« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Mart 2024, Salı
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Yakın Plan
Ahmet Aksoy
Amerikan Kâbusu

İzlence
Mehmet Harmancı
"36": Kifayetsiz Muhterisin Resmidir

[ Sinema -> Sine-sohbet ]

"Delisin Dediler, Asıl Film Çekmesem Delirirdim..."

22.03.2008 - 19:11

Bozkırda Deniz Kabuğu, Cannes Film Festivali'nde ödül alacak inşallah!

Karpuz Kabuğundan yaptığı gemilerle seyirciyi dört yıl önce kendi dünyasında bir yolculuğa çıkardı yönetmen Ahmet Uluçay... Sevginin, aşkın, hüznün telini titretti gönüllerde... Kimi kendini buldu, kimi çocukluğunu gördü beyazperdede. 'Ya ben, ben ne yapacaktım da yapamadım?' sorusu kurcaladı seyircilerin zihnini. Bazıları koltuğundan bile kalkamadı; filmin bittiğini başkaları fısıldadı kulağına. Burada bitmemeliydi film, bir şeyler yarım kalmıştı sanki... Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ile hafızalarda unutulmaz güzellikler bırakan Ahmet Uluçay, bu kez de Bozkırda Deniz Kabuğu ile yeni yolculuklara çıkarmaya çalışacak seyirciyi. Türkiye'den ve uluslararası pek çok festivalden onlarca ödül alan yönetmen, Bozkırda Deniz Kabuğu'nun kış çekimlerini geçen haftalarda bitirdi. Yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen hâlâ gözü ufukta Uluçay'ın. Mayısta yaz çekimlerine başlayıp filmi yıl sonuna yetiştirmeye çalışacak. Kendisine "Delisin..." diyenlere cevabı, "Film çekeceğim dedim, delisin dediler. Asıl çekmesem delirirdim!" oluyor. Bu yolda yalnız da değil. ABD'den kalkıp gelmiş bir yapımcısı var, Tayfun Delice. Kıymet biliyor, Uluçay'ın herşeyiyle ilgileniyor, bir dediğini iki etmiyor.

Ahmet Uluçay, yeni filminin senaryosunu bozkırda dolaşırken bulduğu bir deniz kabuğundan esinlenerek yazmış. Bozkır'da Deniz Kabuğu, 60'lı yılların ilk yarısında yoksul bir Anadolu köyünde geçiyor. Trende gördüğü kızın mendil verdiği çoban Yakup'un etrafında şekilleniyor hikâye. Tabii kısa özeti bu. Esas anlatılmak isteneni ise şöyle özetliyor Uluçay: "Çocukluğumda, dağların arkasında neler olup bittiğini düşünürdüm. Gerçi hâlâ da düşünürüm. Bunu paylaşmak istedim seyirciyle." Sinema başarısının köydeki rutin hayatını değiştirip değiştirmediğini, köyde sinemaya olan ilginin artıp artmadığını sorduğumuzda cevabı ilginç oluyor: "Ne gezer Hacı Ahmet'te kav çakmağı!"

Ahmet Uluçay'a ulaşmamız (telefonunu, 11811'den bulduğumuz Tepecik köyü muhtarından aldık), sabahın köründe köy camiinin önüne dikilişimiz, rastladığımız ilk köylünün filmin oyuncularından Ahmet Tepe oluşu... Haklı olarak Uluçay'ın her anını kontrol altında tutan yapımcıyı razı edip röportaj yapabilmemiz... Bütün bunlar da en azından bir kısa filme konu olabilecek kadar ilginçti aslında. Neticede Uluçay ile çok istediğimiz görüşmeyi yapabildik ve onun azminden, heyecanından çok şey kazandık. Kendisine, yapımcı Tayfun Delice'ye, bize yardımcı olmak için elinden geleni yapan Emrah Dönmez'e ve Tepecik Köyü halkına sonsuz teşekkür... Uluçay ile söyleşimiz, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak'ın aldığı ödüller ve uyandırdığı etkiyle başlıyor. Sonra yeni filmiyle ilgili önemli ayrıntıları, kırgınlıklarını, oyuncuları ve asıl rüyasını anlatıyor Uluçay...

İlk filminiz Karpuz Kabuğu'ndan Gemiler Yapmak çocukluğunuzdan izler taşıyordu. Çekimleri devam eden Bozkırda Deniz Kabuğunda neyi anlatacaksınız?

