[ Haberler -> Edebiyat Haberleri ] Bitmeyen Hazine; Cemal Süreya 21.03.2005 - 10:52 İstanbul'da, 9 Ocak 1990 tarihinde 59 yaşında yaşamını yitiren Cemal Süreya'dan kalan eserleri, dördüncü eşi Birsen Süreya yaklaşık 15 yıl sakladı.
Birsen Süreya'nın ölümü üzerine kızı Gonca Uslu, korumaya aldı. Gerçek adı Cemalettin Seber olan, Maliye Müfettişliği yaparken Cemal Süreya adıyla yazılar ve şiirler yazmaya başlayan ünlü şairin düzeltilmiş ve baskıya hazır 3 kitabı ile bir çevirisi ve sayısız şiiri bulunduğunu söyleyen ressam ve seramikçi kızı Gonca Uslu, "Annemin anı olarak sakladığı eserlerin çürüyüp gitmesine gönlüm razı olmadı. Bir yayıncı, yayınlamak üzere isterse, maddi karşılık beklemeden veririm. Herhangi bir müzede de sergilenebilir" dedi. Uslu, üvey babasının ölümünün arkasındaki sır perdesini de şairin önümüzdeki ölüm yıldönümünde açıklayacağını söyledi.
Kütüphanesi satıldı...
Köyceğiz'deki evinde mütevazı bir yaşam süren 48 yaşındaki ressam ve seramik sanatçısı Gonca Uslu, "Cemal Süreya'nın binlerce kitap ve el yazması eserini, notlarını, ölümünden sonra oğlu Memo, çok cüzi bir paraya Perinçekler'e sattı. Bendekileri, annem sakladığı için kurtarabildik. Annem kendine özel kalmasını istedi. Geçen yıl annemi de kaybettim. Bu eserlerin değerlenmesini istiyorum" dedi. Uslu şunları söyledi: "1966'da geçtiğini anladığım ama yazarının kim olduğunu açıklamayacağım 'Bilimsel sorun ve toplumsal sorun olarak Eşcinsellik' isimli, İngilizce'den çevrilmiş çalışması, basılmaya hazır. Kendisinin yazdığı Sinemadaki Erkekler, Kadınsız Erkekler ve Genel Yerler isimli kitap taslakları bende. Tanınmış insanlar üzerine notları var.
Bir notunda 'Cem Karaca tanka binmek istedi, Barış ise uçağa' demiş. Bazı yazıları sansürsüz okunmaz. Orhan Aldıkaçtı'ya zehir zemberek bir yazısı var. 'Orhan Aldıkaçtı, devleti değil milleti koru. Türkiye kavimler kapısıdır bilmez. Telefon dinleme hakkı tanıyor. Vural Arıkan'ın faşistti. Düşünceye karşı. Bir hukuk profesörü bu kadar düşünceye karşı olur mu? Anayasayı b.. etmiş. Milli Güvenlik Kurulu'nu övüyor. Utandım ondan da kendimden de' diyor. Bir yazısında Cumhuriyet Gazetesi'ni eleştirmiş.
Nazım Hikmet ile ilgili verdiği habere tepki göstermiş. Fethullah Gülen'le ilgili görüşlerini dile getirmiş. Güzel karikatür yapardı. Hepimizin karikatürünü çizmişti. Oğuz Aral'ı severdi. Onu da çizdi. Onunla akşamları sofra sohbetleri keyifliydi. Televizyon izler, birşey çizer, dinlemez görünürdü. Konuşmamız bittikten sonra bir cümle söylerdi, şaşardık. Bu arada aldığı notlar ertesi günkü yazısı olurdu. 'Ohh rahatladım. Bu çocuk doğurmak gibi bir şey' lafı o yazının bittiği anlama geliyordu."
Soyadındaki "Y" harfini iddiayla kaybetti...
Cemal Süreya'nın kendisine ait evinin olmadığını, 16 yılı Acıbadem ile Kadıköy'ün çok çeşitli mahallelerinde geçirip sürekli taşındıklarını anlatan Uslu, "En son Kadıköy Mühürdar'da otururken onu kaybettik. Ölmeden önce anneme miras yazısı bırakmış. 6 madde. İki tane halı, kütüphane, masanın ortasındaki ve yabancıların yarısı, çiçeklerin hepsi, büyük ayna, bütün kitapların telif hakkının yarısı, kendisini ve bütün notlarını anneme bıraktığını belirtiyor. İmza tarihi 4 kasım 1989."
Ünlü şairin ölümünden kısa süre de Üstü Kalsın adlı şiirini yazdığını belirten Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: "Fazla parası hiç olmadı. Bir gün bana boş bir kağıdın altını imzalayıp uzattı ve dedi ki, 'Ölümümden sonra üstünü istediğin gibi doldurup zengin olursun. Param yok ama telif haklarını kullanırsın' demişti. Kağıttan Japon fenerlerinin üzerine şiirler yazardı. 'Bunu da sakla çok büyük para eder' derdi. Güzeli severdi ama tek kadını sevmek isterdi. Annemi çok sevdi. Ona "Bayan nihayet" derdi. İddiaya girmeyi severdi. Arkadaşıyla bir şey üzerine iddiaya girmiş. Kaybederse soyadındaki "y" harfinden birini sildireceğini söylemiş. Kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş.
(Hürriyetim) |