İki aylık edebiyat dergisi Atlılar 13. sayısıyla biraz gecikmeli olarak da olsa karşımızda. Yeni döneminin dördüncü sayısında bu sefer kapakta genç kuşak şairlerden Esma Toksoy var. Şairin "dört destan iki güzelleme"sinin yanında, Hakan Arslanbenzer'in "Şairim Esma Toksoy" adlı değerlendirmesini görüyoruz. Arslanbenzer yazısında, Toksoy şiirinin kendini tanımış bir insanın şiiri olduğuna dikkat çekerek, şairin okuyucuya "lirik ben"e karşı "kendi kendinin destanı" denebilecek bir bakış açısı sunduğunu vurguluyor. Eylül-Ekim sayısının diğer şairleri ise Eren Safi, Hakan Arslanbenzer, Ali Akyurt, Melek Açıkgöz ve ilk şiiriyle karşımıza çıkan Oğuzhan Akgün. Murat Güzel 12. sayıda başladığı "ironik realizme doğru" yazılarının ikincisiyle dergiye katkıda bulunuyor: "Türkiye'de siyaset ve edebi özerklik sorunu". Dergide ayrıca, Atlılar okuyucularının artık yakından tanıdığı Raymond Carver'ın yeni bir hikayesi ve Hanife Öz'ün bu hikayeyi merkeze alan "Carver'ın sırrı" yazısı dikkat çekiyor. Ali Akyurt'un Sema Kaygusuz ve Uğur Kart'ın Selçuk Orhan yazılarıyla Atlılar dergisi son dönem Türk hikayesinin eleştirisine de el koymuş gözüküyor. Fazıl Baş Ahmethan Yılmaz şiirini incelerken, Hakan Arslanbenzer de eleştiri yazılarına "Sağ eleştirmenler" dizisinin ilk yazısı olan Mehmet Can Doğan eleştirisiyle katılıyor. Bu sayıda yine Arslanbenzer'in Kılavuz, Atlas ve Geniş Açı dergilerini değerlendirdiği "Kalp atışları" sayfasını görüyoruz.
"Kendi kendinin destanı"
Çirkin adlı kitabının yayıma hazırlandığı duyurulan 1980 doğumlu şair Esma Toksoy bu sayıda altı şiiriyle ve özellikle de kapaktan girilen "Esmadan Esmaya" şiiriyle öne çıkıyor. Sıcak, yaşayan ve sahici bir şiir yazan Toksoy, Türk şiirinde sağlam ve kalıcı bir yer edineceğinin işaretini veriyor. Hakan Arslanbenzer de Toksoy yazısında, "kendinin tadını almış değil, kendini tanımış insanın" yazdığı bir şiirle karşı karşıya olduğumuzu vurgulayarak lirik ben'le Toksoy'un kendine yaklaşımındaki epik tutum arasındaki karşıtlığa dikkat çekiyor. Yazıda öne çıkan diğer bir nokta ise Toksoy'un, modern zamanların "radikal ahlakçı şair tipi"nden farklı olarak kendini hayatın içinde konumlayarak daha hakiki, hayata bulaşan ve bugüne ait bir şiire ulaştığı.
Son dönem Türk hikayesi: Sema Kaygusuz & Selçuk Orhan
Atlılar dergisi yeni döneminde Mustafa Kutlu'dan sonra, bu sayıda Sema Kaygusuz ve Selçuk Orhan üzerine yazılmış birer hikaye incelemesi yayımlayarak, hem son dönem Türk hikayesindeki tercihini göstermiş hem de hikaye konusuna da eğileceğinin işaretini vermiş oluyor. Hikayecilerin birer hikayesini merkeze alan bu yazılarda Kaygusuz hikayesinin kurgusunda sıkça rastlanan dönüşüm fikrinin ve yakın plan anlatımının açıldığı imkanlarla Orhan hikayesindeki ayrıntıcılık tarafsızlık karşıtlığı ve "yazarın sessizliği" gibi noktalara dikkat çekiliyor.
"Türkiye'de siyaset ve edebi özerklik"
Murat Güzel, Atlılar'ın bu sayısında Türk şiirinin modernleşme süreci hakkında kabul edilegelmiş bazı yargıları eleştirerek, "ironik realizm" kavramını yeni bir bağlama taşıyor. Güzel, Fransız şiirinde "saf şiir"in öne çıkmasına karşın Türk şiirinin içsel gelişimindeki özgünlüğün Namık Kemal-Tevfik Fikret-Mehmet Akif çizgisini merkeze taşıdığını söyleyerek, bunun siyaset ve edebiyatın izlediği süreçlerin paralelliğinden kaynaklandığını belirtiyor. Yazar ayrıca siyasallığın kurumsallığa indirgenmesinin, sözü geçen çizginin Cumhuriyet'in kurumsallaştığı dönemde yerini Yahya Kemal-Ahmet Haşim tarafından temsil edilen modern lirik çizgiye bıraktığı yanılsamasına yol açtığının altını çiziyor.
Eleştirinin Eleştirisi & Kalp Atışları
Derginin yönetmenliğini yürüten Hakan Arslanbenzer son sayfalardaki iki yazısının ilkinde sağ eleştirmenlerden Mehmet Can Doğan'ın eleştiri anlayışını ele alıyor. Arslanbenzer, "batılı kültür komiserliğinin güdümünde" olmaması beklenen bu yazarın yerli bir eleştiri yaratamamasını, ideolojik-sosyal kayıtlarına ve nesnel eleştiri yerine "hümanistik, deistik, empirik deneme türü"ne yönelmesine bağlıyor. Kültür, gezi ve fotoğraf dergiciliği alanlarından birer derginin ele alındığı Kalp Atışları sayfası ise Türkiye'deki kültürel ortamın canlılığını temsil eden işaretlerin izini sürüyor.