Türkiye Türkçesinin varolan üç büyük sözlüğü, Ali Püsküllüoğlu'nun, Türk Dil Kurumu'nun ve Kubbealtı'nın sözlükleridir. Ama dikkatinizi çekmiştir, "Türkiye Türkçesi"nin diyorum. Türkçenin çeşitli lehçelerini ve Anadolu Türkçesinin mahalli ağızlarını kapsayan bir sözlüğümüz yakın zamana kadar yoktu. Yaşar Çağbayır'ın yeni yayımlanan "Ötüken Türkçe Sözlük" adlı eseri, gerçekten bu büyük boşluğu dolduruyor.
5 cilt ve 5 bin 744 sayfa içinde 246 bin kelime! CD'siyle birlikte satışa sunulmuş. (www.otukensozluk.com) Onun için Türk dilinin en büyük sözlüğü gerçekten.
Tabii ki Türkiye Türkçesinde 200 bin küsur kelime kullanmıyoruz; edebi ve bilimsel eserleri kattığımız zaman bile bu kelime sayısına ulaşamayız.
1932'de toplanan Birinci Dil Kurultayı'nda, Türkçenin 'ilim dili' haline gelmesi için 'en az 120 bin kelimeye' ulaşması gerektiği belirtiliyordu. O düzeye ulaştık mı, emin değilim.
"Ötüken Türkçe Sözlük"te 246 bin kelime bulunmasının sebebi, Türkiye Türkçesiyle beraber, Türk dilinin çeşitli lehçe ve şivelerini de kapsıyor olması. Zaten sözlüğün üst başlığında "Orhun Yazıtları'ndan günümüze Türkiye Türkçesinin söz varlığı" ibaresi yer alıyor.
Otuz yılda hazırlanmış, gerçekten kutlanacak bir eser.
Bunları işittiniz mi?
Hem Türkçenin çeşitli lehçeleri hem Türk dilinin çeşitli coğrafyalarda ve tarihi devirlerde yaşadığı değişimler hem de Anadolu'nun mahalli ağızlarındaki kelimeler bu sözlükte yer alıyor.
Size bir soru soracağım: 'Kili' ne demek? Ben, memleketim olan Yozgat'taki mahalli ağızlarda bu kelimenin kullanıldığını biliyordum. Ama eldeki sözlüklerde bu kelime yer almıyor.
Biliyorsunuz, Atatürk hakkındaki kitaplarıyla tanınan bir profesörümüz var; Suna Kili... Suna Hanım soyadının anlamı biliyor mu, bilmiyorum. Çağbayır'ın sözlüğünden öğreniyoruz ki, Anadolu ağızlarında 'kili' kelimesi 'bağ bahçe duvarı, tarla sınırı, soyulmuş ceviz, dört ölçek, sonra' gibi anlamlara geliyor.
Peki, 'belerti' ne demek? Bunu işitmiş miydiniz? Ben çocukluğumda rahmetli annemden defalarca işitmiştim. Bu sözlükte var: 'Derideki morluk.'
Edebiyat öğretmeni olarak Anadolu'yu dolaşmış olan Çağbayır, böylece karşılaştığı her kelimeyi not almış. O bakımdan Anadolu ağızlarını iyi biliyor. Eskiden halkevlerinin yaptığı 'taramaları' da incelemiş.
Bir soru daha: "Alper Tunga Destanı"nda "Men sizlerğe boldum Kagan" mısraındaki 'boldum' ne demek? Bu sözlükte var: 'Olmak, meydana gelmek'.
Osmanlıca dizin
Azerilerle konuştuğunuzda veya Azeri Türkçesiyle yazılmış bir metni okuduğunuzda 'kömek', 'kömeğ', 'kömeğlemek' gibi kelimelerle karşılaşırsınız. Azerbaycan'ın sokaklarında, köylerinde sık sık kullanılan, çok yaygın bir kelime...
Türkiye Türkçesiyle yazılmış sözlüklerimizde bulamazsınız, ama "Ötüken Türkçe Sözlük"te var: Kömek: Yukarıda olmak. Gömmek. Yardım. Kömeğ etmek: Yardım etmek. Kömekçi: Yardımcı.
Yaklaşık 6 bin sayfayı bulan sözlükte Göktürk, Eski Uygur, Hakaniye, Oğuz, Eski Anadolu, Anadolu, Osmanlı Türkçeleriyle birlikte çağdaş Türkçe ve Rumeli, Kıbrıs, Kerkük ağızlarından kelimeler yer alıyor.
Bu sözlükle gerçekleşen bir başka ilk de, beşinci cildin sonuna Osmanlıca yazımıyla 55 bin kelimelik bir dizinin konulmuş olması. Özellikle Osmanlıcayı öğrenen öğrenciler ve akademisyenler için bir kelimenin hem doğru okunuşuna hem de anlamına ulaşmak bakımından son derece yararlı bir kaynak.
Çünkü mevcut Osmanlıca sözlüklerde kelimeler Latin harfleriyle yazılıyor, Osmanlıca yazımları parantez içinde veriliyor. Mesela Hakimiyet-i Milliye gazetesini tarayarak Kurtuluş Savaşı üzerine araştırma yapan bir kimse, okuyamadığı bir kelimeyi harflerine bakarak "Ötüken Türkçe Sözlük"teki bu dizinde bulabilir; ama Latin harfleriyle yazılmış Osmanlıca sözlüklere bakarak bulamaz.
"Ötüken Türkçe Sözlük", gerçekten değerli bir eser. Ömrünü bu sözlüğe adayan Yaşar Çağbayır'ı kutluyorum.
Türkçenin En Büyük Sözlüğü, Taha Akyol, Milliyet Kitap, Temmuz 2007.
5744 Sayfada 246 Bin Kelime!Türkçenin çeşitli lehçelerini ve Anadolu Türkçesinin mahalli ağızlarını kapsayan bir sözlüğümüz yoktu. "Ötüken Türkçe Sözlük", bu büyük boşluğu dolduruyor.