Genç bir çobanın, Yakup'un öyküsünü... 15-16 yaşlarında bir delikanlı. 60lı yıllarda yoksul bir Anadolu köyünde çobanlık yaparken, köyün yakınından geçen trende gördüğü bir kızın kendisine mendil vermesiyle tutulduğu sevdanın hikâyesi bu. Cinler, hayaletler olacak filmde. Körler, sakatlar, deliler ve şizofrenler de var. İnsanların gözlerini yaşartacak hikâyelerini ve karşılıksız dayanışmalarını göreceksiniz. Yalın ve güzel bir öykü. Adını yıllar önce bozkırda dolaşırken bulduğum bir deniz kabuğundan esinlenerek koyduk. Çocukluğum, var olup olmadığından, yaşanıp yaşanmadığından bir türlü emin olamadığım bu öyküler ve bu öykü kahramanları içinde geçti.

Seyirciyi yine uzaklara, çocukluğuna, hayaller dünyasına mı götürecek Bozkırda Deniz Kabuğu?

Evet kesinlikle... Ancak geri gelir mi gelmez mi bilmem. Tabii ben bunu kendim için söylüyorum. Dağların ardında neler olduğunu, denizi merak eden ve yollara düşenler vardır ya, işte Bozkırda Deniz Kabuğu'nda bunlar olacak. Bu bölgede geçen bir hikâye bu. Seyirci, ulaşılamayan bir tutkunun öyküsünü izleyecek perdede.

Uzak yerler ve dağların ardındaki bilinmeyene merak dediniz. Sizin merakınız mı perdeye düşecek?

Çocukluğumdaki hayallerim ve meraklarım diyebilirim. Dağların arkasında neler olup bittiğini ve oraların nasıl olduğunu hep merak ederdim. Bunu paylaşmak istedim seyirciyle. Allah ömür verirse arkasından birkaç film daha yapmak istiyorum. Gerçi bende senaryo çok. Bir TIR dolusu film senaryosu çıkar.

Film şu an ne aşamada, ne zaman bitecek, gösterim tarihi belli mi?

Şu an kış çekimleri tamamlandı. Senaryoyu yeniden gözden geçiriyoruz. Ön hazırlık ve prodüksiyonlara yeniden başlıyoruz. Yaz çekimleri için mayıs sonuna doğru tekrar motor diyeceğiz. Filmin yaz çekimleri, yani bozkır görüntüleri tamamlanınca sene sonu itibarıyla gösterime girecek.

Bozkırda Deniz Kabuğu'nda teknik anlamda daha profesyonel isimlerle çalıştığınızı öğrendik. Peki oyuncuları yine köyden mi buldunuz?

Teknik olarak diğer filmlerimden farklı bir konsepti var. Zaten bu konsept lafını nereden uydurdular onu da bilmiyorum ya! Görsel imgeler var. Bazı görüntüler bilgisayar yardımıyla hazırlanıyor. Ancak bu, teknik özel efektler kullanılsın diye yola çıkılmış birşey değil, anlatımı da güçlendirecek bir yardımcı araç... Oldukça güzel oldu. Londra, İsviçre ve ABD'den ekipler var, birlikte çalıştığımız.

Peki oyuncular...

Filmdeki oyuncular yine benim tercihim olarak bu köyden, amatör oyuncular. Böyle bir yaklaşımımız var zaten. Yakup'u oynayan Serkan Özcan, Tavşanlı'da bir okulda çaycılık yapıyor. Ahmet Tepe ise filmde bilgeyi oynuyor. Emekli öğretmen Mehmet Gürleyen ise filmde de bir öğretmeni canlandırıyor.

Daha önceki filmlerinizde kendinize ait buluş ve efektler denemiştiniz. Bozkırda Deniz Kabuğu'nda ne tür yenilikler olacak?

Onlar sürpriz olsun, filmle birlikte görün istiyorum...

Asıl rüyanız Bozkırda Deniz Kabuğu muydu? Filmlerinizin isimlerindeki bu kabukların ve sembollerin altında ne yatıyor?

Nereden bildiniz asıl rüyamın Bozkırda Deniz Kabuğu olduğunu? Sembollere gelince, bunların altında yatanları gerçek hayatımda buldum. Mesela toprağı kazarken buldum bir seferinde. Başka yerlerde buldum. Ama buldum... Hemen söyleyeyim, bu filmler bir üçleme değil. Gayet güzel bir film olacak. Bu filmden kan çıkacak (!). Cannes Film Festivali'nde ödül alacak inşallah. Uluslararası festivallerde dolaşacağız. Güney Afrika'ya bile gitmişti ilk filmimiz biliyorsunuz.

Karpuz Kabuğu'ndan Gemiler Yapmak, herkes tarafından sevildi. İnsanlar ne buldu bu filmde?

Her şeyden önce samimiyet buldular. Samimi ve aynı zamanda evrensel... Film, anlatmak istediğini seyircinin kulağına fısıldadı adeta. Unutmadan söyleyeyim, Karpuz Kabuğundan Barbaros'un donanmasını yapmak fikrim de vardı benim...

Bir tat bıraktı izleyicide Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak. Peki sizin hayatınızda neleri değiştirdi?

