Bütüncül Psikoterapi Ne Kadar Gerekli Ve Ne Kadar Mümkün?
Ali Ayten
06.06.2008 - 16:19
Her toplumun kendine has değer yargıları, normları ve kültürel nitelikleri vardır. Bu kültürel çerçevede doğru ile yanlışın ve normal ile anormalin sınırları çizilir, bu sınırlar toplumdan topluma farklılık gösterir. Bir kültürün normali diğeri için anormal olabilir. Bu nedenle, temellerini normal ve anormal üzerine kuran psikiyatri ve psikoterapinin zordur işi. Bir de psikoterapinin köşe taşları, kriterleri başka kültürler tarafından oluşturulmuş ise, o alandakilerin vay haline. Öncelikle başka toplumlar için konulmuş kriterleri de göz önünde bulundurarak, içinde yaşadıkları toplumun normalini ve anormalini belirleme ve o kültür içerisinde ortaya çıkan hastalıkları tedavi etmek için kafa yormaları gerekmektedir. Evet, psikiyatri ve psikolojinin merkezinde üretilen bilgiler ve terapi tekniklerinden uzaklaşarak, kültürel sınırlar içerisinde psikoterapi ekolü geliştirmek zordur. Ancak belki, mevcut psikoterapi ekollerinden yola çıkarak ve kültürel şartları da dikkate alarak bütüncül bir psikoterapi üretmek mümkündür.
Bilindiği gibi ruh hastalıklarının tedavisi problemi, günümüzde yeni ortaya çıkan sorunlar yumağı değildir. Geçmişten günümüze pek çok kültürde bu tür hastalar, farklı tedavi yöntemleriyle müzikle, su sesiyle vb. tedavi edilmeye çalışılmıştır. Örneğin Ortaçağ Avrupası'nda ruhsal hastalıkları olanlara terapi yöntemi olarak neyin kullanıldığını bilseydiniz, aklınıza daha sıkı mukayyet olurdunuz. Bahsettiğim yöntem, trapenasyon tekniğidir. Buna göre, hastanın kafasına, kafatası delinmek suretiyle bir delik açılır ve insana giren kötü ruhların çıkarılması sağlanır, böylece hastanın tedavi edildiği kabul edilirdi. Günümüzde ruhsal hastalıklar için tedavi teknikleri gelişti ve modernleşti, korkuya gerek yok diyebiliriz. Ancak gelişen tedavi yöntemlerine rağmen, insanın ruh sağlığını bozan faktörler de modern hayatın keşmekeşi ile beraber arttı. Bununla birlikte günümüzde, bir diğer problem de psikoterapide kültürel şartların dikkate alınması meselesidir. Zira bu şartlar dikkate alınmadığı takdirde birtakım yanlışlar yapılabilmektedir. İşte bu noktada, kültürel şartları da dikkate alan bütüncül psikoterapilerin önemi artmaktadır.
Mademki, bütüncül psikolojinin bu kadar önemli olduğunu savunuyoruz. O halde gelin böyle bir kitap okuyalım. Ama durun "siz hiç yorulmayın burada okunmuşu var" kabilinden ve haddim olmayarak, sizlere bir kitap tanıtıvereyim bu yazıda. Zaten baştan beri yaptığımız laf kalabalığının sebebi de bu değil mi? Bu kitaptan öğrendiklerime göre, günümüzde mevcut psikoterapi ekolleri, dinamik psikoterapiler, davranışçı psikoterapiler, bilişsel psikoterapiler ve varoluşsal psikoterapiler olmak üzere dörde ayrılıyor. İşte bu psikoterapi tekniklerini sentezleyen/kapsayan bütüncül psikoterapi, onların kültürel şartları da dikkate alarak uygulanmasını savunur. Kitabın yazarı, hiçbir ekole bağlı kalmaksızın insanı geniş bir perspektifte değerlendirmeye çalışmış. Türk insanının psikoterapiden beklentilerini ve sosyokültürel yapıyı da dikkate alan yazar, bu şartlara uygun olarak psikoterapi teknikleri kullanılması gerektiğini ifade etmiş ve kendi klinik uygulamalarından örnekler vermiş. Bu kitap, bugün hala uygulanan psikoterapi teknikleri hakkında genel bir bilgi vermekte ve bütüncül psikoterapi uygulamalarına bir giriş niteliği taşıyor. Yazarın sadece teori ile yetinmeyip klinik örneklere de yer vermesi, psikiyatrist olmanın verdiği deneyimleri kitaba yansıtması ve akademik bir kaygı taşımadan yazması kitabın akıcı ve anlaşılır bir dile sahip olmasını, daha geniş bir kitleye hitap etmesini sağlıyor. Kitapta dinamik psikoloji ağırlığını hissettirse de psikoterapi tekniklerinin genel bir harmanlamasını yapması ve içinde yaşadığımız kültüre ve bu toplumun insanların beklentilerin cevap vermek amacıyla yeni sentezler sunması, kitaba özgün bir nitelik kazandırıyor. Psikoterapide kültürel unsurların önemine dair yazılan önemli bir kitap. Dr. Tahir Özakkaş tarafından yazılan "bütüncül psikoterapi" Litera Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. İyi günlerde okunması temennisiyle...
Bu kitap, bugün hala uygulanan psikoterapi teknikleri hakkında genel bir bilgi vermenin yanında bütüncül psikoterapi uygulamalarına bir giriş niteliği taşıyor.