Geleneksel mızraplı tanburun son gerçek temsilcilerinden, ismi yaylı tanburla özdeşleşmiş, bu sazın en büyük ve tek üstâdı kabul edilen Ercümend Batanay, tedavi görmekte olduğu Çapa Hastanesi yoğun bakımında hayata gözlerini yumdu.
Tanburî Hafiz Kemal Batanay'ın oğlu olan Ercüment Batanay, tanburla 3 yaşında tanıştı. Uzun yıllar İstanbul Radyosu'nda ve sahnelerde dinleyenleriyle buluşan Batanay; Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla, Muazzez Abacı ve Müzeyyen Senar gibi pek çok ünlü sanatçıya, mızraplı tanburuyla eşlik etti. 77 yaşında ölen Ercüment Batanay'ın cenazesi Şişli Camii'nde, 6 Mayıs Perşembe günü ikindi vakti kılınan namazdan sonra Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Kendine özgü tarzıyla tanburu musiki içinde farklı yerlere taşıyan Batanay, üslûp sahibi tanbur ustalarından birisiydi.
Rauf Yekta Bey ile tanışma
9 Nisan 1927 tarihinde Kasımpaşa'da doğan Batanay, babası tanburi ve bestekâr Kemal Batanay'ın çocuğu olması sayesinde tanbur ile çocuk yaşlarda tanıştı. 5 yaşında Rauf Yekta Bey ile tanıştırılan Batanay, (Kemal Bey, hafta sonları Rauf Yekta Bey'in Beylerbeyi'ndeki köşküne gider ve hocasıyla birlikte meşk ederdi. Bir pazar günü beş yaşındaki oğlu Ercüment'i de yanında götüren Kemal Bey, küçük Ercüment'i meşkin yapıldığı odanın arkasındaki odaya götürerek eline küçük bir tanbur verir. Bu tanburdan çeşitli sesler çıkaran Ercüment'i duyan Rauf Yekta Bey, meşki durdurarak odadan gelen sese kulak kesilir. Odaya girdiğinde Ercüment'in bir eliyle yerdeki tanburun tellerini çektiğini, diger eliyle de perdelerin üzerinde ses aradığına şahit olan Rauf Yekta Bey, odadan ayrılıp birkaç dakika sonra elinde küçük bir tanburla geri döner. "Bunu oğlum Ahmet için yaptırmıştım ama haylaz, eline bile almadı." deyip tanburu Ercüment'e uzatır. Küçük Ercüment, büyür Ercüment Bey olur.) o günden bu güne elinden tanburu bırakmaz.
Mesut Cemil Bey'den ders aldı
Dokuz yaşına geldiğinde, onu dinlemesi için İstanbul Radyosu'nda dönemin büyük üstatlarından Tanburî Cemil Bey'in oğlu Mesut Cemil Bey'e götüren Hafız Kemal Bey, icraya hisarbuselik bir taksimle başlayan Ercüment Batanay'dan çok etkilenir ve kimseye ders vermediği halde, çocuğu her pazar yanına göndermesini söyler. Mesut Cemil Bey'in tayini Ankara'ya çıkıncaya kadar, iki yıl devam eden derslerde Tanburî Cemil ve onun varisi Mesut Cemil Bey'den müzik bilgisini tam olarak öğrenir.
Hem çaldı hem de oynadı
Mesut Cemil Bey'in Ankara Radyosu'na gitmesiyle birlikte okula devam eden Batanay, Neyzen Emin Efendi'den de müzik dersleri görür. Ortaokul yıllarında adı artık iyiden iyiye duyulmaya başlayan Batanay, sahneye ilk çıktığında henüz 10 yaşındadır. Ercüment Batanay, 1941 yılında müziklerini Sadettin Kaynak'ın yaptığı, Münir Nurettin Selçuk'un da başrol oynadığı "Kahveci Güzeli" adlı bir filmde hem tanbur çalar hem de oyunculuk yapar.
Tanbur onunla köklü bir değişikliğe uğradı
1945'te lise ikinci sınıfa giden 18 yaşında bir delikanlı olan Batanay, İstanbul Belediye Konservatuarı Reisi Hüseyin Sadettin Arel tarafından konservatuar kadrosuna alınır. Özgün üslûbu ile dikkatleri üzerine çeken Batanay, lise bitince askere gider. Yedeksubay olarak vatanî hizmetini yerine getiren Batanay, bir de buluş yaparak sazını daha da geliştirir. Bir tür ameliyat ipliği olan "katküt"ten tanbura perde yapan Batanay, bunda başarılı olur. Batanay'ın bu icadından sonra, tanburda kiriş yerine katküt kullanılmaya başlanır.
Aranılan bir sâzende olur
Batanay askerlik sonrasında yeni bir sayfa açacak ve sadece sahnelerde ünlü sanatçıların arkasında çalmaya başlayacaktır. Ercüment Batanay, 1948 yılında Hamiyet Yüceses'in davetiyle Taksim'deki Kristal Gazinosu'nda sahneye çıkar. Artık sahnelerin aranılan müzisyenlerinden birisi olmuştur. Zeki Müren, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Muazzez Abacı ve Bülent Ersoy; Batanay için birbirleriyle yarışırlar. 1949'dan itibaren de her gün İstanbul Radyosu'nda çalmaya başlar. Radyo, konservatuar ve gazinolar tempolu bir hayata başlayan Batanay, 1961'de ani bir kararla radyodan istifa eder ve konservatuardan da ayrılır.
Artık sadece sahnelerdedir
Artık sadece sahnelerde görünür. Bu sırada tanburu mızrapla çalmayı bırakıp, yaylı tanbura geçer. Bir daha da mızraplı tanburu eline almaz.
Alkole bağımlığıyla bilinen Batanay'dan geriye, mızraplı döneminin kayıtlarının toplandığı iki CD'lik bir albüm kaldı. Kaf Müzik tarafından hazırlanan albümde, 22 eser yer alıyor. Bu albümün yanında, müzikolog Murat Bardakçı'nın kaleme aldığı Ercüment Batanay'ın sanatı ve eserlerini anlatan bir de kitapçık veriliyor. Bu yazıyı hazırlarken bu kitapçıktan faydalandık.
Ne mutlu bu fani dünyada bâki bir sadâ bırakabilenlere... Müzikseverlerin başı sağolsun.
Hazırlayan: Mehmet Kaman
Geleneksel mızraplı tanburun son gerçek temsilcilerinden, ismi yaylı tanburla özdeşleşmiş, bu sazın en büyük ve tek üstâdı kabul edilen Ercümend Batanay, tedavi görmekte olduğu Çapa Hastanesi yoğun bakımında hayata gözlerini yumdu.Tanburî Hafiz Kemal Batanay'ın oğlu olan Ercüment Batanay, tanburla 3 yaşında tanıştı.