Gene film yapmaya çalışıyorum. Sizin de gördüğünüz gibi. Allah nasip ederse sonuna kadar devam etmeyi düşünüyorum.

Köydeki rutin hayat değişti mi ya da sinema sevdalısı gençler çıkıp sizi ziyaret ediyorlar mı?

Yok canım, ne gezer! Bir laf vardır buralarda, Ne gezer Hacı Ahmet'te kav çakmağı! derler. 10 yaşında başladım bu işe, o zamanlar benim 8 mm'lik bir kameram olsaydı neler vermezdim. Şimdi herkesin elinde kamera... Bana deli dediler köyde. Kimse oğlunu benimle oynatmazdı. Ama şunu söyleyeyim, film çekmesem delirirdim. Zaten ben normal olmak istemiyorum.

Hayatımda bir kez bile film seti görmüş değilim

Sizin gençliğinizde sinemaya ilgi duyan birileri olsaydı siz neler yapardınız?

Burada benim gibi sinemaya ilgi duyan biri olsaydı yıllar önce, inanın başlarından ayrılmazdım. Buraya film çekmeye gelmişlerdi de yanlarına yaklaşmaya korkmuştum. Onlar sanki başka bir dünyanın insanı gibiydiler benim için. Ulaşılamayan... İnanmayacaksınız; ama ben hayatım boyunca bir kez bile film seti görmüş değilim. Orada neler döner neler yapılır, kim yönetmenle ne konuşur, yönetmen oyuncuya neler anlatır görmedim. Bir film nasıl çekilir bilmem. Nasıl çekiliyor sahi?

Çocukluğunuzda sinemaya ne kadar gidebiliyordunuz; aklınızdan çıkmayan bir sinema anınız var mı?

Olmaz mı? Yazlık sinemalar gece faaliyette olmalarına rağmen gündüz gider oradan çıkmazdım. Çingene bir çocuk vardı; yanlış hatırlamıyorsam adı Horatay'dı. Bana atalarını anlatırdı. Yazlık sinemada yatardı. Ben de ona imrenirdim. Keşke burada kalsam, derdim kendi kendime. Işıklar söner, herkes dağılır ve afişler inerdi. Sinemada gördüğüm karakterlerin, tekrar afişin içine girdiğini zannederdim.

Peki sizden başka filmler de izleyecek miyiz? Kütahya'nın ya da Tavşanlı'nın dışına çıkacak mısınız?

Yeni yazılmış değil, daha önceden yazdığım senaryolar var. Sürekli aklıma hikâyeler geliyor. Proje sıkıntımız yok. Yapım sıkıntımız da yok. Ayrıca bir şeyi itiraf etmek istiyorum: ABD'den bana film teklifi geleceği hiç aklıma gelmezdi. Çok mutlu oldum. Kültür Bakanlığı maddi destek verdi, ama çok fazla değil. Yine de verdiler sağolsunlar.

Bozkırda Deniz Kabuğu'nun galasını, filmin çekildiği Tepecik köyünde yapmayı düşünür müsünüz?

Çekim yaptığımız köyde gala yapmayı düşünüyoruz tabii ki. Ancak Kütahya'da sinema izleyicisi ve sevdalısı Erzurum'dan az. Şairler, ressamlar vardır, Kütahya sanatla iç içedir, ama sinemaya ilgi az ne hikmetse. Hüseyin İnce var mesela ressam, çok gerçekçi resimleri vardır. Ben de bir zamanlar resim çizmiştim. Ama herkes alıp götürdü, dağıttım.

Çekim serüveni de film gibi...

Ahmut Uluçay'a ulaşmamız (telefonunu, 11811'den bulduğumuz Tepecik köyü muhtarından aldık), sabahın köründe köy camiinin önüne dikilişimiz, rastladığımız ilk köylünün filmin oyuncularından Ahmet Tepe oluşu... Haklı olarak Uluçay'ın her anını kontrol altında tutan yapımcıyı razı edip röportaj yapabilmemiz... Bütün bunlar da en azından bir kısa filme konu olabilecek kadar ilginçti.

