Necip Tosun'un, ilk öykü kitabı Küller ve Uçurumlar'dan yedi sene sonra ikinci kitabı... Türkiye Yazarlar Birliğinin Yılın Öykü Kitabı seçtiği Otuzüçüncü Peron'da yer alan öyküler, hayat bilgisi dersinden sınıfta kalmış, hayata 3-0 mağlup başlamış, rüyalannı terk etmiş ya da rüyaları tarafından terk edilmiş insanları anlatıyor. Tosun, bazı öykülerde kimlikleri bîr iskambil destesini karıştırır gibi öylesine iç içe geçiriyor ve bu karışıklık öyküye farklı açılımlar ve çağrışımlar kazandırıyor. Tosun'un hikâyelerinde anlattığı kişilerin bir özelliği de, yaşanmış onca yenilgiye rağmen "hayat acemisi" olmaları. Ahmet Kekeç, Necip Tosun için, "dikkatimizi küçük insanlara, küçük ilişkilere yönelten ve bunlan yaparken de aslında o devasa 'insan' sorunsalı üzerine düşünmemizi sağlayan bir öykücü," diyor. Otuzüçüncü Peron'a uğrayan okur, karşısında yenilgileriyle, özlemleriyle insanı buluyor ve rastladığı insanın, aslında kendisinin bir yansıması olduğunu fark ediyor. Kitabı "güzel" kılan da bu zaten... (Virgül 94, Suavi Kemal Yazgıç)