeriyor."

yapi.com



DİĞER HABERLER:
» Çağdaş Türkmen Öyküsü Hece Öykü'de
» Nuri Pakdil'i Anlamak İçin Anlattılar
» Güvenli İnternet Dönemi Başlıyor
» İnternette com, gov, org, net Tarih Oluyor!
» "Ölüm, Sanat ve Mekân II Sempozyumu"
» Oscar'ın Galibi 'Kral' Oldu
» Hece 'Argo'ya Devam Ediyor
» Kırgız Öyküsü Hece Öykü'de
» Global Marangozhane /
» Işık Kirliliği
'80'lerin ünlü gruplarından Talking Heads'in kurucularından, grafik tasarımcı ve sanatçı David Byrne, bu 9 bin metrekarelik interaktif ve 'site-specific', yani yerine özel yerleştirmesinde, bir binanın sesini keşfe çıkıyor ve yapıyı, tüm ziyaretçilerin oturup çalabileceği dev bir ses heykeline dönüştürüyor.  
YAZININ GÖRSELLERİ:
1 İmzaTümü »

» Philippe Starck
» Zaha Hadid
» Karim Rashid
» Faruk Akın
» Emrah Yücel
EkstraTümü »

» Mimarlık İhtiyacı / Ertuğ Uçar
» Fotoğraf Üzerine Okumalar - 1 / Fatma Erbaş
» Picasso ile Yunus Emre / Gökhan Akçura
» Heybesinde "Karıncaların Sözlüğü"nü Taşıyan Yolcu: Hasan Aycın / Adem Turan
» Koruma Kültürüne Bir Bakış; Bir İngiliz Kasabası... / İrfan Önal
Tasarım SohbetleriTümü »

» Hakan Gürsu ve IDA 2007 Ödüllü Projesi: Volitan
» Emre Arolat: "Mimarlık benim için bir dünya görüşü üzerinden şekillenen ve o denli tutarlı olan bir iş üretmektir."
» Turgut Cansever: "Kuleler, insanlığın içine düştüğü gurur ve yanılgıların eseri"
» Rem Koolhas ile Mimarlık, Kent ve İstanbul Üzerine

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!