Çektiği ödüllü kısa filmlerin ardından Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak adlı ilk uzun metrajlı filmiyle İstanbul Film Festivali'nde ve katıldığı uluslararası festivallerde onlarca ödül kazanan Ahmet Uluçay, merakla beklenen ikinci uzun metrajlı filmi Bozkırda Deniz Kabuğu'nun kış çekimlerini bitirdi. Uluçay, Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tepecik köyünde, aralık ayında çekimlerine başladığı filmde, yerel hayattan oldukça ilginç ve samimi öykülere yelken açmayı hedefliyor. Geçen yıllarda ağır beyin ameliyatı geçiren yönetmen bir yandan da sağlık sorunları ile mücadele etmek zorunda. Bu yüzden de çekimler pek de kolay geçmiyor. Özel olarak hazırlanmış minibüs, istediği gibi dizayn edilip hizmetine sunulmuş. Ancak biri var ki ona gereken tüm kolaylığı sağlıyor. Sadece çekimlerde değil, çekimlerden sonra da yanında ayrılmıyor. O kim diyeceksiniz? Uluçay'a, Bozkırda Deniz Kabuğu filmi için her türlü desteği veren Tersine Film'in patronu Tayfun Delice... Uluçay'ın yanından bir an bile ayrılmayan Delice, film için kalkıp ABD'den gelmiş. "Sağlık her şeyden önce gelir." diyerek, filmin çekimlerini Uluçay'ın sağlık şartlarına uydurmaya çalışıyor. Yönetmenin tüm filmlerini izlediğini söyleyen Delice, "Uluçay ile Newyork'ta tanıştık. 4. Tribeca Film Festivali'nde. Bir kaldırımın üzerine oturduk ve bana anlattı, Bozkırda Deniz Kabuğunu. Çok beğenmiştim. İletişimde kaldık ve filmi yapmaya karar verdik. Biz ABD'yi Uluçay'ın ayağına getirdik." diyor. Bozkırda Deniz Kabuğu'nun oyuncuları yine Tepecik Köyü'nden. Yakup'u oynayan Serkan Özcan Tavşanlı da bir okulda çaycılık yapıyor. Ahmet Tepe ise Uluçay'ın köyde en çok sevdiği isimlerden. Filmde bilge bir kişiyi oynuyor. Emekli öğretmen Mehmet Gürleyen de bir öğretmeni canlandırıyor. Gerçi bunları bir araya getirip fotoğraf çekmek, konuşmak neredeyse imkânsız. Birini bulduğunuzda diğerinin işi çıkıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen Gürleyen ile Tepe'yi tarlada buluyor ve konuşuyoruz. Tabii, Tavşanlı'da çalışan çaycı Serkan Özcan'ı bulmak kolay olmuyor.

'Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak'ın oyuncuları şimdi ne yapıyor?

Hazır Tepecik köyüne ve Tavşanlı'ya gelmişken Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak'ın oyuncularını bulmadan dönmek olmazdı. Hayallerinin peşinde koşan iki gencin, filmde berber çırağı olan Kadir Kaymaz ile karpuzcunun yanında çalışan İsmail Taslak'ı soruyoruz Tepecik köylülerine. Bulmak ne mümkün! Hayat onları çoktan farklı dünyalara savurmuş. Kaymaz, Çanakkale Üniversitesi'nde ziraat okuyor. Taslak ise Tavşanlı Tepecik hattında dolmuş işletiyor. Bu arada Uluçay'ın her şeyim dediği Ahmet Tepe gezdiriyor bizi. Zaten oralarda ona Yılmaz Güney diyorlarmış. Gençliğinde çok hızlıymış Tepe. Bir senaryodan bahsediyor. Uluçay'ın babasını anlatacak film projesinde babasını kendisi oynayacakmış. Uluçay'ı ise oğlu. Tabii sadece bunlarla sınırlı değil Uluçay'ın film projeleri. "Bende bir TIR dolusu proje var." diye boşuna demiyor...

Röportaj: Yusuf Bülbül

(Zaman / Cumaertesi)

'İnanmayacaksınız; ama hayatımda bir kez bile film seti görmedim.' diyen yönetmen Ahmet Uluçay, ikinci filmi Bozkırda Deniz Kabuğu'nda inanılmaz bir ekiple film seti oluşturmuş. Kış çekimleri tamamlanan filmi için yönetmen oldukça iddialı konuşuyor: "Cannes Film Festivali'nden ödül alacak inşallah".  
YAZININ GÖRSELLERİ:
İz BırakanlarTümü »

» Biraz Sakar Biraz Çirkin Fazlasıyla Komik Bir Fenomen: Kemal Sunal / Ahmet Aksoy
» Gerilime Bir Adım Daha Yakın Çekim: Brıan De Palma / Abdullah Ömer Yavuz
» Direnişçi Bir Makinistin Portresi / Zafer Işık
» Gerilime Bir Adım Daha Yakın Çekim: Brian De Palma / Abdullah Ömer Yavuz
» Sinema Literatürüne Spaghetti Western'i Kazandıran Adam: Sergio Leone / Ahmet Aksoy
DVD RafıTümü »

» Elizabeth Altın Çağ
» Kirazın Tadı
» Yumurta
» Bir Rüya İçin Ağıt
» Otomatik Portakal
VizyondakilerTümü »

» Zoraki Kral
» 127 Saat
» Kaçış Planı
» Ya Sonra
» İz Peşinde

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!